Danıştay Kararı 5. Daire 1993/8696 E. 1996/1351 K. 01.04.1996 T.

5. Daire         1993/8696 E.  ,  1996/1351 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1993/8696
Karar No: 1996/1351

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: Başbakanlık

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından, anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Davacı, … Denetim Kurulu Üyeliği görevinden alınmasına ve yerine atama yapılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; … A.Ş. Ana Sözleşmesinin 19. maddesinde, Denetim Kurulunun üç üyeden oluşacağının, denetçilerde Yönetim Kurulu Üyesi için gerekli nitelik ve şartların aranacağının, ancak denetçilerden birinde mesleki ihtisas şartının aranmayacağının öngörüldüğü; işlem tarihinde denetim kurulundaki bir üyenin Hukuk Fakültesi mezunu olduğunun, davacı ile diğer üyenin ise yaptıkları işle ilgili mesleki ihtisaslarının bulunmadığının anlaşıldığı, her ne kadar idarece bu husus ileri sürülmemiş ise de bu hususun işlemin, sebep unsuru olarak ikamesi halinde dava konusu işlemde sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı; 9 aylık görevi süresince, seçilme ve atanma niteliklerini yitirmediğini, tesis edilen işlemin keyfi olup, İdarenin güvenilirlik ve devamlılık ilkelerine aykırı bulunduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin “Bağlı Ortaklık Denetçilerinin seçimi” başlıklı 25. maddesinin 4. fıkrasında; denetçilerde, yönetim kurulu üyesi için gerekli nitelik ve şartlar aranacağı; ancak, denetçilerden birinde mesleki ihtisas şartının aranmayabileceği; aynı KHK.nin, “Bağlı Ortaklıkların Yönetim Kurulu, Genel Müdürü ve Atamalar” başlıklı 24. maddesinin 2. fıkrasında da, bağlı ortaklıkların genel müdürleri ile kamu kesimini temsil eden yönetim kurulu üyelerinde, teşebbüs genel müdürü ve yönetim kurulu üyeleri için öngörülen nitelik ve şartların aranacağı hükme bağlanmıştır.
Bu atıflar nedeniyle olayda, uygulanması gereken, anılan KHK.’nin “Teşebbüs Yönetim Kurulu Üyelerinin Nitelik ve Şartları” başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında ise, teşebbüs yönetim kurulu üyeliklerine atanacakların, Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip, yüksek öğrenim yapmış ve teşebbüsün faaliyet alanı ile ilgili idari ve mesleki ihtisasa sahip olmalarının şart olduğu; ancak ilgili bakanın teklifi üzerine atanan üyelerden birinde idari veya mesleki ihtisasa sahip olma şartının aranmayacağı öngörülmüştür.
Bu hukuki duruma göre İdarenin denetim kurulu üyesi olarak atanacak 3 kişiden en az ikisini mesleki ihtisasa sahip olan kişiler arasından atamakla yükümlü olduğu ve bu konuda bağlı yetki içinde bulunduğu açıktır. Bu nedenle, gerekli nitelik ve şartlara sahip olmayan iki denetim kurulu üyesinden hangisinin görevden alınacağı konusunda takdir yetkisi bulunan idarenin tesis ettiği işlem sonuç itibariyle yasaya uygun bulunduğundan idarece ileri sürülmemiş olsa dahi Mahkemenin, yukarıda sözüedilen yasal durumu esas alarak sebep ikamesinde yargılama usulune aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına 1.4.1996 tarihinde oybirliği ile karar verildi.