5. Daire 1992/1602 E. , 1995/1580 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1995
Karar No : 1580
Esas Yılı : 1992
Esas No : 1602
Karar Tarihi : 26/04/995
ZAMAN İÇİNDE DEĞİŞEN KOŞULLARIN İDARENİN ÖNCEKİNDEN FARKLI KARAR ALMASINI GEREKTİRECEĞİ DURUMLARDA AYNI KONUDA DEĞİŞİK TARİHLERDE YAPILAN BAŞVURULARIN DAVA AÇMA SÜRESİ YÖNÜNDEN BİR ÖNCEKİNDEN BAĞIMSIZ OLARAK ELE ALINMASI GEREKTİĞİ HK.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E: …, K: … sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmeinden, halen … İl Müdürlüğünde memur olarak görev yapan davacının, 30.6.1978 tarihinde Orman ve Köy İşleri Genel Müdürlüğüne bağlı … Başmühendisliği emrine “ekonomici” olarak atamasının yapıldığı; 3046 ve 3161 sayılı Kanunlarla 190 sayılı KHK. hükümlerine göre, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı kadrolarının 15.6.1985 günlü, 85/9591 sayılı kararname ile yeniden ihdas edildiği; bu kadrolara, anılan Bakanlığın teşkilat yapısına göre yeniden atama işlemleri yapıldığı; davacının da, 5.10.1985 günlü işlemle Genel İdare Hizmetleri Sınıfında memur olarak atamasının yapıldığı; adıgeçenin, bu işlemin iptali istemiyle açtığı davanın, … İdare Mahkemesinin … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla reddedildiği ve kararın kesinleştiği; bu davaya konu edilen idari işleme neden olan davacı isteminin ise, 5.6.1985 günlü, 85/9591 sayılı kararnameyle ihdas olunan kadrolara göre yapılan kadro değişikliğinin düzeltilmesine ilişkin olduğu; bu suretle, 5.10.1985 günlü atama işleminin değişikliği talebini içerdiği; ancak, ortada bu durumun değişmesine neden olacak herhangi bir sebebin bulunmadığının anlaşıldığı; bu durumda, davacı tarafından aynı konuda ve aynı nedenlerle daha önce açılan dava … İdare Mahkemesince reddedildiğinden ve ortada yeni bir sebep bulunmaksızın yeniden dava açılması da mümkün olmadığından, bu davanın incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine hükmedilmiştir.
Davacı, açtığı ilk davanın süre aşımı nedeniyle reddedildiğini ve davanın esasına girilmediğini; ayrıca, anılan davanın reddinden sonra davalı idarenin, benzer durumda olan kişileri tekrar “ekonomici” kadrosu ile göreve başlattığını; bu nedenle kendisinin de idareye yeni bir başvuruda bulunarak “ekonomici” kadrosunun tekrar iade edilmesini istediğini; bu durumda, ortada yeni bir dava açılmasını gerektiren sebeplerin bulunduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 7.maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu hükme bağlanmış olup; aynı Kanunun olay tarihinde yürürlükte bulunan 10.maddesinde de, “İlgililer haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya,
idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Dava açılmayan haller ile davanın süreden reddi halinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilmesi halinde cevabın tebliğinden itibaren dava açma süresi yeniden işlemeye başlar…” hükmüne yer verilmiştir.
2577 sayılı Yasanın 7.,10.,11. ve 12.maddelerinin birlikte incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, her çeşit idari işlemler idarece kendiliğinden ya da ilgililerin başvurusu üzerine tesis edilirler. İdarenin, belirli bir konuda işlem tesis edilmesi için yapılan başvuruları, o andaki öznel ve nesnel koşullara göre (ilgilinin niteliği, kadro ve ihtiyaç durumu, bütçe imkanları, izlenen sosyal, ekonomik ve kültürel politikalar vb.) değerlendirip sonucuna göre karar alacağı, diğer bir ifadeyle idarenin takdir yetkisini başvuru tarihindeki koşullar çerçevesinde, çeşitli seçeneklerden birisini yeğleyerek kullanabileceği ve zaman içinde değişen koşulların idarenin öncekinden farklı karar almasını gerektireceği durumlarda aynı konuda değişik tarihlerde yapılan başvurulardan herbirinin, aynı hukuki sonucu elde etmeye yönelik olsalar bile, öncekinden ayrı ve bağımsız birer başvuru oldukları ve bu başvurular üzerine tesis edilen olumsuz işlemlerin dava açma süresi yönünden de bir öncekinden bağımsız olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği önemle vurgulanması gereken bir durumdur. Açıktan bir göreve atanma, kadro tahsisi, nakil gibi başvuru zamanındaki öznel ve nesnel durum ve koşullara bağlı olarak ele alanıp değerlendirilmesi gereken konularda belirli bir süre sonra yeniden yapılacak başvuruyu idare, o andaki maddi ve hukuki koşullara göre yeniden inceleyip değerlendireceğine ve bağlı yetki içinde bulunmadığı hallerde takdir yetkisini, önceki başvuruya verdiği cevapla bağlı olmaksızın yeni başvuru tarihindeki koşul ve verileri gözönünde bulundurarak kullanacağına göre tesis edilen yeni işlemi daha önceki başvurular üzerine tesis edilen işlemden ayrı nitelikte kabul etmek ve son işleme karşı açılacak davayı süre ve esas yönlerinden bu çerçevede ele alıp değerlendirmek zorunlu olmaktadır.
Dava dilekçesi ile bu dilekçeye ekli 18.3.1991 günlü başvuru dilekçesinin birlikte incelenmesinden, davacının, 2577 sayılı Yasanın 10.maddesi çerçevesinde yaptığı sözkonusu başvurusundaki isteminin “yeniden” ekonomici kadrosuna atanmaya ilişkin olduğu ve dava konusu 9.5.1991 günlü, 10465 sayılı işlemle de adıgeçenin “bu isteminin” reddedildiği; dilekçesinde, Teknik Hizmetler Sınıfında “ekonomici” kadrosunda görev yapmakta iken Genel İdare Hizmetleri Sınıfında “memur” kadrosuna atanmasına ilişkin işlemin iptali yolunda bir isteğinin bulunmadığı; nitekim, anılan Yasanın 7.maddesinde öngörülen süre içinde dava açarak “iptal istemini” sözkonusu 9.5.1991 günlü işlemeye yönelttiği anlaşılmış olup; belirtilen hukuki ve fiili durum karşısında, ortada tesis edilmiş yeni bir işlemin varlığı açık olmasına karşın idare Mahkemesince, açılan bu davanın konu ve sebebinin daha önce açılan dava ile aynı olduğu ve sözü edilen davanın reddedildiği, bu durumda yeniden dava açılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, dava dilekçesinden, dava konusu işlemin iptalinin yanı sıra, uğranılan zararın karşılığı olarak … lira tutarındaki maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesinin de istendiği ve bu zararın “kadro değişikliğine” dayandırıldığı anlaşıldığından; taleplerin bu niteliği ile, temyize konu Mahkeme kararında sözü edilen … idare Mahkemesinin … günlü, E: …, K: … sayılı kararında yer alan talep ve hüküm kısımları da dikkate alınmak suretiyle, İdare Mahkemesince uyuşmazlığın esasına girile-
rek yeniden karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b.fıkrası uyarınca bozulmasına 26.4.1995 tarihinde oybirliği ile karar verildi.