Danıştay Kararı 5. Daire 1996/1345 E. 1996/2819 K. 25.09.1996 T.

5. Daire         1996/1345 E.  ,  1996/2819 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1996/1345
Karar No: 1996/2819

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: Maliye Bakanlığı

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Davacı, … İli, … İlçesi Malmüdürlüğü muhasebe şefliği görevinden … Okullar Saymanlık Müdürlüğüne memur olarak atanmasına ilişkin 30.3.1983 günlü işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin, Danıştay Beşinci Dairesinin 9.3.1995 günlü, E:1993/5816, K:1995/914 sayılı bozma kararı uyarınca verdiği … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; 657 sayılı Kanunun 76. maddesiyle idareye memurların nakli konusunda kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olarak takdir yetkisi tanınmış olduğu, 2577 sayılı Kanunun 20. maddesinin 3. fıkrasında, Danıştay ile idare ve vergi mahkemeleri tarafından ara kararı ile istenen bilgi ve belgelerin Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin olması halinde Başbakanın veya ilgili Bakanın gerekçesini bildirmek suretiyle sözkonusu belgeleri vermeyebileceğinin belirtildiği, ancak sözkonusu fıkranın 4001 sayılı Kanunla eklenen 2. bendinde, verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemeyeceğinin hükme bağlandığı, dosyanın incelenmesinden, idarece dava konusu işlemin Kalkınmada Öncelikli Bölgelerde Uygulanacak Politika Esasları ve Buna İlişkin Uygulama Ana Esasları gereğince yapılan geniş bir çalışma sonucu tesbit edilmiş olan rapora göre tesis edildiğinin savunulduğu, ara kararı ile bu raporun davacıya ait bilgiler de dahil tüm ekleriyle birlikte istenilmesine rağmen idarece 2577 sayılı Kanunun 20/3. maddesi uyarınca mahkemelerine gönderilmemiş ve mahkemelerince daha önce gönderilmeyen bilgilere dayalı olarak karar verilmiş ise de, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğince Devlete ve Türk Kültürüne bağlı olmayan şahıslar arasında yer alan kamu personelinin ülke güvenliği için sözkonusu bölge illeri dışına atanması istenilenler arasında davacı da yer aldığından dava konusu işlemin nesnel sebeplere dayalı olarak tesis edildiğinin diğer belgelerden anlaşıldığı, bu nedenlerle işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, Danıştay tarafından yerel mahkeme kararının yol gösterici mahiyette olmak üzere daha önce 3 kez bozulmasına karşın davanın yeniden reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 76. maddesi “Kurumlar, görev ve ünvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler.” hükmünü taşımaktadır.
Anılan madde ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye tanınan takdir yetkisinin kullanımının kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu İdare Hukukunun bilinen ilkelerindendir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20. maddesinin 3. fıkrasında, Danıştay ile idare ve vergi mahkemeleri tarafındana ara kararı ile istenen bilgi ve belgelerin Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleri ile birlikte yabancı devletlere de ilişkin olması halinde Başbakanın veya ilgili bakanın gerekçesini bildirmek suretiyle sözkonusu bilgi ve belgeleri vermeyebileceği belirtilmiş, ancak fıkranın 4001 sayılı Kanunun 10. maddesiyle eklenen 2. bendinde de, verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Bu duruma göre idarenin savunmasında dava konusu işlemin bazı bilgi ve belgelere dayalı olarak tesis edildiği belirtilmekle birlikte bu bilgi ve belgeleri 2577 sayılı Kanunun anılan 20/3. maddesi uyarınca mahkemeye vermemesi durumunda 20/3. maddeye 4001 sayılı Kanunla eklenen bent uyarınca artık mahkemenin verilmeyen bilgi ve belgelere dayalı olarak yapılmış olan savunmaya göre karar vermesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Böyle bir durumda mahkemenin verilmeyen bilgi ve belgelere dayalı olarak yapılmış savunma hariç dosyada yer alan diğer bilgi ve belgeleri esas alarak ulaşacağı kanaate göre karar vermesi gerekmektedir.
… İli … İlçesi Malmüdürlüğünde muhasebe şefi olarak görev yapan davacının 30.3.1983 günlü işlemle … Okullar Saymanlık Müdürlüğüne memur olarak atandığı, bu işleme karşı açılan davada idarece işlemin, Başbakanlığın 10.9.1982 günlü, 19-315-12150 sayılı yazısında, Kalkınmada Öncelikli bölgelerde uygulanacak politika esasları ve buna ilişkin uygulama ana esasları gereğince geniş bir çalışma sonucunda tesbit edilmiş bulunan rapora göre bir kısım personelin halen çalıştıkları il dışına atanmaları gerektiğinin belirtildiği ve davacının da bu yazı esas alınarak …’e atandığının savunulduğu; mahkemece … günlü, K:… sayılı kararla bu savunmaya dayalı olarak davanın reddedildiği; Danıştay 5. Dairesinin 25.1.1988 günlü, K:1988/335 sayılı kararıyla, idarenin savunmasında belirtilen politika ve uygulama esaslarının neler olduğu, bu esaslara göre düzenlenen raporun hangi ilkeleri getirdiği, raporlarda davacı yönünden ne gibi bilgilere yer verildiği ve bunun hangi somut belgelere dayandırıldığı hususlarının araştırılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulduğu; mahkemece ara kararı ile bozma kararında belirtilen bilgi ve belgeler istenilmesine rağmen idarece bu bilgi ve belgelerin gönderilmesi mahzurlu görülerek 2577 sayılı Kanunun 20/3. maddesi uyarınca mahkemeye verilmediği, sadece Başbakanlıktan idarelerine gönderilen 10.9.1982 günlü, 19-315-12150 sayılı yazı ile Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği tarafından Başbakanlığa yazılan ve kalkınmada öncelikli iller dışına atanacak personelin genel olarak atanma nedenlerini belirten 3.9.1982 günlü, 37-82 sayılı yazının ve atanacak personel listesinin gönderildiği, bunun dışında davacıya yönelik olarak atama sebebini gösteren somut hiçbir bilgi ve belgenin gönderilmemiş olduğu; Mahkemenin … günlü, K: … sayılı kararıyla; ara kararı ile istenilen bilgi ve belgelerin 2577 sayılı Kanunun 20/3. maddesi uyarınca gönderilmediği ve dava konusu işlemin de bu gerekçeye dayandığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın yine reddedildiği; Danıştay 5.Dairesinin 9.3.1995 günlü, K:1995/914 sayılı kararıyla, 20/3. maddeye 4001 sayılı Kanunla eklenen ve 18.6.1994 tarihinde yürürlüğe girmiş olan bent uyarınca, verilmeyen bilgi ve belgelere dayalı olarak yapılmış savunmaya göre karar verilemeyeceği, usul hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanmasının gerekmesi nedeniyle de halen görülmekte olan bu davada da anılan bent hükmünün uygulanması gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının yeniden bozulduğu; bu bozma kararı üzerine Mahkemenin temyize konu … günlü, K: … sayılı kararıyla; Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin sözkonusu yazısından bahsedilerek davacının da ülke güvenliği açısından bölge illeri dışına atanması istenilen personel arasında yer aldığı ve atamanın nesnel sebeplere dayandığının diğer belgelerden anlaşıldığı gerekçesiyle davanın yeniden reddine karar verdiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
Her ne kadar idarenin ara kararına cevaben gönderdiği Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin anılan yazısında ekli listede yer alan personelin kalkınmada öncelikli iller dışına atanmasıyla ilgili olarak maddeler halinde bazı sebepler gösterilmişse de, işleme dayanak olan ve her bir kişiye ait somut nakil sebeplerini içeren asıl raporun gönderilmemiş olması ve nitekim Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliğinin sözkonusu yazısında da, il dışına atanması talebedilen personel hakkında Valilik tarafından gösterilen gerekçelerin Genel Sekreterlikte muhafaza edilen değerlendirme formlarında mevcut bulunduğunun belirtilmiş olması karşısında mahkemenin bu yazıyı esas alarak verdiği tamyize konu ret kararı da sonuçta idarenin savunmasında dayandığı ancak 2577 sayılı Kanunun 20/3. maddesi uyarınca mahkemeye vermediği bilgi ve belgelere dayalı idare savunması esas alınarak verilmiş bir karar niteliği taşımakta olup, kararda kanuna uyarlık görülmemiştir.
Yukarıda da belirtildiği gibi bu durumda artık davanın gönderilmeyen bilgi ve belgelere dayalı savunma dışındaki diğer bilgi ve belgelerin esas alınarak karara bağlanması gerekmektedir.
Dosyanın bu yönden incelenmesinden ise, davacının … Malmüdürlüğündeki Muhasebe Şefliği görevinden alınarak … Okullar Saymanlığı memurluğuna atanmasını gerekli kılacak hizmete yönelik olumsuz bir durumun ileri sürülmemesi ve başarısızlığından da sözedilmediğinin anlaşılması karşısında hukuken geçerli bir sebebe dayanmayan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamakta olup, Mahkemece işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunla değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 25.9.1996 tarihinde oybirliği ile karar verildi.