Danıştay Kararı 5. Daire 1997/148 E. 1997/2935 K. 09.12.1997 T.

5. Daire         1997/148 E.  ,  1997/2935 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/148
Karar No: 1997/2935

Davacı: …
Vekili: …
Davalılar: 1- Milli Eğitim Bakanlığı
2- Maliye Bakanlığı

Davanın Özeti: … İli, … İlçesi … İmam-Hatip Lisesi Resim Öğretmeni olan davacı, serbest avukatlık yapan eşine tedavi yardımından faydalanabilmesi için sağlık karnesi düzenlenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlem ile bu işleme dayanak olan Milli Eğitim Bakanlığının 1994/3 Nolu Genelgesinin 2. maddesinin (e) bendinin ve 82 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu’nu Genel Tebliğinin altıncı fıkrasının (b) bendinin iptalini istemektedir.

Milli Eğitim Bakanlığının Savunmasının Özeti: 657 sayılı Kanunun 209. ve 210. maddeleri uyarınca yürürlüğe konulan Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliğinin 3. maddesinin (b) fıkrasında tedavi yardımı ve yol giderlerinin kimler için hangi hal ve şartlarda sağlanacağının belirtildiği, bu madde ile Devlet memurunun herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanamayan eşinin kapsama alındığı, 1994/3 Nolu Genelgenin uygulamada karşılaşılan güçlükleri gidermek ve anlaşılamayan hususlara açıklık getirmek üzere yayınlandığı, Genelgenin 4. maddesinde tedavi yardımından yararlanabilecek eşin tanımının yapıldığı, çalışmayan eşin 657 sayılı Kanunun 202. maddesinde yeraldığı gibi “Her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan veya herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan aylık almayan” şeklinde tanımlandığı, davacının eşinin 1136 sayılı Avukatlık Kanununa göre avukatlık mesleğini icra ederken menfaat temin ettiğinin kayıtlı olduğu baro, vergi dairesi ve SSK kayıtlarından kesin olarak anlaşıldığı, bu sebeple 657 sayılı Kanunun 209. maddesinden yararlanmasının sözkonusu olmadığı, öte yandan avukatlık meslek mensuplarının Avukat Topluluk Sigortasına tabi olup bu sigortanın diğer hükümleri isteğe bırakıldığından davacının eşinin hastalık sigortasından isteği ile yararlanmadığını, haklı dayanaktan yoksun olan davanın reddi gerektiği yolundadır.

Maliye Bakanlığının Savunmasının Özeti: Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliğinin 3. maddesinde Devlet memurlarının herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşinin tedavi yardımı ve yol giderlerinden yararlanacağının belirtildiği, bu hükümde geçen eş tanımının 657 sayılı Kanunun 202. maddesinde düzenlendiği gibi her ne şekilde olursa olsun menfaat karşılığı çalışmayan eş biçiminde anlaşılarak uygulanması gerektiği, bu Yönetmeliğin uygulanmasına açıklık getirmek amacıyla çıkarılan 82 Seri NoluGenel Tebliğin (b) fıkrasında Devlet memurunun İş Kanunu kapsamında çalışan veya serbest meslek erbabı olan vergi yükümlüsü veya Bağ-Kur üyesi (isteğe bağlı üyelikler dışında) eşlerinin tedavi ve yol giderlerinden yararlandırılması gerektiğinin açıklandığı, bakmakla yükümlülük şartının gerçekleşebilmesi içinise, Devlet memurunun bakmadığı takdirde muhtaç duruma düşecek olan yakınının herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi bulunmaması ve gelir getirici faaliyeti nedeniyle vergi mükellefi olmaması gerektiği, diğer taraftan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda isteği bağlı sigortalılığın düzenlendiği, bu itibarla memurun avukatlık yapan ve bundan dolayı vergi mükellefi olan eşinin kazanç sağlayıcı faaliyeti nedeniyle bakmakla yükümlülük şartlarına haiz bulunmadığı gibi 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre de tedavi yardımından yararlanma imkanına her zaman için sahip olduğu, bu nedenlerle davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliğinin 3/A-b maddesinde memurun herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanamayan eşinin tedavi giderlerinin karşılanacağı öngörülmüş olup; böylece, “yararlanamayan” ibaresi ile hiçbir şekilde sağlık yardımından yararlanmasına imkan bulunmayan eşlerin, Devlet memuru olan eşinden dolayı tedavi giderlerinin karşılanması amaçlanmış bulunmaktadır.
Oysa davacının serbest avukatlık yapan ve topluluk sigortası primi ödeyen eşi, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186. maddesi uyarınca hastalık ve tedavi bakımından da prim ödemek suretiyle topluluk sigortasına girme hakkına sahip bulunmakta olup, dolayısıyla serbest avukatlık hizmetini bizzat ifa eden eşin sağlık yardımından yararlanmasına hukuken imkan bulunmaması karşısında; prim ödemekten kaçınan serbest avukat eşin, Devlet Memuru olan eşinden dolayı tedavi yardımından yararlandırılmamasında ve adına sağlık karnesi düzenlenmemesinde mevzuata aykırılık bulunmadığından, haklı dayanaktan yoksun olan davanın reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Öğretmen olan davacı, serbest avukatlık yapan eşine tedavi yardımından faydalanabilmesi için sağlık karnesi düzenlenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlem ile bu işleme dayanak olan Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1994/3 Nolu Genelgesinin 2.maddesinin (e) bendinin ve 82 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinin altıncı fıkrasının (b) bendinin iptalini istemektedir.
Dava konusu 82 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinin (b) fıkrasında; Devlet Memurunun İş Kanunu kapsamında çalışan veya serbest meslek erbabı olan vergi yükümlüsü veya Bağ-Kur üyesi eşlerinin tedavi ve yol giderlerinden yararlandırılmaması gerektiği açıklanmış, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 1994/3 Nolu genelgesinin 2.maddesinin (e) bendinde de, “sözü edilen genel tebliğin belirtilen hükmüne istinaden eşleri için sağlık karnesi talebinde bulunan bayan memurlardan, eşlerinin ikamet ettikleri yerin Sosyal Güvenlik Kurumları Şubeleri, Vergi Daireleri ve Belediyelerden alacakları sigortasız olduklarına ve vergi mükellefiyeti bulunmadıklarına dair belgelerin istenmesi zorunlu bulunmaktadır” hükmüne yer verilmiştir.
Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliğinin 3. maddesinde, Devlet Memurunun herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanamayan eşinin tedavi ve yol giderlerinden yararlanacağı belirtilmiştir.
Davacının eşinin, sağlık yardımı vermeyen zorunlu topluluk sigortası üyesi olduğu, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186 ncı maddesinde hastalık sigortası yaptırmanın avukatların isteğine bağlı tutulması ve bu konuda yalnızca kendi başvurusunun da yeterli olmaması nedeniyle bu imkandan yararlanamadığı ve sonuçta herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanamayan eş durumunda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının serbest avukat olarak çalışan ve herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanamıyan eşinin, sağlık yardımından yararlandırılması gerektiğinden aksine tesis edilen işlemin ve anılan yönetmeliğin 3.maddesinin kapsamını daraltıcı düzenleme getiren ve dava konusu işleme dayanak olan 82 SeriNolu Genelgenin ve Milli Eğitim Bakanlığı Genelgesinin ilgili maddelerinin iptali gerektiği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Öğretmen olan davacı, serbest avukatlık yapan eşine tedavi yardımından faydalanabilmesi için sağlık karnesi düzenlenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlem ile bu işleme dayanak olan Milli Eğitim Bakanlığının 1994/3 Nolu Genelgesinin 2. maddesinin (e) bendinin ve 82 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinin altıncı fıkrasının (b) bendinin iptali istemiyle dava açmıştır.
Davacı; serbest avukatlık yapan eşinin Devlet Memurları Kanununun 188. ve 209. maddeleri gereğince tedavi yardımından yararlanabilmesi gerektiğini, bu maddelerde konuyla ilgili hiçbir kayıt ve şart getirilmediğini, genelgenin ve tebliğin kanuna aykırı olduğunu, serbest çalışan avukatların Sosyal Sigortalar Kurumuna sadece yaşlılık sigortası ile bağlı olduklarını, nitekim eşinin başvuru yapsa dahi SSK sağlık hizmetlerinden faydalanamayacağını öne sürmektedir.
82 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinin altıncı fıkrasının (b) bendinde “Devlet memurunun İş Kanunu kapsamında çalışan veya serbest meslek erbabı olan vergi yükümlüsü veya Bağ-Kur üyesi (isteğe bağlı üyelikler dışında)eşlerinin tedavi ve yol giderlerinden yararlandırılmaması gerekmektedir.” hükmüyer almış; Milli Eğitim Bakanlığının 1994/3 Nolu Genelgesinin 2. maddesinin (e) bendinde de sözü edilen tebliğin belirtilen hükmüne istinaden eşleri için sağlık karnesi talebinde bulunan bayan memurlardan, eşlerinin ikamet ettikleri yerin Sosyal Güvenlik Kurumları Şubeleri, Vergi Daireleri ve Belediyelerden alacakları sigortasız olduklarına ve vergi mükellefiyetleri bulunmadıklarına dair belgelerin istenmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliğinin 3. maddesinde “Devlet memurunun herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanamayan eşi” tedavi ve yol giderlerinden yararlanacaklar arasında sayılmaktadır.
Öte yandan, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186/1. maddesinde, “188. maddede yazılı olanlar dışında kalan avukatların 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 86. maddesinde gösterilen topluluk sigortasına girmeleri zorunludur. Ancak bu zorunluluk malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası bakımından olup, iş kazaları ve meslek hastalıkları, hastalık ve analık sigortasına girmek avukatın isteğine bağlıdır” hükmü yer almakta; aynı Yasanın 191. maddesinde ise, tip sözleşmenin hazırlanması ve topluluk sigortasına girişle ilgili esaslar düzenlenmektedir. Buna göre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 86. maddesi gereğince “Barolar” ile Sosyal Sigortalar Kurumu arasında sözleşme yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Olayda, … İli … İlçesi … İmam-Hatip Lisesi Resim Öğretmeni olan davacının, serbest avukatlık yapan eşine tedavi yardımından yararlanabilmesi için sağlık karnesi düzenlenmesi amacıyla 2.4.1996 günlü dilekçe ile başvuruda bulunduğu ve dilekçesine eşinin sağlık hizmet ve yardımlarından yararlanmasına imkan bulunmadığına dair SSK … Sigorta Müdürlüğünden alınmış belgeyi eklediği, başvurusunun 1.11.1996 günlü, 37221 sayılı işlemle Milli Eğitim Bakanlığının 1994/3 Nolu Genelgesinin 2. maddesine dayanılarak reddedildiği, bu işlemin davacıdan Genelgenin 2. maddesinde sayılan belgelerin istenilmesine ilişkin olmayıp, söz konusu Genelgenin 2. maddesinin (e) bendinin atıfta bulunduğu 82 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinin altıncı fıkrasının (b) bendinde yer alan hüküm gereği eşine sağlık karnesi düzenlenmesinin mümkün olmadığına yönelik bir sonuç doğurduğu dosyanın incelenmesinden anlaşılmakta olup; davacının eşinin, sağlık yardımı vermeyen zorunlu topluluk sigortası üyesi (yaşlılık sigortalısı) olduğu; 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 186/1. maddesinde hastalık sigortasına girmenin avukatların isteğine bağlı tutulması ve bu konuda yalnızca kendi başvurusunun da yeterli bulunmaması nedeniyle bu olanaktan yararlanmadığı; sonuç olarak, yukarıda sözü edilen Yönetmelikte öngörülen “herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanamayan eş” konumunda bulunduğu görülmektedir.
Bu durumda, öğretmen olan davacının serbest avukat olarak çalışan ve herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanamayan eşinin, sağlık yardımından yararlandırılması gerekmekte olup, davaya konu red işlemi ile bu işleme dayanak olan Milli Eğitim Bakanlığının 1994/3 Nolu Genelgesinin 2. maddesinin 82 Seri Nolu Genel Tebliğe atıf yapan ve sigortasız olmayı şarta bağlayan (e) bendinde ve 82 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinin altıncı fıkrasının (b) bendinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının serbest avukatlık yapan eşine tedavi yardımından faydalanabilmesi için sağlık karnesi düzenlenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlem ile bu işleme dayanak olan Milli Eğitim Bakanlığının 1994/3 Nolu Genelgesinin 2. maddesinin (e) bendinin ve 82 Seri Nolu Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliğinin altıncı fıkrasının (b) bendinin iptaline, aşağıda dökümü gösterilen …- lira yargılama gideri ile davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …- lira vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, noksan yatırılan …- lira posta pulu ücretinin davacıya tamamlattırılmasına, 9.12.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.