Danıştay Kararı 5. Daire 1993/7377 E. 1994/1018 K. 16.02.1994 T.

5. Daire         1993/7377 E.  ,  1994/1018 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1994
Karar No : 1018
Esas Yılı : 1993
Esas No : 7377
Karar Tarihi : 16/02/994

1- HER TÜRLÜ ÖZLÜK HAKLARI MALİYE BAKANLIĞI TARAFINDAN DÜZENLENEN İLGİLİNİN, TARIM VE KÖY İŞLERİ BAKANLIĞI DÖNER SERMAYE İŞLETMESİ SAYMANLIĞINA ATANMIŞ OLMASININ EK ÜCRET ÖDEMESİNDEN YARARLANMASINI ENGELLEMEYECEĞİ;
2- İSTEĞİ ALTMIŞ GÜN İÇİNDE YANITLANMAYARAK REDDEDİLEN, ANCAK 12.2.1991 TARİHLİ BAŞVURUSUNDAN İTİBAREN 120 GÜN İÇİNDE DAVA AÇAN DAVACIYA 15.2.1991 TARİHİNDEN İTİBAREN BU ÜCRETİN ÖDENMESİ MÜMKÜN OLUP, BU TARİH ÖNCESİ ZARARIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE ÖDENMESİ OLANAĞI BULUNMADIĞI HK.

Köy Hizmetleri Toprak ve Gübre Araştırma Enstitüsü Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü Saymanı olan davacı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3239 sayılı Yasayla eklenen mükerrer 415.maddesine göre kurulan Vergi İdaresini Geliştirme Fonundan ve aynı Yasaya, 3418 sayılı yasanın 32.maddesi ile eklenen ek 13.maddesine göre kurulan Gelir İdaresini Geliştirme Fonundan Maliye ve Gümrük Bakanlığı personeline yapılan ek ücret ödemesinden yararlandırılması amacıyla yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali ile 1.1.1987 tarihinden itibaren hesaplanacak miktarın yasal faizi ile birlikte kendisine ödenmesine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
İdare Mahkemesi kararıyla; davacının, Maliye ve Gümrük Bakanlığı tarafından Köy Hizmetleri Toprak ve Gübre Araştırma Döner Sermaye Müdürlüğü Saymanlığına atandığı, kendisine Maliye ve Gümrük Bakanlığı personeli hüviyeti verildiği, sicillerinin, terfilerinin davalı idare tarafın
dan düzenlendiği, yıllık izinlerinin de aynı Bakanlıkça verildiği, her ne kadar davacının kadrosu Tarım ve Köyişleri Bakanlığında ise de; 213 sayılı Vergi Usul Kanununa 3418 sayılı Yasayla eklenen ek 13.madde, Maliye ve Gümrük Bakanlığı Personeline Ek Ücret ödemesi yapılmasına ilişkin 6.8.1988 günlü, 88/13207 sayılı Kararname eki Esasların 1.maddesi hükümleri gereğince, Maliye ve Gümrük Bakanlığı personeline, yurt dışındaki kadrolar ile müstaşar… hukuk müşaviri kadrolarında bulunan personel dışında tüm personeline ek ücret ödemesi yapılacağının açıkça belirtilmesi ve davacının sicil, izin, teftiş gibi her türlü özlük haklarının da davalı idare tarafından düzenlendiğinin açık olması karşısında davacının Maliye ve Gümrük Bakanlığı personeli olarak kabul edilmeyerek davalı Bakanlık personeline ödenen ek ücretten yararlandırılmamasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği, öte yandan personele verilen ek ücretin, … Fonu ile … Fonundan karşılandığından Maliye ve Gümrük Bakanlığı bütçesi ile ilgili bulunmadığı, davacı, ek ücret ödenmesi istemiyle bu davayı açtığından, davanın bir tam yargı davası niteliğinde bulunduğunun ve dolayısıyla dava açma süresinin 2577 sayılı Yasanın 12.maddesine göre belirlenmesi gerektiğinin kabulünün zorunlu olduğu, 12.maddede ilgililerin, bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabileceklerine işaret edildiği davacının, 1.1.1987 tarihinden itibaren ek ücret ödemesinden yararlandırılması istemi ile 2.6.1989 tarihlerinde idareye başvurduğu, bu başvurular zımnen reddedildiği halde dava açmadığı, en son 12.2.1991 tarihinde bu istemini yenilediği, talebin cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine bu davayı açtığının anlaşıldığı, bu durumda, 2577 sayılı Yasanın 12.ve 11.maddeleri uyarınca davacıya son başvuru tarihi olan 12.2.1991 tarihi esas alınmak suretiyle sözkonusu fondan verilmesi gereken ek ücretlerin ödenmesi gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, … Fonundan davalı Bakanlık personeline ödenen ek ücretin 12.2.1991 tarihinin başlangıç alınması suretiyle yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin süre aşımı nedeniyle reddine hükmedilmiştir.
Davalı idare; davacının, Tarım ve Köyişleri Bakanlığında ise de; 213 sayılı Vergi Usul Kanununa 3418 sayılı Yasayla eklenen ek 13 madde, Maliye ve Gümrük Bakanlığı Personeline Ek Ücret ödemesi yapılmasına ilişkin 6.8.1988 günlü, 88/13207 sayılı Kararname eki Esasların 1.maddesi hükümleri gereğince Maliye ve Gümrük Bakanlığı personeline, yurt dışındaki kadrolar ile müşteşar… hukuk müşaviri kadrolarında bulunan personel dışında tüm personeline ek ücret ödemesi yapılacağının açıkça belirtilmesi ve davacının sicil, terfii, izin, teftiş gibi her türlü özlük haklarının da davalı idare tarafından düzenlendiğinin açık olması karşısında davacının Maliye ve Gümrük Bakanlığı personeli olarak kabul edilmeyerek davalı Bakanlık personeline ödenen ek ücretten yararlandırılmamasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği, öte yandan personele verilen ek ücretin, … Fonundan karşılandığından Maliye ve Gümrük Bakanlığı bütçesi ile ilgili bulunmadığı, davacı, ek ücret ödenmesi istemiyle bu davayı açtığından, davanın bir tam yargı davası niteliğinde bulunduğunun ve dolayısıyla dava açma süresinin 2577 sayılı Yasanın 12.maddesine göre belirlenmesi gerektiğinin kabulünün zorunlu olduğu, 12.maddede ilgililerin, bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava açma süresi içinde tam yargı davası açabileceklerine işaret edildiği davacının, 1.1.1987 tarihinden itibaren ek ücret ödemesinden yararlandırılması istemi ile 2.6.1989 ve 1.11.1990 tarihlerinde idareye başvurduğu, bu başvurulura zımnen reddedildiği halde dava açmadığı, en son 12.2.1991 tarihinde bu istemini yenilediği, talebin cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine bu davayı açtığının anlaşıldığı, bu durumda, 2577 sayılı Yasanın 12.ve 11.maddeleri uyarınca davacıya son başvuru tarihi olan 12.2.1991 tarihi esas alınmak suretiyle sözkonusu fondan verilmesi gereken ek ücretlerin ödenmesi gerekeceği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiş, … Fonundan davalı Bakanlık personeline ödenen ek ücretin 12.2.1991 tarihinin başlangıç alınması suretiyle yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin süre aşımı nedeniyle reddine hükmedilmiştir.
Davalı İdare; davacının, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı personeli olduğunu, 1991 Mali yılı Bütçe Kanununun 51/d maddesinde, Genel ve Katma Bütçeli Kuruluşların döner sermaye ve fon saymanlığı kadrolarının Maliye Bakanlığı kadrolarına eklenebileceğine dair bir hüküm yer almış olmasının, kadrosu kendi kurumunda olan ve ataması Maliye Bakanlığınca yapılan döner sermaye saymanlarının kendilerinin personeli olmadığını gösterdiği, davacının ek çalışma ücreti almadığı gibi, Maliye Bakanlığı saymanları için belirlenen yan ödenemeden de yararlanamadığını, bu durumun da davacının kendi Bakanlıklarının personeli olmamasından kaynaklandığını davacı ise; 1.1.1987 tarihinden itibaren tazminata hükmedilmesi gerektiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, davacı tarafından tazminat yönünden davalı idare tarafından dava konusu işlem yönünden ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Davanın, davacının tazminat istemine ilişkin kısmına gelince; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 12.maddesi idari işlemlerden, 13.maddesi de idari eylemlerden doğan zararların karşılanması amacıyla açılacak tam yargı davalarının açılma yöntem ve sürelerini düzenlemiş bulunmaktadır.
“İptal ve Tam Yargı Davaları” başlığını taşıyan ve “ilgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a ve idare ve Vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi, ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11.madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.” hükmünü koyan 12.maddeye göre, maddi ve manevi zararlara neden olan idari işlemlerden dolayı ilgili doğrudan doğruya tam yargı davası açabileceği gibi iptal ve tam yargı davasını birlikte de açabilir; ya da önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın tebliğinden itibaren de dava süresi içinde tam yargı davası açma yoluna gidebilir.
12.maddenin son tümcesinin yollamada bulunduğu 11.madde “Üst makamlara başvurma” yı düzenlemekte olup ilk üç fıkrası “ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makanda, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürede hesaba katılır.” hükmünü taşımaktadır.
12.madde, belirtilen seçeneklerin dışında, dördüncü bir seçeneği daha düzenlemiş bulunmakta ve ilgililerin “… bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası” açabileceklerine işaret etmektedir. Bu tümce 521 sayılı Danıştay Kanununun 71.maddesine, 1740 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle eklenmiş ve 2577 sayılı Yasanın 12.maddesinde 71.maddenin değişik methi aynen tekrarlanmıştır. 521 sayılı Yasanın söz konusu maddesinde yapılan değişiklik gerekçesine göre, hakkın ihlali işlemin icrası (uygulanması) tarihinde vuku bulmuş ise, tam yargı davası işlemin uygulandığı tarihten itibaren yasal süre içinde açılabilecektir.
Bu hükümler karşısında … Fonundan yapılan ek ücret ödemesi yönünden belli bir uygulama tarihi esas alınarak istekte bulunulan davalarda İdari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesine göre uygulama tarihinden itibaren altmış gün içinde, uygulama üzerine davacı idareye başvurmuş ise 12.maddenin göndermede bulunduğu 11.maddeye göre idarenin bu başvuruya cevap vermemiş olduğu hallerde uygulama tarihinden itibaren en geç 120 gün, idarenin cevap verdiği durumlarda ise uygulama tarihinden başvuru tarihine kadar geçen süre de hesaba katılmak koşuluyla cevabın davacıya tebliği tarihinden itibaren altmış gün içinde idari davanın açılmış olması gerekir.
Başka bir anlatımla dava, davasının idareye başvurduğu tarihten itibaren 120 gün içinde açılmış ise ilgiliye, davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 günü geçmemek koşuluyla, başvuru tarihinden sonra geriye doğru altmış günlük süre içindeki ilk uygulama esas alınarak ek ücret ödenmesi gerekecek; idareye başvuru tarihinden itibaren 120 günlük ya da idarenin cevabının tebliğ tarihinden itibaren altmış günlük süreler geçtikten sonra açılmış olan davalarda ise ancak dava tarihinden geriye doğru altmış günlük süre içinde kalan ilk uygulamadan doğan zarara hükmedilebilecektir.
Davacının 12.2.1991 tarihinde idareye başvurduğu, idarece altmış gün içinde cevap verilmemek suretiyle isteğinin reddedildiği, ancak başvuru tarihinden itibaren 120 günlük süre içinde 9.5.1991 tarihinde dava açtığı anlaşılmış bulunduğuna göre kendisine 15.2.1991 tarihinden itibaren ek ücret ödenmesi mümkün olup bu tarihten önceki uygulamalardan doğan zararının, süre aşımı nedeniyle ödenmesine imkan bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesinin … günlü, … sayılı kararının, dava konusu işlemin iptali ve 15.2.1991 tarihinden itibaren davacının ek ücretten yararlandırılması ile ilgili kısmında usule ve hukuka aykırılık bulunmadığından davalı idarenin ve davacının temyiz istemlerinin reddiyle kararın bu kısmının onanmasına, 12.2.1991-15.2.1991 tarihleri arasına ilişkin tazminat yönünden davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile kararın bu kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına karar verildi.