Danıştay Kararı 5. Daire 1994/7883 E. 1994/5686 K. 29.11.1994 T.

5. Daire         1994/7883 E.  ,  1994/5686 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1994
Karar No : 5686
Esas Yılı : 1994
Esas No : 7883
Karar Tarihi : 29/11/994

KIZ TEKNİK ÖĞRETMEN OKULU VE KIZ TEKNİK YÜKSEK ÖĞRETMEN OKULU MEZUNLARININ 657 SAYILI YASANIN 36/A-2.MADDESİNDE ÖNGÖRÜLEN GİRİŞ DERECE VE KADEMELERİNE BİR DERECE EKLENMESİ UYGULANMASINDAN YARARLANDIRILAMAYACAKLARI HK.

Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümü mezunu olan ve Kız Meslek Lisesi öğretmeni olarak görev yapan daacı, 657 sayılı Yasanın 36/A-2. maddesi uyarınca bir derece verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, … sayılı kararıyla; 657 sayılı Yasanın 36/A-2. maddesinde, madde kapsamında yer alan ilgililerin öğrenimlerine göre tesbit edilen giriş derece ve kademelerine bir derece ekleneceği yolunda bir hükme yer verilmiş olduğu öte yandan, 12.5.1992 günlü, 21226 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3795 sayılı Bazı Lise, Okul ve Fakülte Mezunlarına Ünvan Verilmesi Hakkında Kanunun 3/d. maddesinde ise, Erkek Teknik Öğretmen Okulu mezunlarının yanında, Kız Teknik Öğretmen Okulu, Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu ve Mesleki Eğitim Fakültelerinin teknik eğitim veren bölümlerinden mezun olan ilgililere de “teknik öğretmen” ünvanının verileceğine işaret edildiği, yine sözü edilen 657 sayılı Yasanın 36. maddesinde “Teknik Hizmetler” sınıfına atanmak için “Kız Teknik”, “Erkek Teknik” ayrımı yapılmaksızın sadece teknik öğretmen okulu mezunu olunmasının yeterli olduğunun belirtildiği dosyanın incelenmesinden, davacının Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu mezunu olduğunun ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı mesleki ve teknik eğitim ve öğretim veren Kız Meslek Lisesinde, branş öğretmeni olarak görev yaptığının anlaşıldığı, bu durumda, teknik hizmetler sınıfında görev alma niteliğini taşıyan ve 3795 sayılı Kanunla “Teknik Öğretmen” ünvanını kazanan davacının, Anayasanın eşitlik ilkesi gözönüne alındığında, 657 sayılı Yasanın 36/A-2. maddesinde belirtilen okullardan mezun olma koşulunu taşıdığı sonucuna ulaşıldığı, bu itibarla davacının öğrenim durumuna göre tesbit olunan giriş derece ve kademesine bir derece eklenmek suretiyle terfinin yeniden belirlenmesi istemiyle yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddedilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığının açık olduğu gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare; 657 sayılı Yasanın 36/A-2. maddesi hükmünden yararlanılabilmesi için maddede belirtilen okullardan mezun olunmasının gerektiğini, öte yandan 3795 sayılı Yasa ile, mimarlar, mühendisler dışında kalan personelin eğitim seviyelerine göre yetki ve sorumluluklarının belirlenmesinin amaçlandığını, 657 sayılı Yasanın anılan maddesinin değiştirilmesi gibi bir görüş ile hareket edilmediğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesince verilen kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36. maddesinin Ortak Hükümler başlığını taşıyan A/2. fıkrasında ” Dört yıl süreli yüksek öğrenimi bitirenlerden yüksek mühendis, mühendis, yüksek mimar, mimar sıfatını almış olanlar ile bunlardan öğretmenlik hizmetinde çalışanlar, Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu, Erkek Teknik Öğretmen Okulu ve Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu mezunları, … Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ile uygulamalı Endüstri Sanatları Yüksek Okulu mezunları, Teknik Eğitim Fakültesi (Yüksek Teknik Öğretmen Okulu ve Güzel Sanatlar Fakültesi, … Güzel Sanatlar Yüksek Okulu) mezunları (Bakanlar Kurulunun 30.10.1986 tarih ve 86/11-158 sayılı kararıyla 657 sayılı Yasanın 36/A-2. madesine dahil edilmiştir.) öğrenimlerine göre tesbit edilen giriş derece ve kademelerine bir derece ekleneceğine işaret edilmiş; (G) bendinde ise “Bu maddede sayılan sınıfların ve fıkraların kapsamının tayininde, benzeri veya eşdeğer öğrenim veya hizmetler; ilgili Bakanlık veya kuruluşun teklifi üzerine alakalı öğretim kurumu ile Milli Eğitim Bakanlığının muadelet tevsiki ve Maliye Bakanlığı ile Devlet Personel Başkanlığının mütalaası alınarak Bakanlar Kurulunca tespit olunur.” hükmü yer almakla birlikte sözü edilen (G) bendinin verdiği yetkiye dayanılmak suretiyle Bakanlar Kurulunun; 19.8.1977 gün ve 16032 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan , 19.8.1977 gün ve 7/13635 sayılı kararı ve yine 17.11.1986 gün ve 19284 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 30.10.1986 gün ve 86/11158 sayılı kararıyla anılan fıkranın kapsamı, benzeri ve eşdeğer öğrenim yönünden yeniden belirlenmiş ve bu belirleme sırasında fıkra kapsamına bazı yeni okul mezunları alınmış olmasına karşın, fıkranın ilk metninin kapsamında, davacının mezun olduğu okula yer verilmediği gibi, sözü edilen Bakanlar Kurulu kararlarıyla da Kız Teknik Öğretmen Okulu ve Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu mezunları yine fıkra kapsamına dahil edilmemiş bulunmaktadırlar.
Davacının 1974-1975 eğitim-öğretim yılında, Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulunun Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Bölümünden mezun olduğu ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı mesleki ve teknik eğitim öğretim veren … Kız Teknik ve Kız Meslek Lisesinde branş öğretmeni olarak görev yaptığı, dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
Belirtilen duruma ve hukuki düzenlemeye göre, davacının sözü edilen fıkranın kapsamının yeniden belirlenmesinden önceki ilk metninde belirtilen okullardan mezun olmaması nedeniyle fıkra kapsamından yararlandırılmasına imkan bulunmadığı gibi, Kız Teknik Öğretmen Okulu ve
Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu mezunlarına fıkra kapsamının yeniden tespit edilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarında da yer verilmemesi nedeniyle fıkra kapsamındaki değişikliklerden de yararlandırılmasının söz konusu olmadığında kuşkuya yer bulunmadığı, ancak, anılan Yasanın 36/G maddesi uyarınca yürürlüğe konulacak bir Bakanlar Kurulu Kararıyla Kız Teknik Öğretmen Okulu ve Kız Teknik Yüksek Öğretmen Okulu mezunlarının da fıkra kapsamına alınması halinde ilgililerin belirtilen fıkrade öngörülen, öğrenimlerine göre tesbit edilen giriş derece ve kademelerine bir derece eklenmesi uygulamasından yararlandırılması mümkün bulunduğundan, davacının fıkra kapsamından yararlandırılması istemiyle yaptığı başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddi yolunda tesis edilen işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı açık olduğundan, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesinin … günlü … sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, karar verildi.