Danıştay Kararı 5. Daire 1996/502 E. 1997/2127 K. 15.10.1997 T.

5. Daire         1996/502 E.  ,  1997/2127 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/502
Karar No: 1997/2127

Davacı: …
Davalı: …

İsteğin Özeti: Çalışma Genel Müdürü iken yargı kararının uygulanması amacı ile 26.5.1992 tarihinde Bakanlık Müşavirliğine atanmış olan davacı, Çalışma Genel Müdürünün Müsteşar Yardımcılığı görevine atanması üzerine adıgeçen göreve atanmak için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin Danıştay 5. Dairesinin 12.10.1995 günlü, E:1995/3110, K:1995/3098 sayılı kararıyla iptali üzerine 23.10.1995 günlü onayla Çalışma Genel Müdürlüğüne atanması nedeniyle görevden alındığı tarih ile göreve başlatıldığı tarih arasındaki özlük haklarının yasal faiziyle ödenmesine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.

Savunmanın Özeti: Danıştay 5. Dairesinin 12.10.1995 günlü, E:1995/3110, K:1995/3095 sayılı kararıyla davanın davacının yoksun kaldığı Özlük haklarının yasal faiziyle ödenmesine ilişkin kısmının reddine karar verildiği, dolayısıyla bu talebin daha önce dava konusu yapılarak incelenmiş olduğu, bu nedenle davanın reddi gerekeceği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Dairemizin 12.10.1995 günlü, E:1995/3110, K:1995/3098 sayılı iptal kararı, davacının bu göreve atanmasını öngören bir karar olmayıp, davacının bu göreve atanmak için yaptığı başvurunun değerlendirilmesini öngören bir karardır.
İdarece, değerlendirme yapılarak davacı Genel Müdürlüğe atanmış ise de, yukarıda anılan iptal kararının gerekçesi dikkate alındığında idarenin mutlaka göreve atama zorunluluğu bulunmaması karşısında özlük hakları kayıplarının ödenmesi zorunluluğundan da sözedilemez.
Bu nedenle davanın reddi gerekeceği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Çalışma Genel Müdürü iken yargı kararını uygulamak amacı ile Bakanlık Müşavirliğine atanmış olan davacı, Çalışma Genel Müdürünün Müsteşar Yardımcılığı görevine atanması üzerine, görevden alınma gerekçesinin ortadan kalktığı iddiasıyla Genel Müdürlüğe atanmak isteğinde bulunmuş, isteminin cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali, bu işlem nedeniyle eksik ödenen aylıklarının verilmesi isteği ile dava açmıştır. Beşinci Dairenin, bu davanın reddine ilişkin kararı, İdari Dava Daireleri Genel Kurulunda, karar düzeltme isteği kabul edilerek, yeniden atanma isteğinin idarece hiç değerlendirilmeksizin cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle Daire kararı bozulmuş, Beşinci Daire bozma kararında yer alan gerekçeye uygun olarak işlemin iptalini, atama konusunda davalı idarece değerlendirme yapılarak yeni bir işlem tesis edileceği açık olduğundan, bu aşamada tazminat isteğinin reddini karara bağlamıştır. Davalı idare 23.10.1995 günlü onay ile, Anayasanın 125 ve 2577 sayılı Kanunun 28 inci maddesi gereğince Beşinci Dairenin iptal kararının uygulandığı belirtilerek davacının Çalışma Genel Müdürlüğü görevine iadesine karar vermiştir.
Beşinci Dairenin iptal kararı, davacının bu göreve atanması gereğini öngören bir karar olmayıp, adı geçenin başvurusu üzerine hakkında değerlendirme yaparak sonucuna göre, idarenin, atanma veya atamama yönünde bir karar vermesi gereğini öngörmektedir. Davalı idare yargı kararını uyguladığını belirterek Bakan onayı ile davacının Çalışma Genel Müdürlüğüne “iadesi” biçiminde işlem tesis edilmiştir.
Belirtilen durumda, davacının başvurusu olumlu sonuçlandırıldığına göre, zımni ret işleminin tesis edildiği tarihten itibaren maddi kayıplarının tazmini gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Davacı, Çalışma Genel Müdürlüğüne atanması istemiyle 30.9.1992 tarihinde yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin Danıştay Beşinci Dairesinin 12.10.1995 günlü, E:1995/3110, K:1995/3098 sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine Çalışma Genel Müdürlüğüne atandığından bahisle yoksun kaldığı özlük hakları kayıplarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesini istemektedir.
Davacının, Çalışma Genel Müdürü olarak görev yapmakta iken Dairemiz tarafından … hakkında verilen 20.11.1991 günlü, E:1988/1600, K:1991/2176 sayılı iptal kararının uygulanması amacıyla 26.5.1992 tarihinde Bakanlık müşavirliğine atandığı, …’nun 20.8.1992 tarihinde müsteşar yardımcılığına atanması üzerine davacının 30.9.1992 günlü dilekçesiyle davalı idareye başvurarak Çalışma Genel Müdürlüğüne atanma isteminde bulunduğu, istemine cevap verilmemesi üzerine bu işlemin iptali ve bu işlem dolayısıyla yoksun kaldığı özlük hakları kayıplarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açtığı davanın Dairemizin 1.7.1993 günlü, E:1992/5691, K:1993/2930 sayılı kararıyla reddedildiği, adıgeçen kararın İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 22.4.1994 günlü, E:1993/378, K:1994/248 sayılı kararıyla onandığı, ancak davacının karar Düzeltme isteminin kabul edilerek İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 2.6.1995 günlü, E:1994/632, K:1995/586 sayılı kararıyla Dairemiz kararının bozulduğu, Dairemizin 12.10.1995 günlü, E:1995/3110, K:1995/3098 sayılı kararıyla bozma kararına uyularak davacının Çalışma Genel Müdürlüğü görevine yeniden atanma isteminin, İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun bozma kararında da açık bir biçimde vurgulandığı üzere ” İdarece hiç değerlendirilmeksizin yanıt verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesiyle işlemin iptal edildiği, iptal kararı üzerine davacının Çalışma Genel Müdürlüğü görevine atanma isteği konusunda davalı idarece değerlendirme yapılarak yeni bir işlem tesis edileceği açık olduğundan bu asamada özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi yolundaki isteğinin kabulüne hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın bu kısmının reddedildiği, iptal kararı üzerine davacının 23.10.1995 günlü olurla Çalışma Genel Müdürlüğüne atandığı, davacının 11.12.1995 tarihinde idareye başvurarak Genel Müdürlüğe atandığından bahisle özlük haklarının ödenmesi isteminde bulunduğu isteminin 8.1.1995 günlü işlemle reddi üzerinede bakılan davanın açıldığı dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
İdarelerin boş bulunan bir kadroya atama yapmak konusunda bu görevin gereklerine göre ve hizmeti en iyi şekilde yürütebilecek durumda olanlar arasından birisini takdir yetkisine dayanarak atama serbestisine sahip olup; belli bir kişinin anılan kadroya atanması yolunda yargı kararıyla zorunluluk yaratılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
Nitekim Dairemizce verilen 12.10.1995 günlü, E:1995/3110, K:1995/3098 sayılı iptal kararı, davacının bu göreve atanmasını öngören bir karar olmayıp, davacının bu göreve atanmak için yaptığı başvurusunun değerlendirilerek sonucuna göre idarenin atama yapması veya yapmaması yönünde bir karar vermesini öngörmektedir.
Her ne kadar davalı idarece, yargı kararının yerine getirildiğinden bahisle 23.10.1995 günlü olurla davacı Çalışma Genel Müdürlüğüne atanmış ise de yukarıda anılan iptal kararının gerekçesi dikkate alındığında idarenin mutlaka göreve atama zorunluluğundan sözedilemeyeceğinden takdir yetkisinin davacıyı atama yolunda kullanılmış olması davacının özlük hakları kayıplarının tazmini zorunluluğunu gerektirmez.
Açıklanan nedenlerle haklı dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, eksik yatırılan …-TL. posta pulu masrafının davacıya tamamlattırılmasına 15.10.1997 tarihinde oybirliği ile karar verildi.