Danıştay Kararı 5. Daire 1994/1296 E. 1994/4216 K. 28.09.1994 T.

5. Daire         1994/1296 E.  ,  1994/4216 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1994
Karar No : 4216
Esas Yılı : 1994
Esas No : 1296
Karar Tarihi : 28/09/994

BİRLİK YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN BAKANLIKÇA GENEL MÜDÜRLÜK TEKLİFİ DOĞRULTUSUNDA BİRLİK KADROLARINA YAPILAN ATAMA İŞLEMLERİNİN İPTALİNİ İSTEMELERİNDE KİŞİSEL HAK İHLALİ ŞARTI GERÇEKLEŞMEMİŞ BULUNDUĞUNDAN DAVANIN EHLİYET YÖNÜNDEN REDDİ GEREKECEĞİ HK.

… Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri olan davacılar, Birliğin bazı kadrolarına atama yapılmasına ilişkin Bakanlık işleminin iptali istemiyle dava açmışlardır.
İdare Mahkemesi kararıyla; 2577 sayılı Kanununun 2/1(a).maddesinde, iptal davalarının idari işlemler hakkında yetki, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlandığı, bu hükme göre, ilgililerin idari bir işlemi dava konusu edebilmeleri için sözkonusu edebilmeleri için sözkonusu işlemle aralarında meşru, kişisel ve güncel bir ilişkinin mevcut olması gerektiği, 3186 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin Kuruluşu Hakkında KHK’nin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanunun 11/3.maddesinde, birliklerde genel müdür yardımcıları ile imzaya yetkili personelin genel müdürün teklifi, yönetim kurulunun kararı ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığının onayı ile atanacağının hükme bağlandığı, aynı Kanunun 24.maddesinde de, bu Kanunun ve ana sözleşmelerin uygulanması sırasında yönetim kurulları ve genel müdürlük… arasında ortaya çıkacak ihtilafların Sanayi ve Ticaret Bakanlığının hakemliği ve talimatına göre çözüleceğinin ve bu durumun ortak, kooperatif, birlik ve üçüncü şahıs ve kuruluşların hukuki yollara başvurma haklarını ortadan kaldırmayacağının belirtildiği, dosyanın incelenmesinden, … Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulunun bir kısım boş kadrolara atama yapılmasına dair Genel Müdürlük teklifinin ele alındığı kararıyla, bazı kadrolara yapılan atama tekliflerinin kabul edilerek karara bağlandığı, ancak Genel Müdür Yardımcılıklarına … ile … (ın; Personel Müdürlüğüne de …’ın atamnalarına dair teklifin ise oybirliği ile reddedildiği, bunun üzerine durumun 3186 sayılı Kanunun sözüedilen 24.maddesi uyarınca Bakanlığın takdir ve onaylarına arzedildiği, Bakanlığında Genel Müdürlüğün görüşü doğrultusunda adı geçen kişilerin teklif edilen görevlere atandıklarını bildirdiği, davacıların da bu atama işleminin iptali istemiyle bakılan davayı açtıklarının anlaşıldığı, belirtilen duruma göre davanın Yönetim Kurulunca atanmalarına karar alınan fakat Bakanlıkça uygun bulunmayarak atanmaları yapılmayan kişiler tarafından değil de yönetim kurulu üyelerince açılmış olması karşısında dava konusu işlemle davacılar arasında kişisel menfaat ilişkisinin varlığından sözedilemiyeceği gerekçesiyle dava ehliyet yönünden reddedilmiştir.
Davacılar, Anasözleşme hükümlerine göre yönetim kurulu üyeleri olarak mevcut 140.000 üyenin hak ve çıkarlarını korumakla görevli olduklarını, günümüz yaşamında bireysel ve kollektif çıkarların iç içe olduğunu, ayrıca kendilerinin kooperatif üyesi de olduklarını öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 18.6.1994 günlü, 4001 sayılı Kanunla değişik 2.maddesinin 1/a fıkrasında iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren hususlar hariç olmak üzere, kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan davalar olduğu belirtilmiş, 4001 sayılı Kanunla getirilen geçici 2.maddede de, değiştirilmiş olan 2.maddenin bu hükmünün Kanunun yürürlüğünden evvel açılmış olup devam eden veya hükme bağlanmış olup da kesinleşmemiş bulunan davalarda da uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Bu durumda sözü edilen geçici madde hükmü nedeniyle, bakılmakta olan bu dava yönünden de ehliyet sorununun 2577 sayılı Kanunun 4001 sayılı Kanunla değişik 2/1(a). maddesine göre çözümlenmesinin gerekmesi karşısında, Birlik Yönetim Kurulu Üyelerinin, kendi muhalefetlerine rağmen Bakanlıkça Genel Müdürlük teklifi doğrultusunda Birlik kadrolarına yapılan bazı atama işlemlerinin iptalini istemelerinde hak ihlali şartının gerçekleşmemiş olduğu anlaşıldığından davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin idare Mahkemesi kararında hukuka aykırı bir husus görülmemiştir.
Açıklanan nedenle de … İdare Mahkemesince verilen … günlü, … sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasına gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın belirtilen gerekçenin de eklenmesi suretiyle onanmasına karar verildi.

KARŞI OY:
Temyize konu Mahkeme kararının aynen onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına karşıyım.

AZLIK OYU:
… Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri olan davacılar, Birliğin bazı kadrolarına atama yapılmasına ilişkin Bakanlık işleminin iptali için açtıkları davanın menfaat yönünde reddedilmesine ilişkin Mahkeme kararının bozulmasını istemektedirler.
18.6.1984 günlü, 18435 sayılı mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olan 8.6.1984 günlü, 238 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin Kuruluşu Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Yönetim Kurulu başlıklı 9.maddesinin b/6.fıkrasında Yönetim Kurulu Üyeleri ile,
kooperatifler tarafından seçilecek temsilcilerin adedi, yönetim kurulları üyeleri ve kooperatifler tarafından seçilecek temsilcilerde aranacak diğer nitelikler ile yönetim kurullarının görev ve çalışma esaslarının anasözleşmelerde belli edileceği hükme bağlanmış, sözkonusu Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 30.4.1985 günlü, 3186 sayılı Kanunun 9/b-6 maddesinde de aynı hükme yer verilmiştir.
Bu hükümlere göre çıkarılar ve 29.4.1985 günlü, 18739 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tarım Satış Kooperatifleri Birliği Anasözleşmesinin 24.maddesinde, Birlik Yönetim Kurulu Üyelerinin ortak kooperatiflerin temsilcileri tarafından seçilen dört üye ile birlik genel müdürü veya vekilinden teşekkül edeceği belirtilmiş, 29.maddesindere, Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri; ….a) birlik çalışmalarının düzenli yürütülmesini sağlayacak esasları tesbit etmek ve prensip niteliğinde olan veya yönetmelik hükümlerine göre yönetim kurulunun kararına bağlı bulunan konular hakkında karar vermek, b) Ortak kooperatiflerin düzenli yürütülmesi için gerekli tedbirleri almak, c) Birliğin taahhüt altına gireceği konularda karar vermek…. olarak sayılmıştır.
Öte yandan, aynı Anasözleşmenin Yönetim ve Denetleme Kurulu ile Genel Müdürlüğün Genel Sorumluluğuna ilişkin 40.maddesinde de, Yönetim Kurulunun, alacağı kararlarda Kanun, anasözleşme, yönetmelik ve diğer mevzuat hükümleri ile genel kurur kararlarına ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Talimatlarına uygun hareket etmek zorunda olacağı, bu anasözleşmenin 29.maddesinde belirtilen Birlik işlerinin amaca uygun olarak yürütülmesini sağlayacağı hükme bağlanmıştır.
Tüm bu hükümlere göre Birlik çalışmalarının düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamakla görevli olan ve bu görevlerini Kanun, Anasözleşme, Yönetmelikler ve diğer mevzuat hükümlerine uygun şekilde yerine getirmek konusunda sorumlu bulunan ve ayrıca birlik kooperatiflerinde de üye olduklarını belirten Yönetim Kurulu Üyelerinin, mahkeme kararında özetlendiği üzere, Genel Müdürlükçe ataması teklif edilen bir kısım kişilerin bu görevlere uygun olmadıkları gerekçesiyle bu teklifi reddetmelerinden sonra sözkonusu kişilerin 3816 sayılı Kanunun 24.maddesi uyarınca Bakanlık tarafından Genel Müdürlükçe önerilen görevlere atanmalarına ilişkin işleme karşı dava açmalarında kişisel hak ilişkisinin mevcut olduğunun kabulü gerekmekte olup mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken davanın ehliyet yönünden reddedilmesinde hukuki isabet görülmediğinden, Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına karşıyım.