Danıştay Kararı 5. Daire 1993/3084 E. 1995/3898 K. 05.12.1995 T.

5. Daire         1993/3084 E.  ,  1995/3898 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No: 1993/3084
Karar No: 1995/3898

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: … Valiliği

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17/2. maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği düşünüldü:
Dava, … Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı ve Başhekimi olan davacının, … Devlet Hastanesine Genel Cerrahi Uzmanı olarak atanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; 657 sayılı Yasanın 76. maddesi ile idarelere memurlarını naklen atamaları konusunda takdir yetkisi tanındığı; 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 8/c. maddesinde ise valilerin birden fazla çalışma yeri bulunan memurları il sınırları içinde naklen atayabileceklerinin belirtildiği; bu yetkilerin kullanılmasının kamu yararı ve hizmet gerekleri ile sınırlı olduğu; davacı hakkında açılan soruşturma sonucunda, davacının hastanede poliklinik yapmadığı; usulsüz belge tanzim ettiği; doktorların nöbetlerinde cihaz, ambulans ve laboratuvarları kullanmaları konusunda güçlükler çıkardığı; gibi pek çok konunun araştırıldığı ve soruşturma sırasında muhakkikçe, soruşturmanın selameti açısından davacının başhekimlik görevinden alınmasının teklif edildiği; bunun üzerine davalı idarece dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı; başhekim olan davacının hakkında soruşturma açılmasına neden olduğu ve soruşturma sonunda da hakkındaki iddiaların pek çoğunun sübut bulduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, muhakkikçe başhekimlik görevinin üzerinden alınmasını fakat uzman olarak aynı yerde çalıştırılmasının önerildiğini; eczacı olan eşinin durumunun gözetilmediğini ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20. maddesinin 1. 2. ve 3. fıkralarında “1- Danıştay ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar. Mahkemeler belirlenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgilerin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husustaki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir. Haklı sebeplerin bulunması halinde bu süre, bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.
2- Taraflardan biri ara kararı icaplarını yerine getirmediği takdirde, bu durumun verilecek karar üzerindeki etkisi mahkemece önceden takdir edilir ve ara kararında bu husus ayrıca belirtilir.
3- Ancak, istenilen bilgi ve belgeler Devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı devletlere de ilişkin ise, Başbakan veya ilgili bakan, gerekçesini bildirmek suretiyle, sözkonusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir.” hükmüne yer verilmiş, anılan maddenin 3. fıkrasına 18.6.1994 günlü, 4001 sayılı Kanunla “verilmeyen bilgi ve belgelere dayanılarak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez.” cümlesi eklenmiştir.
Olayda 9.10.1991 günlü ara kararı ile dava konusu işlemin dayanağını oluşturan bilgi ve belgelerin … Valiliğinden istenildiği, adıgeçen idarece davacı hakkındaki soruşturmadan sözedilerek soruşturma dosyasının gönderilmediği, 5.2.1992 günlü ara kararı ile soruşturma dosyasının istenildiği, ancak soruşturma sonuçlanınca dosyanın gönderileceği yolunda cevap verildiği, 27.5.1992 günlü ara kararı ile soruşturma dosyasının tekrar davalı idareden istenildiği, ancak davacının isteği üzerine naklen atandığından dava ile menfaati kalmadığı yolunda cevap verildii, 21.10.1992 günlü ara kararı ile üçüncü kez soruşturma dosyasının davalı idareden istenildiği ve gönderilmediği takdirde dosyadaki bilgi ve belgelere göre karar verileceği hususuna kararda yer verildiği, bu ara kararına da idarece cevap verilmediği ve İdare Mahkemesince davacı hakkındaki soruşturmadan bahisle davanın reddedildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında, İdare Mahkemesince dava konusu işlemin sebep unsurunu teşkil etmesi bakımından öncelikle soruşturma dosyasının istenilmesi yerinde ise de, gönderilmeyen soruşturma dosyasına dayanılarak ve sadece idarenin bu konudaki savunmasına itibar edilerek karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 5.12.1995 tarihinde oybirliği ile karar verildi.