Danıştay Kararı 5. Daire 1992/5815 E. 1993/1223 K. 16.03.1993 T.

5. Daire         1992/5815 E.  ,  1993/1223 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1993
Karar No : 1223
Esas Yılı : 1992
Esas No : 5815
Karar Tarihi : 16/03/993

1402 SAYILI YASA UYARINCA GÖREVİNE SON VERİLEN DAVACI HAKKINDAKİ MAHKUMİYET HÜKMÜNÜN DAYANAĞI OLAN CEZA MADDESİ KALDIRILDIĞI VE GÖREVİNE SON VERİLEN BÖLGEDE SIKIYÖNETİM SONA ERDİĞİ GÖZETİLEREK GÖREVE İADE EDİLMESİ GEREKTİĞİ HK.

Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdürlüğü … Dairesi Başkanlığında raportör olarak görev yapmakta iken 1402 sayılı Yasa uyarınca görevine son verilen ve bilahare yargılanması neticesinde Türk Ceza Kanununun 141.maddesini ihlal suçundan 7 yıl 9 ay 10 gün ağır hapis cezasına çarptırılan davacı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 23/C maddesi ile 141.maddenin yürürlükten kaldırıldığından ve Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesince hakkındaki mahkumiyet hükmünün kaldırılmasına karar verildiğinden bahisle görevine iadesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, K: … sayılı kararıyla; Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdürlüğü … Dairesi Başkanlığında raportör olarak görev yapmakta iken 1402 sayılı Yasa uyarınca görevine son verilen davacının aynı tazamanda TCK’nun 141.maddesini ihlal suçundan yargılanarak Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi kararıyla 7 yıl 9 ay 10 gün ağır hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu kararın kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasasının 23/C maddesiyle TCK’nun 141.maddesinin yürürlükten kaldırılması üzerien aynı Mahkemeye yaptığı başvurusu sonucu adı geçen Mahkeme kararıyla mahkumiyet hükmünün ortadan kaldırılmasına karar verildiği, daha sonra davacının tarihsiz dilekçesiyle davalı idareye başvurarak görevine iadesini istediği, talebinin “affa uğramış olsa bile devletin şahsiyetine karşı işlenen bir suçtan dolayı” hüküm giyenlerin işe alınmayacaklarından bahisle reddedildiği, davanın ise bu işlemin iptali istemiyle açıldığı, 12.4.1991 günlü, mükerrer 20843 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 23/C maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 140. 141. 142 ve 163.maddelerinin yürürlükten kaldırıldığı, Türk Ceza Kanununun 2.maddesinin 1.fıkrasında da “işlendiği zamanın kanununa göre cürüm ve kabahat sayılmayan fiilden dolayı kimseye ceza verilemez.
İşlendikten sonra yapılan kanuna göre cürüm ve kabahat sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz. Eğer böyle bir ceza hükmolunmuşsa icrası ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar” hükmünün yeraldığı, bu hükmün kesin hüküm niteliği kazanan yargı kararları içinde
uygulanacağının gerek yargısal kararlarda, gerekse doktrinde kabul edildiği, böylece cezanın yaratmış olduğu tüm ehliyetsizliklerin de ortadan kalkacağı, bu durumun affı aşan sonuçlar yaratacağının tabii bulunduğu, bu hale göre 3713 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesiyle beraber davacının 657 sayılı Kanunun 48.maddesinin A/5.fıkrasında yazılı koşulları taşıyan, yani memur olma koşullarını yitirmemiş, ancak 1402 sayılı Yasaya göre görevine son verilmiş kişi durumuna geldiği, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 7.12.1989 günlül, K:1989/4 sayılı kararında vurgulandığı üzere, sıkıyönetimin dayanağını Anayasa’dan ve Anayasanın üstünlüğü ilkesinden alan hukuksal bir kurum ve Sıkıyönetim ilanını gerektiren hallere bağlı olarak yürürlüğe konulan ve bu hallerin ortadan kalkması durumunda sona eren geçici bir rejim olduğu ve bu niteliğinden dolayı, sıkıyönetim idaresince alınan önlemlerin sıkıyönetimin kalkmasıyla birlikte sona erdiğinin kabulünüde zorunlu kıldığı dolayısıyla 1402 sayılı Yasa’nın 2.maddesinin 2766 sayılı yasa ile değişik son fıkrasında yer alan “Bu şekilde işlerine son verilen memurlar, diğer kamu görevlileri ve kamu hizmetlerinde görevli işçiler bir daha kamu hizmetlerinde çalıştırılamazlar” tümcesinedeki “bir daha kamu hizmetlerinde çalıştırılamazlar” ibaresinin bu espri içinde ve sı
kıyönetim yöre ve süresiyle sınırlı olarak ele alıp değerlendirmek gerektiğinden sıkıyönetim komutanlıklarının istemleri üzerine işlerine son verilen memurları, diğer kamu görevlilerinin ve kamu hizmetlerinde görevli işçilerin ilk kez kamu hizmetine girdikleri tarihte bu görev için yasa ve yönetmelikte öngörülen nitelikleri kaybetmemiş olmaları koşuluyla işlerine son verildiği bölgede sıkıyönetim kalktıktan sonra kurumlarınca, eski görevlerine iade edilmeleri gerektiğinin anılan kararda belirtildiği, 2575 sayılı yasanın 40/4.maddesinde de Danıştay Daire ve Kurulları ile İdari Mahkemeler ve idarelerin İçtihatları Birleştirme Kurulu kararlarına uymak zorunda olduklarının hükme bağlandığı, bu durumda başvurusu üzerine hakkındaki mahkumiyet hükmünün dayanağı olan ceza maddesinin kaldırıldığı ve görevine son verilen bölgede sıkıyönetimin sona erdiği gözetilerek davacının atamasının yapılması gerekirken, bu yoldaki istemin reddinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare, İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinde belirtilen nedenlerlden birinin bulunması halinde mümkündür. İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına karar verildi.