Danıştay Kararı 5. Daire 1997/1633 E. 1997/2479 K. 10.11.1997 T.

5. Daire         1997/1633 E.  ,  1997/2479 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/1633
Karar No: 1997/2479

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Davacı, … İtfaiye Müdürlüğü gurup amirliği görevinden alınarak itfaiye çavuşluğuna atanmasına ilişkin işlemin iptali isteğiyle dava açmıştır.
İdare Mahkemesi, İtfaiye Teşkillerinin Kuruluş, Görev Eğitim ve Denetim Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerine göre davacının gurup amirliğine atanma niteliğini taşımadığı, idarenin hatalı işleminin her zaman geri alabileceği gerekçesiyle davayı reddetmiştir.
Dosyadaki bilgilerden, davacının itfaiye eri olarak çalışmakta iken 14.6.1978 günlü onayla itfaiye zabıta memurluğuna, 28.9.1990 tarihinde zabıta amirliğine atandığı, 14.5.1992 tarihinde gurup amirliğine atanması işlemine karşı açtığı davada İdare Mahkemesinin, davacının bir üst görev olan gurup amirliğine atanmasında takdir yetkisinin hukuka uygun kullanıldığı gerekçesiyle davayı reddettiği, bu davaya konu edilen 29.5.1996 günlü işlemle de gurup amirliğine atanma niteliğini taşımadığı gerekçesiyle itfaiye çavuşluğuna atandığı anlaşılmıştır.
Olayın açıklanan oluşumu ve davacının gurup amirliğine atanması konusunda verilen yargı kararı ile ortaya çıkan hukuki durum ve idarenin güvenirliliği ve düzeni dikkate alındığında, dava konusu işlem hukuka aykırıdır.
Belirtilen nedenle, Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Davacı, İtfaiye Grup Amirliği görevinden alınarak İtfaiye Çavuşluğu görevine atanmasına ilişkin 29.5.1996 günlü 5230 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.

… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; İtfaiye Teşkillerinin Kuruluş Görev Eğitim ve Denetim Esaslarına Dair Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde, “Grup Amiri olabilmek için 3 yıl Başçavuş olarak çalışma zorunluluğu” nun getirildiği; davacının 5.5.1976 tarihinde itfaiye eri olarak göreve başladığı, 16.6.1978 tarihinde itfaiye zabıta memuru, 28.3.1990 tarihinde itfaiye Zabıta Amiri, 14.5.1992 tarihinde de itfaiye grup amiri kadrosuna atandığının anlaşılıdığı; yukarıda belirtilen Yönetmelik hükmüne uyulmadan yapılan atama işlemi hukuka aykırı olduğu gibi idarece emredici bir hukuk kuralına aykırı biçimde gerçekleştirilen işlemin süre kaydı aranmaksızın her zaman geri alınabileceği ve düzeltilebileceği prensibi uyarınca işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı; 1992 yılında İtfaiye Zabıta Amirliğinden İtfaiye Grup Amirliğine atanması üzerine bu işlemi dava konusu ettiğini, ancak idare mahkemesinin bu atamada hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddettiğini, bu nedenle aradan üç yıl geçtikten sonra bu atamanın hukuka aykırı olduğundan bahisle geri alınmasının hakkaniyete uymadığını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
23.8.1985 günlü, 18851 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İtfaiye Teşkillerinin Kuruluş Görev Eğitim ve Denetim Esaslarına Dair Yönetmeliğin “Personelin rütbelerinde en az bekleme süresi” başlıklı 7. maddesinde, “İtfaiye personelinin rütbelerinde en az bekleme süreleri aşağıda gösterilmiştir.
Bulunduğu rütbede bilgisi çalışkanlığı, ahlak ve terbiyesi, kılık ve kıyafeti, tavır ve hareketi ile kendini kabul ettiren personel açık unvan bulunduğu takdirde;
a) Onbaşı olabilmek için 3 yıl er olarak,
b) Çavuş olabilmek için 3 yıl onbaşı olarak,
c) Başçavuş olabilmek için 3 yıl çavuş olarak,
d) Grup Amiri olabilmek için 3 yıl başçavuş olarak,
………
çalışmak zorundadırlar….” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan 7. maddede “İtfaiye Zabıta Amiri” rütbesine yer verilmemesine karşın, Yönetmeliğin itfaiye personelinin görevlerinin sayıldığı 9. ve devamı maddelerinin incelenmesinden, İtfaiye Zabıta Amirliğinin Grup Amirliğinin altında fakat Başçavuşluğun üstünde bir rütbe olduğu görülmektedir.
Davacının 5.5.1976 tarihinde itfaiye eri olarak göreve başladığı ve ilk defa 27.3.1990 tarihinde rütbeli bir görev olan itfaiye zabıta amirliğine atandığı, daha sonra 14.5.1992 tarihinde de Grup Amirliği görevine getirildiği, ilgilinin Grup Amirliğine atanmasına ilişkin bu işlemi dava konusu etmesi üzerine … İdare Mahkemesinin (temyiz edilmeyerek kesinleşen) … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, davacının bir üst göreve atandığı gerekçesiyle ret kararı verildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
Olayda, davacının dava konusu işlem tarihi itibariyle itfaiye teşkilatında 20 yıl hizmeti bulunmakta ise de, bunun 6 yıl 2 ayı rütbeli görevde geçmiştir.
Her ne kadar davacı Yönetmeliğin 7. maddesinde öngörülen bekleme sürelerine uyulmadan üst rütbelere atanmış ise de, rütbeli görevde geçen 6 yıllık sürenin bu maddedeki bekleme sürelerine intibakı halinde (ilk üç yılının onbaşılıkta, ikinci üç yılının da çavuşlukta geçeceği ve dolayısıyla) dava konusu işlem tarihinde ancak Başçavuş olarak atanabilme şartlarını taşıyacağı ortaya çıkmaktadır.
Belirtilen duruma göre, davacının Grup Amiri olabilmek için gerekli hizmet süresine sahip olmaması nedeniyle Grup Amirliğinden alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi davacının rütbeli görevlerde geçen hizmet süreleri dikkate alındığında Başçavuş olarak atanması gerekirken Çavuş olarak atanmasında isabet görülmemiştir.
Öte yandan davacı itfaiye zabıta amirliğinden Grup Amirliğine atanmasına ilişkin işlemi dava konusu ettiğini, ancak İdare Mahkemesince işlemde hukuka
aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle ret kararı verildiğini, dolayısıyla böyle bir Mahkeme kararına karşın Grup Amirliğine atanmasında hukuka uyarlık bulunmadığının öne sürülemiyeceğini iddia etmekte ise de, ilgili davada davacının bir üst göreve atandığından bahisle ret hükmü kurulduğu anlaşıldığından, İdare Mahkemesinin bu ret gerekçesinin bu davada verilecek karara etki etmeyeceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararı davacının Grup Amirliği görevinden alınması yönünden hukuk ve usule uygun bulunduğundan, davacının temyiz isteminin bu yönden reddiyle kararın bu kısmının onanmasına; davacının itfaiye çavuşluğu görevine atanması yönünden ise anılan karar hukuka aykırı olduğundan, davacının temyiz isteminin kısmen kabulüyle kararın bu kısmının 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek bu kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen mahkemeye gönderilmesine, 10.11.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.