Danıştay Kararı 5. Daire 1994/4960 E. 1994/4062 K. 20.09.1994 T.

5. Daire         1994/4960 E.  ,  1994/4062 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1994
Karar No : 4062
Esas Yılı : 1994
Esas No : 4960
Karar Tarihi : 20/09/994

RE’SEN EMEKLİ EDİLİP, BU İŞLEMİN YÜRÜTÜLMESİNİN DURDURULMASI ÜZERİNE FARKLI GÖREVE ATANAN DAVACININ BU İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİYLE AÇTIĞI DAVADA MAKSAT UNSURU YÖNÜNDEN İŞLEMİN NEDENLERİNİN TARTIŞILMASI GEREKTİĞİ HK.

Davacı, Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdürlüğünde genel müdürlük müşaviri olarak görev yapmakta iken 4.1.1993 tarihinde emekliye sevkedilen davacının bu işlemin iptali istemiyle … İdare Mahkemesinde açtığı dava sonucunda verilen … gün ve E: … sayılı yürütmeyi durdurma kararı üzerine 1.dereceli müdürlük görevine iadesi yolundaki işlemin iptali ile aylık farklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemisi kararıyla; T.C. Anayasasının 138.maddesinin son fıkrasında “Yasama ve Yürütme organları ile İdare mahkeme kararlarına uymak zorundadır. bu organlar ve idare mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez” hükmünün yer aldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 28.maddesinin ilk fıkrasında ise, Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin en geç altmış gün içinde işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğunun öngörüldüğü, davalı idarede Genel Müdürlük Müşaviri olarak görev yapmakta iken emekliye sevkedilen davacının ise işlemin iptali talebiyle … İdare Mahkemesinde açtığı E: … sayılı davada verilen … tarihli yürütmeyi durdurma kararı üzerine yargı kararı uygulanmak suretiyle 1.dereceli müdürlük görevine atandığı, davacının emekliye sevkine ilişkin işlem hakkında açtığı iptal davasında yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş olması karşısında işlemin bu aşamada hukuka aykırı olduğunun kabulü gerektiği, yürütmenin durdurulması kararlarının da iptal kararları gibi tesis edilen işlemi yok hükmünde sayarak işlemi tüm sonuçları ile birlikte hukuk aleminden kaldıracağı, kaldıki anılan işlemin … İdare Mahkemesinin … gün ve … sayılı kararı ile iptal edildiği, davacının 1.derece müdürlük kadrosuna atanmasına ilişkin davalı
idare işlemi hukuka aykırı bulunduğundan sözkonusu atama işlemi nedeniyle uğranılan tüm zararların Anayasanın 125.maddesi hükmü uyarınca tazmininin de zorunlu olduğu gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilerek uğranılan tüm zararların yasal faiziyle birlikte davacıya ödenme
sine hükmedilmiştir.
Davalı idare müşavirlik kadrosunun dolu olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Davalı idarede müşavir olarak görev yapmakta iken 5434 sayılı Kanunun 39/b maddesi uyarınca re’sen emekliye sevkedilen davacının bu işlemin iptali istemiyle açtığı davada İdare Mahkemesince yürütmenin durdurulması kararının verildiği, anılan kararın davacının 1.derece Müdürlük görevine atanarak uygulandığı İdare Mahkemesince ise yargı kararının uygulanmadığından bahisle dava konusu işlemin iptal edildiği dava dosyasının incelenmesinden anlaşılmıştır.
İstitra kazanmış yargı içtihatlarına göre yürütmenin durdurulması kararları dava konusu idari işlemin uygulanmasını durduran, başka bir deyimle onun icrailik niteliğini askıya alan ve söz konusu işlemin tesisinden önceki hukuki durumun geri gelmesini sağlayan geçici nitelikte kararlardır. Bu nedenle idare mahkemesinin “yürütmenin durdurulması kararlarının da iptal kararları gibi tesis edilen işlemi yok hükmünde sayarak işlemi tüm sonuçları ile hukuk aleminden kaldıracağı” yolundaki tanımlamasına katılma olanağı bulunmamaktadır. Nitekim davanın reddi
halinde yürütmenin durdurulması kararlarının hükümsüz kalması da idare mahkemesi kararındaki “işlemi yok hükmünde sayması”, “işlemi hukuk aleminden kaldırması” sözcükleri ile yapılan tanımlamanın hatalı olduğunu açıkca ortaya koymaktadır.
Yukarıda tanımlama çerçevesinde İdare Mahkemesince verilen yürütmenin durdurulması kararı, emekli statüsüne girerek memuriyeti sona eren davacının yeniden memurluk statüsüne ve kural olarak aynı göreve döndürülmesini gerektirir. Ancak idarenin hizmetin gerektirdiği durumlarda,
emekliye sevkedilen ve açtığı dava üzerine bu işlemin uygulanması durdurulan kişiyi memuriyet statüsüne almakla birlikte farklı bir göreve ataması da mümkündür. Her ne kadar dava konusu olayda, yürütmenin durdurulması kararından sonra davacı memuriyet statüsüne alınmakla birlik
te emekliye sevkedildiği tarihte işgal ettiği müşavirlik kadrosuna atanmadan doğrudan 1.derece müdürlük görevine atanmış ise de idarece uygulanan bu işlem, ilgili hakkındaki yargı kararının yerine getirilip kendisinin eski görevinden yeni bir göreve atanması işleminin birlikte uygulanmasından ibarettir. Başka bir deyimle yargı kararını uygulama işlemi ile başka bir göreve naklen atama işlemi birlikte ve içice tesis edilmiş olmaktadır. Bu nedenle idare mahkemesinin, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin “Kapsam ve Amaç” başlıklı 1.maddesinin 2.fıkrasının (a), (b) ve (c) işaretli bentleri ile 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/b ve davacının 9.1.1991 tarihinde birinci derece kadroya atanmış olması nedeniyle bu maddenin gönderme yaptığı 657 sayılı Yasanın 76.maddesi hükümlerini gözönünde bulundurarak, adı geçenin 1. derece müdürlük kadrosuna atanmasının nedenlerini; idarenin bu işlemin tesisinde hizmet gereklerini (örneğin, ihtiyaç) ve kamu yararını gözeterek mi yoksa yargı kararının uygulanmasını değiştirmek ve böylece davacıyı ızrar amacıyla mı hareket ettiğini; dolayısıyla işlemde maksat unsuru yönünden sakatlık bulunup bulunmadığı hususlarını birlikte tartışarak ulaşacağı sonuca göre bir karar vermesi gerekirken bu konuda herhangi bir araştırma yapmadan mahkeme kararının uygulanmadığı gerekçesi ile verdiği iptal kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davalı idarenin temyiz istemininin kabulüyle, … İdare Mahkemesinin … günlü, … sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına karar verildi.