Danıştay Kararı 5. Daire 1993/1203 E. 1993/1433 K. 01.04.1993 T.

5. Daire         1993/1203 E.  ,  1993/1433 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1993
Karar No : 1433
Esas Yılı : 1993
Esas No : 1203
Karar Tarihi : 01/04/993

GÖREVSİZLİK İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN KARARLARIN NİHAİ KARAR NİTELİĞİNDE BULUNMAYIP, ESAS KARARDAN AYRI OLARAK TEK BAŞLARINA TEMYİZ EDİLEMEYECEKLERİ HK.

Personel alımı için yapılan sınavı kazanan davacının, güvenlik soruşturmasının olumsuz olması nedeniyle işe alınmamasına ilişkin işlemin iptali isteğiyle açtığı davada Manisa İdare Mahkemesince görevsizlik itirazının reddi yolunda verilen … günlü, E: … sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 3622 sayılı Yasa ile değişik 46.maddesinin 2.fıkrası “Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay’da temyiz yoluna başvurulabilir.” hükmünü taşımaktadır.
Nihai kararlar yargıcın davadan elini çekmesi sonucunu doğuran ve bu suretle o davada yargılamaya son veren kararlardır. İdari bir uyuşmazlığın çözümü için bazı bilgi ve belgelerin getirtilmesine ilişkin ara kararları ile usul hükümlerine aykırı düzenlenmiş olması sebebiyle bu
aykırılık giderilmek üzere verilen dilekçe ret kararları veya yürütmenin durdurulması yada reddine ilişkin kararların uyuşmazlığı esastan çözmeye yönelik olmadıkları için nihai kararlar sayılmaları ve esas karardan önce verilmiş olan bu kararların temyize konu edilebilmeleri mümkün değildir.
Bir davaya bakmakta olan Mahkemenin davanın görev noktasından reddine ilişkin kararlarının, bu kararlar nihai karar niteliğinde oldukları için, tek başına temyize konu edilebilecek olmasına karşılık aynı mahkemenin görevsizlik itirazının reddine yani davaya bakmanın kendi görev alanı içinde olduğuna ilişkin kararlarına karşı, esas karardan ayrı olarak tek başlarına temyiz yoluna başvurulabilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Bilindiği gibi idari yargıda görev konusu kamu düzeninden olup, taraflarca ileri sürülmese bile, davanın her evresinde mahkemelerce re’sen nazara alınması zorunludur. Buna göre, bir davaya bakmakta olan mahkeme görevsizlik kararı vermediği sürece o davaya bakmanın kendi görev ve yetki alanında bulunduğunu da kabul etmiş demektir. Başka bir anlatımla, davaya bakmakta olan idari yargı mercii görevsizlik kararı vermediği sürece, o mahkemenin uyuşmazlığın çözümünde kendisini görevli ve yetkili görmüş olduğunun kabulü gerekir. Bu hususu saptamak için mahkemenin ayrıca görevli olduğuna dair bir karar yani “görevlilik kararı” vermesi gerekmemektedir. Buna karşılık 2247 sayılı, Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun”la konunun bir başka açıdan ve değişik düzenlemeye tabi tutulmuş olduğuna değinmek gerekir. Adı geçen Yasanın “olumlu görev uyuşmazlığı çıkarma” başlığını taşıyan 10.maddesi “görev uyuşmazlığı çıkarma, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili Başsavcı veya Başkanun sözcüsü tarafından görev konusunun incelenmesinin uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesidir.
Yetkili Başsavcı veya Başkanun sözcüsünün Uyuşmazlık Mahkemesinden istekte bulunabilmesi için, görev itirazının, … idari yargı yerlerinde dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları
şarttır.
Görev itirazının yargı merciince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebilmesi, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlıdır.” hükmünü taşımaktadır.
Maddenin ikinci fıkrasında açıkca vurgulandığı üzere, idari yargı mercilerine açılan bir davada yargı merciinin re’sen yaptığı ilk inceleme üzerine uyuşmazlığın çözümünün kendi görev alanına girdiği sonucuna vararak dava dilekçesini işleme koyması halinde idarenin “dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan” görevsizlik itirazında bulunması ve bu itiraz üzerine Mahkemenin konuyu inceleyerek “görevlilik kararı” vermesi olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmanın koşulları olarak öngörülmüş, üçüncü fıkrada ise görevsizlik itirazının mahkemece yerinde görülmesi halinde izlenecek yöntem saptanmıştır.
Söz edilen düzenleme, baştada değinildiği gibi, salt olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına olanak tanınması amacıyla getirilmiş özel bir düzenleme niteliğinde olup; bu düzenlemenin mahkemenin görevsizlik itirazının reddine ilişkin kararının, yukarıda değinilen hukuksal durumu nedeniyle, tek başına temyize konu edilebilmesi gibi bir sonuç doğurması olanaklı değildir.
Personel alımı için yapılan sınavda başarılı olan davacının güvenlik soruşturmasının olumsuz olması nedeniyle işe alınmamasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; davalı idarenin savunmasında yeralan görevsizlik itirazının reddi yolunda İdare Mahkemesince verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunun belirtilen nedenlerle incelenmeksizin reddine karar verildi.