Danıştay Kararı 5. Daire 1991/4323 E. 1992/56 K. 22.01.1992 T.

5. Daire         1991/4323 E.  ,  1992/56 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1992
Karar No : 56
Esas Yılı : 1991
Esas No : 4323
Karar Tarihi : 22/01/992

HIRSIZLIK SUÇUNDAN DOLAYI SONUÇTA AĞIR PARA CEZASINA “MAHKUM” EDİLEN DAVACININ GÖREVİNE SON VERİLMESİNDE 657 SAYILI YASANIN 48/A-5 VE 98/B. MADDELERİNE AYKIRILIK BULUNMADIĞI HK.

Dava, davacının hırsızlık suçundan dolayı ağır para cezasına mahkum olması nedeniyle memurluğunun sona erdirilmesine ilişkin işlemin iptali isteğiyle açılmıştır. İdare Mahkemesi kararıyla; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48.maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan A/5.fıkrasında, taksirli suçlar hariç olmak üzere ağır hapis, veya 6 aydan fazla hapis yada fıkrada yazılı diğer suçlardan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza ile hükümlü bulunmamanın Devlet Memurluğuna alınmanın genel koşulları arasında sayıldığı, davalı idarede bekçi olarak görev yapan davacının hırsızlık suçu nedeniyle yargılanması sonucunda önce 3 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldığı ancak mahkemece bu cezanın ağır para cezasına çevrildiği ve bu mahkumiyetinden dolayı görevine son verildiğinin dosyanın incelenmesinden anlaşıldığı, davacının hürriyeti bağlayıcı bir ceza ile hükümlü bulunmaması ve 657 sayılı yasanın 4.maddesinde de uygulamada asıl mahkumiyetin bu maddeye göre çevrilen para cezası veya tedbir olduğunun hükme bağlanması nedeniyle davacının para cezasına çevrilen mahkumiyeti esas alınarak Devlet memurluğuna alınma koşullarından birini sonradan kaybettiğinden bahisle görevine son verilmesinde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare, hapis cezasının para cezasına çevrilmiş olmasının suçun niteliğini değil cezanın infaz şeklini değiştirdiğini, hırsızlığın yüz kızartıcı bir suç olduğunu öne sürmekte ve anılan kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 98.maddesinin (b) fıkrasında “Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi” hallerinde Devlet memurluğunun sona ereceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Yasanın 48.maddesinin (A) fıkrasının 29.11.1984 günlü, 243 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 5.bendinde taksirli suçlar hariç olmak üzere ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçarla zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kö tüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım-satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza ile hükümlü bulunmamak Devlet memurluğuna alınmanın genel koşulları arasında sayılmış olup; 11.9.1987 günlü, 276 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 12. maddesi ile sözü edilen bentte yeralan “…hürriyeti bağlayıcı ceza ile…” ibaresi kaldırılmış; bu değişiklik 24.2.1988 günlü, 3409 sayılı Yasanın 12.maddesiyle de aynen kabul edilmek suretiyle ceza makamı ne olursa olsun taksirli suçlardan dolayı mahkumiyet veya 6 ayı aşmayan hapis cezasına mahkumiyet halleri hariç olmak üzere süresine bakılmaksızın ağır hapis cezasına mahkumiyet hali, verilen cezanın süresi, niteliği ve affa uğrayıp uğramadığı gözetilmeksizin, Devlet memurluğuna engel sayılmıştır. Daha sonra yürürlüğe giren 10.1.1991 günlü, 3697 sayılı Yasanın 1.maddesiyle anılan bentde yapılan değişiklik ise, taksirli suçlar hariç, bentte isimleri yazılı diğer suçlarla ilgili mahkumiyetler ile ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis cezasına mahkumiyetin, bu mahkumiyetler tecil edilmiş olsalar bile, Devlet memurluğuna engel sayılacağını hükme bağlamaktan ibaret olup; bu suçlardan “mahkumiyet” halinin sonucu yönünden 3409 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemeden farklı bir sonuç yaratmamıştır.
657 sayılı Yasanın 48.maddesinin A fıkrasının 5.bendinde yapılan değişikliklere göre, 276 sayılı KHK.nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren taksirli suçlardan mahkumiyet ile 6 ayı geçmeyen hapis cezasına mahkumiyet halleri hariç olmak üzere, fıkrada sözü edilen diğer suçlardan mahkumiyet hali Devlet memurluğuna alınmaya veya bu sıfatı sürdürmeye engel sayılmış olup; mahkumiyetin niteliği veya para cezasına çevrilmiş olmasının hukuksal yönden sonuca etkisi bulunmamaktadır.
Davacı, yapılan yargılaması sonucunda Asliye Ceza Mahkemesi kararıyla; hırsızlık suçunu işlediği sabit görülerek, sonuçta ağır cezasına “mahkum” edildiğine göre, 657 sayılı Yasanın işlem yapıldığı 21.3.1990 tarihinde yürürlükte olan 48.maddesinin (A) bendi kapsamında yeralan bu mahkumiyeti nedeniyle ve memuriyete alınma koşullarından birisini sonradan kaybettiğinden bahisle aynı Yasanın 98.maddesinin (b) fıkrası uyarınca hükmün kesinleştiği 25.10.1989 tarihinden geçerli olarak görevine son verilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığından bu yoldaki işlemin, o tarihte yürürlükten kalkmış olan Yasa metni esas alınarak davacı hakkındaki hapis cezasının paraya çevrildiği dolayısıyla ortada “hürriyeti bağlayıcı” bir cezanın bulunmadığı gerekçesiyle iptaline ilişkin mahkee kararında hukuki isabet görülmemiştir. İdarenin dava konusu işleme dayanak olarak 657 sayılı Yasanın işlem tarihinde yürürlükte olmayan 48.maddesinin A/5.fıkrasının 276 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik şeklinden önceki metnini esas almış olmasının, mahkemenin işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan ve bağlayıcı nitelik taşıyan Yasa hükmünü uygulamasına ve dava konusu işlemin sebep
yönünden hukuksal denetimi buna göre yaparak uyuşmazlığı çözümlemesine engel oluşturmadığını da belirtmek gerekir.
Açıklanan nedenlerle davalı idarenin temyiz isteğinin kabulü ile … İdare Mahkemesi kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b.fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin değişik 3.fıkrası gereğince dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine karar verildi.