Danıştay Kararı 5. Daire 1995/3768 E. 1998/1656 K. 28.05.1998 T.

5. Daire         1995/3768 E.  ,  1998/1656 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/3768
Karar No: 1998/1656

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: … Belediye Başkanlığı
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
… Belediyesi Eğitim, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğünde Eğitim-Öğretim Hizmetler Sınıfında öğretmen olan davacı, Genel İdare Hizmetler Sınıfındaki Park ve Bahçeler Müdürlüğü memur kadrosuna atanmasına ilişkin 18.7.1994 günlü Belediye Başkanlığı işleminin iptali ve bu nedenle uğradığı maddi zararlarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 45/2 maddesinde, öğretmenlerin, öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarından ve bunlara denkliği kabul edilen yurtdışı yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar arasından, Milli Eğitim Bakanlığınca seçilecekleri hükmüne yer verildiği; davacının Milli Eğitim Bakanlığı … çiftliği köyünde öğretmen kadrosunda çalışmakta iken 8.5.1981 tarihinde Kaymakamlıktan 5 gün izin aldığı, 13.5.1981 tarihinde göreve başlaması gerekirken başlamadığı tesbit edildiğinden hakkında soruşturma açıldığı ve 657 sayılı Yasanın 94. maddesi uyarınca 13.5.1981 tarihinden itibaren görevinden çekilmiş sayıldığı, bilahare davalı idarece 7.10.1989 tarihli atama onayı ile 7. dereceli memur kadrosuna açıktan atamasının yapıldığı, daha sonra 30.5.1990 tarihli işlemle 8. dereceli öğretmen kadrosuna atandığı, 18.7.1994 tarihli dava konusu işlemle de Park ve Bahçeler Müdürlüğüne memur olarak atandığının anlaşıldığı; bu duruma göre, davacının öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarının birinden mezun olmayıp lise dengi öğretmen okulu mezunu olduğu, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışırken de yüksek öğrenim görmediği bu nedenle davalı idarece davacının öğretmen kadrosundan memurluğa atanmasında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, ilköğretmen okulu mezunu olup, ilkokul öğretmeni ünvanına sahip olduğunu; 1739 sayılı Yasanın 45. maddesindeki değişikliğin 1983 yılında yapıldığını ve bu tarihten önce 1974 yılında öğretmen ünvanını kazandığından kazanılmış hakkının olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, davacı tarafından öne sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
1580 sayılı Belediye Kanununun 96. maddesinin (B) bendinin 2. fıkrasında, “bilumum belediye memurları ilk içtimaında belediye meclisince tasdik olunmak şartıyla belediye reisi tarafından intihap ve tayin olunurlar.” hükmüne yer verilmekte, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Belediye Memur ve Müstahdemleri Tüzüğünün 57. maddesinde de “Her memur idari lüzum üzerine, tayinindeki usule tevkifan belediyenin diğer daire ve müesseselerindeki aynı derecedeki memuriyetlere nakledilebilir. Aynı derecede bulunan memurların arzusu ile belediye reisinin muvafakatı ile becayişleri icra olunabilir.” hükmünü taşımaktadır. Bu hükümlerle tüm belediye memurlarının belediye başkanınca tayin edildikten sonra atamalarının belediye meclisince onaylanması koşulu getirilmiştir.
İdare hukukunun önemli ilkelerinden olan usulde ve yetkide paralellik ilkeleri uyarınca atamada uygulanan usulün nakil sırasında da uygulanması gerekmektedir.
Olayda davacının Eğitim Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü öğretmenliğinden Park ve Bahçeler Müdürlüğü emrine memur olarak atanmasına ilişkin işlemin Belediye başkan yardımcısı tarafından tesis edildiği, bu işlemin ilk toplantısında Belediye Meclisinin onayına sunulduğunun davalı idarece öne sürülmediği ve bu yolda bir belgenin ibraz edilmediği dava dosyasının incelenmesinden anlaşılmış olup, bu durumda sözkonusu atama işleminde 1580 sayılı Yasa ile adıgeçen Tüzüğe ve usulde ve yetkide paralellik ilkesine uyarlık bulunmadığı açıktır.
Ancak, takdire dayalı işlemlerde yetki unsurunun öncelikle incelenmesi gerekli ve bu unsurdaki sakatlığın mutlak bir iptal nedeni teşkil ettiği tartışmasız ise de, kanunda sebepleri açıkça düzenlenen ve idarenin takdir yetkisinin bulunmadığı işlemlerde yetki yönünden sakatlık olsa dahi idari yargı yerince sebep ve konu yönünden inceleme yapılması mümkündür.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 45. maddesinin 2. fıkrasında, “Öğretmenler, öğretmen yetiştiren kurumlardan, akademilerden ve üniversitelerin ilgili fakülte, enstitü ve bölümlerinden ve bunlara denkliği Milli Eğitim Bakanlığınca kabul edilen yurt dışı kurumlardan mezun olanlar arasından Milli Eğitim Bakanlığınca seçilirler” hükmüne yer verilmiş, daha sonra sözkonusu fıkra 18.6.1983 tarihli, 18081 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2842 sayılı Yasanın 13. maddesiyle “Öğretmenler, öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarından ve bunlara denkliği kabul edilen yurtdışı yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar arasından, Milli Eğitim Bakanlığınca seçilirler.” şeklinde değiştirilerek bu tarihten sonra öğretmenliğe atanabilmek için yükseköğrenim görmüş olma şartı getirilmiş bulunmaktadır.
Bu değişiklik yapılırken halen öğretmen olarak görev yapan ve “yükseköğrenim görmüş olma” şartını taşımayan öğretmenlerin durumu için geçici bir madde getirilmemiş olmakla birlikte; bu durumda olanların (yani 2842 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 18.6.1983 tarihinde öğretmen olarak görev yapmakta olan, fakat Kanunun getirdiği yeni öğrenim koşuluna sahip bulunmayanların) eğitim ve öğretim hizmetler sınıfında öğretmenlik mesleğine devam edebileceklerinin kabulü gerekmektedir.
Davacı, ilköğretmen okulundan 1974 yılında mezun olarak Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olarak görev yapmış olmakla birlikte 13.5.1981 tarihinden itibaren görevden çekilmiş sayılarak öğretmenlikle ilişiğinin kesildiğine ve 2842 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 18.6.1983 tarihinde öğretmen statüsünde bulunmadığına göre, yeniden bu statüyü kazanabilmesinin (Yasada aksine geçici bir madde getirilmemiş olmakla birlikte) ancak yeni düzenlemede öngörülen yükseköğrenim şartını taşımasıyla mümkün olabileceği açıktır. Bu nedenle de davacının 1739 sayılı Yasanın 45. maddesinin 2. fıkrasında 1983 yılında yapılan değişiklikten önce 1974 yılında öğretmen Ünvanını aldığından kazanılmış hakkının bulunduğu yolundaki iddiası yerinde bulunmamaktadır.
Buna göre, 1739 sayılı Kanunun 18.6.1983 günlü, 18081 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2842 sayılı Kanunla değişik 45. maddesinin 2. fıkrası hükmünde öğretmenliğe atanabilmek için yükseköğrenim görmüş olma şartına yer verildiği halde, ilköğretmen okulu mezunu olmasına rağmen sözkonusu maddede yapılan değişiklikten sonra 30.5.1990 tarihinde öğretmenliğe atanan davacıyı davalı idarenin bu görevden alma hususunda bağlı yetki içinde olması karşısında, dava konusu işlemin yetkisiz makamca tesis edilmiş olmasına rağmen mahkemece, sebep unsuru yönünden incelenerek davanın reddedilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle hukuk ve usule uygun bulunan … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 28.5.1998 tarihinde oybirliği ile karar verildi.