Danıştay Kararı 5. Daire 1996/1753 E. 1999/2643 K. 28.09.1999 T.

5. Daire         1996/1753 E.  ,  1999/2643 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/1753
Karar No: 1999/2643

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): …
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İl … Müdür Yardımcısı olan davacının, hakkında tesis edilen ve açılan davalar sonucu önce yürütülmesinin durdurulmasına, daha sonra da iptaline karar verilen naklen atama işlemleri nedeniyle duyduğu üzüntü ve tedirginliğe karşılık …-TL’sı manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle … Bakanlığı’na karşı açılan davada; …-TL’sı manevi tazminat isteminin kabulü, fazlaya ilişkin istemin reddi, hükmedilen manevi tazminat için faiz yürütülmesine yer olmadığı yolunda … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın kabule ilişkin kısmının, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Bakılan davayla konusu ve sebepleri aynı olan adli yargıda açılmış manevi tazminat davası karşısında mükerrer manevi tazminat ödenmesi sonucunu doğuran İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Kararların Sonuçları” başlıklı 28. maddesinin 4. fıkrasında, “Mahkeme kararlarının otuz gün içinde kamu görevlilerince kasten yerine getirilmemesi halinde ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi, kararı yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Davalı idarenin birinci savunma dilekçesinde, davacının aynı sebeplerle dönemin … Bakanı …, Bakanlık Müsteşarı …, Bakanlık Personel Genel Müdürü …, Personel Genel Müdür Yardımcısı …, Bakanlık Personel Genel Müdürlüğü Daire Başkanı … aleyhine …-TL manevi tazminat ödenmesi talebiyle … Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açtığının belirtilmesi üzerine Dairemizin 25.5.1999 günlü ara kararı ile davacı tarafından adı geçen kişiler aleyhine açılmış bir manevi tazminat davası bulunup bulunmadığının, açılmış bir dava var ise hangi aşamada olduğunun ve karara bağlanıp bağlanmadığının … Asliye Hukuk Mahkemesinden sorulduğu ve karara bağlanmış ise verilen kararın onaylı bir örneğinin gönderilmesinin istenildiği, … Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliğinin 7.7.1999 günlü yazısı ekinde, belirtilen konuda açılmış bulunan ve temyiz edilmiş olmakla kesinleşme şerhi bulunmayan adı geçen Mahkemenin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının onaylı bir örneğinin gönderildiği anlaşılmış olup, kararın incelenmesinden de davacının, hakkında tesis edilen veyargı kararlarıyla önce yürütülmesi durdurulup sonra iptaline hükmedilen atama işlemleri nedeniyle manevi açıdan mağduriyete uğradığı sebebiyle yukarıda adı geçen kişiler aleyhine …- lira manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle dava açtığı ve Mahkemece dava kısmen kabul edilerek …- lira manevi tazminatın davalılardan … ve …’dan tahsiliyle davacıya verilmesine, diğer davalılara yönelik davanın ise reddine hükmedildiği görülmüştür.
Bu durum karşısında, 6 aylık bir sürede üç kez görevinden alınan ve yargı kararları üzerine eski görevine iade edilen davacının, yargı kararlarının şeklen uygulanıp fiilen uygulanmaması nedeniyle uğradığı manevi zararın tazmini için, 2577 sayılı Kanunun 28. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen iki seçenekten birini kullanarak ya idare aleyhine ya da kamu görevlisi aleyhine tazminat davası açması gerekmekte iken, adıgeçenin hem idare hem de ilgili gördüğü kamu görevlileri aleyhine manevi tazminat davası açtığı anlaşılmış olup, sebebleri ve konusu aynı olan iki ayrı dava açılması, uğranılan manevi zarar için mükerrer tazminat ödenmesine hükmedilmesi sonucunu doğuracağından, İdare Mahkemesince, adli yargıda ilgili kamu görevlileri aleyhine manevi tazminat davası açıldığı yolundaki idarece ileri sürülen iddia dikkate alınmaksızın 10 milyon lira manevi tazminatın davacıya ödenmesine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın kabule ilişkin kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 28.9.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.