Danıştay Kararı 5. Daire 1997/1310 E. 1999/12 K. 05.01.1999 T.

5. Daire         1997/1310 E.  ,  1999/12 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/1310
Karar No: 1999/12

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Mahkeme kararının, davacının İtfaiye Grup Amirliği görevinden alınmasına ilişkin kısmının onanması, adıgeçenin rütbeli görevlerde geçen hizmet süresinin ilgili yönetmelikte öngörülen bekleme sürelerine intibakı halinde Başçavuş olarak atanabilme şartlarını taşıyacağı açık bulunduğundan anılan kararın, Çavuşluğa atanması yönünden bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Davacının, İtfaiye grup amirliği görevinden alınarak itfaiye çavuşluğu kadrosuna naklen atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddine dair İdare Mahkemesi kararının bozulması istenmektedir.
İtfaiye Teşkillerinin Kuruluş Görev ve Çalışma Esaslarına Dair Yönetmeliğin 7. maddesinde grup amiri olabilmek için 3 yıl başçavuş olarak çalışma koşuluna yer verilmiştir.
Olayda davacının itfaiye çavuşluğu ve itfaiye başçavuşluğu görevini yapmadan 14.5.1992 tarihinde amirliğe atandığının soruşturma ile saptanması üzerine itfaiye çavuşluğuna atandığı anlaşılmıştır.
Yasaya veya yürürlükteki düzenlemelere aykırı olarak yapılmış bir idari işlemin bundan yararlanan ilgililer lehine kazanılmış bir hak doğurmayacağı açık olmakla birlikte bu işlemin kişisel bir çok etki ve sonuçlar meydana getirdiğinin görülmesi nedeniyle idarece kurallara uygun olmayan bir işlemin her zaman geri alınabileceğini kabul etmek; işlemin yasal olmaması dolayısıyla etki ve sonuçlarını sınırlandırma, kararsızlığın sınırsız bir şekilde devamına yol açmak anlamına geleceğinden, ve bu durumun ise idare hukukunda uygulanan istikrar ilkesi ile bağdaşdırılmasına imkan bulunmadığından, idarenin yürürlükteki kurallara aykırı veya hatalı işlemini geri alması kabul edilebilir bir süre ile sınırlı olmalıdır.
İdare hukukunda ise bu süre, memurların bir terfi dönemini içeren süre olarak kabul görmektedir. Diğer bir anlatımla hatalı olarak yapılan atama işlemi ancak bir terfi dönemini içeren 3 yıllık süre içinde geri alınabilecek bu süre geçtikten sonra ilgililerin herhangi bir başarısızlığı veya yetersizliği saptanmadan bulunduğu görevden alınarak hatalı işlemin geri alınması yoluna gidilemiyecektir. Aksi uygulamanın ise idari istikrar ilkesine aykırı olacağı çekişmesizdir.
Bu itibarla itfaiye amirliğine atanması sırasında 3 yıl başçavuşlukta çalışma koşulunu taşımamakla birlikte bu görevde bir terfi süresinden fazla görev yapan ve başarısızlığı veya yetersizliği saptanmayan davacının itfaiye amirliğinden alınarak itfaiye çavuşluğuna atanmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Davacı, İtfaiye Grup Amirliği görevinden alınarak İtfaiye Çavuşluğu görevine atanmasına ilişkin 29.5.1996 günlü, 5232 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; İtfaiye Teşkillerinin Kuruluş Görev Eğitim ve Denetim Esaslarına Dair Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde, “Grup Amiri olabilmek için 3 yıl Başçavuş olarak çalışma zorunluluğu” nun getirildiği; davacının 26.12.1984 tarihinde itfaiye eri olarak göreve başladığı, 28.3.1990 tarihinde İtfaiye Onbaşısı, 14.5.1992 tarihinde de İtfaiye Çavuşluğu ile İtfaiye Başçavuşluğu yapmadan İtfaiye Grup Amiri kadrosuna atandığının anlaşıldığı; İdarenin kusurlu işlemlerini geri alabilecekleri ve bu işlemlerin aslında yok hükmünde olacağı, bu nedenle işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı; hatalı işlemin ancak dava açma süresi içinde geri alınabileceğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
23.8.1985 günlü, 18851 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İtfaiye Teşkillerinin Kuruluş Görev Eğitim ve Denetim Esaslarına Dair Yönetmeliğin “Personelin rütbelerinde en az bekleme süresi” başlıklı 7. maddesinde, “İtfaiye personelinin rütbelerinde en az bekleme süreleri aşağıda gösterilmiştir.
Bulunduğu rütbede bilgisi çalışkanlığı, ahlak ve terbiyesi, kılık ve kıyafeti, tavır ve hareketi ile kendini kabul ettiren personel açık unvan bulunduğu takdirde;
a) Onbaşı olabilmek için 3 yıl er olarak,
b) Çavuş olabilmek için 3 yıl onbaşı olarak,
c) Başçavuş olabilmek için 3 yıl çavuş olarak,
d) Grup Amiri olabilmek için 3 yıl başçavuş olarak,
………
çalışmak zorundadırlar….” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan 7. maddede “İtfaiye Zabıta Amiri” rütbesine yer verilmemesine karşın, Yönetmeliğin itfaiye personelinin görevlerinin sayıldığı 9. ve devamı maddelerinin incelenmesinden, İtfaiye Zabıta Amirliğinin Grup Amirliğinin altında fakat Başçavuşluğun üstünde bir rütbe olduğu görülmektedir.
Davacının 26.12.1984 tarihinde itfaiye eri olarak göreve başladığı ve ilk defa 27.3.1990 tarihinde rütbeli bir görev olan İtfaiye Onbaşılığına atandığı, daha sonra 3.6.1991 tarihinde İtfaiye Zabıta Amirliğine, 14.5.1992 tarihinde de İtfaiye Grup Amirliği görevine getirildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
Olayda, davacının dava konusu işlem tarihi itibariyle itfaiye teşkilatında 9 yıldan fazla hizmeti bulunmakta ise de, bunun 6 yıl 2 ayı rütbeli görevde geçmiştir.
Her ne kadar davacı Yönetmeliğin 7. maddesinde öngörülen bekleme sürelerine uyulmadan üst rütbelere atanmış ise de, rütbeli görevde geçen 6 yıl, 2 aylık sürenin bu maddedeki bekleme sürelerine intibakı halinde (ilk üç yılının onbaşılıkta, ikinci üç yılının çavuşlukta geçeceği ve dolayısıyla) dava konusu işlem tarihinde ancak Başçavuş olarak atanabilme şartlarını taşıyacağı ortaya çıkmaktadır.
Belirtilen duruma göre, davacının Grup Amiri olabilmek için gerekli hizmet süresine sahip olmaması nedeniyle Grup Amirliğinden alınmasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi davacının rütbeli görevlerde geçen hizmet süreleri dikkate alındığında Başçavuş olarak atanması gerekirken çavuş olarak atanmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adıgeçen Mahkemeye gönderilmesine, 5.1.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.