Danıştay Kararı 5. Daire 1991/2786 E. 1992/75 K. 23.01.1992 T.

5. Daire         1991/2786 E.  ,  1992/75 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1992
Karar No : 75
Esas Yılı : 1991
Esas No : 2786
Karar Tarihi : 23/01/992

ÇEŞİTLİ İNTİBAK HÜKÜMLERİNDEN YARARLANARAK, ÖĞRENİM DURUMLARINA GÖRE YÜKSELEBİLECEKLERİ DERECENİN ÜSTÜNE YÜKSELMİŞ OLANLARIN, 657 SAYILI YASANIN 37.MADDESİNDEN AYRICA YARARLANAMAYACAKLARI HK.

Dava, davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 243 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 37.maddesi uyarınca bir üst dereceye yükseltilmek için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesi kararıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 243 sayılı KHK ile değişik 37.maddesinde “Bu kanun hükümlerine göre öğrenim durumları, hizmet sınıfları ve görev ünvanları itibariyle azami yükselebilecekleri derecelerin dördüncü kademesinden aylık almaya hak kazanan ve son altı yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlardan son sicil notu olumlu bulunanların kazanılmış hak aylıkları kadro şartı aranmaksızın bir üst dereceye yükseltilir.” hükmünün yeraldığı, Yasanın sicillerin not esasına göre değerlendirilmesini öngören 113.maddesinin Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 18.10.1986 günlü, 19255 sayılı Resmi Gazetede yayımlanması ile uygulama olanağı kazandığı, 31.12.1984 tarihinde yürürlüğe giren 243 sayılı KHK.nin son altı yıllık sicil notu uygulamasının başlangıcı konusunda bir açıklık taşımadığı, not esasına göre sicil doldurulmasına 1986 yılında başlandığı, ancak Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin geçici 2.maddesi uygulanarak geçmiş yıllar sicillerinin not esasına göre değerlendirilebileceği, bu durumda davacının başvurusunun 37.madde uyarınca değerlendirilmesi gerekirken, 37.maddesinin 31.12.1984 tarihinden 6 yıl sonra uygulanabileceği gerekçesiyle reddinde mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare , idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 243 sayılı KHK ile değişik 37. maddesi “Bu kanun hükümlerine göre öğrenim durumları, hizmet sınıfları ve görev ünvanları itibariyle azami yükselebilecekleri derecelerin dördüncü kademesinden aylık almaya hak kazanan ve son altı yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlardan son sicil notu olumlu bulunanların kazanılmış hak aylıklarının kadro şartı aranmaksızın bir üst dereceye yükseltileceğini.” hükme bağlamıştır. Maddenin getirdiği “kadro şartı aranmaksızın bir üst dereceye yükselme” olanağından kimlerin yararlanacağının belirlenmesi, öncelikle bu kanun kapsamında olanların öğrenim durumları, hizmet sınıfları ve görev ünvanları itibariyle yükselebilecekleri son derecelerin saptanmasını gerektirmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36.maddesinin “Ortak Hükümler” bölümünün (A) bendinde memurların öğrenim durumlarına göre giriş ve yükselebilecekleri derece ve kademeler her öğrenim derecesi tek tek be lirtilmek suretiyle bir tabloda gösterilmiş; (B) bendinde de (A) bendinde gösterilen yükselinebilecek derece ve kademelerden farklı olanlar ayrıca belirtilmiştir. 37.maddede memurların öğrenim durumları itibariyle “bu kanun hükümlerine” göre yükselebilecekleri derecelerden söz edildiğine göre yükselinebilecek son derecenin, yine bu kanunda konuyu doğrudan düzenleyen 36.maddenin “Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün (A) ve (B) bentlerindeki hükümler esas alınarak saptanması zorunludur. Adı geçen Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunanların yeni statülere geçişlerini sağlamak üzere düzenlenen ek geçici maddelerle bu yasa kapsamında olanların kazanılmış hak aylıklarını öğrenim durumlarına bakılmaksızın ve kadro koşulu aranmaksızın bir defaya mahsus olmak üzere bir üst derecenin aynı kademesine yükselten ve 2182 sayılı yasa ile getirilen ek geçici maddeler istisnai nitelikte hükümler taşımakta olup, bunların memurların yükselebilecekleri son derecelerin tespiti ile hiç bir ilgileri yoktur. Bu hükümlerden yararlanan memurların 36.maddede belirlenen yükselebilecekleri derecelerinin, bu hükümler uygulanmak suretiyle geldikleri derecelere kadar yükseldiğini kabul etmek mümkün değildir.
Memurların, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri son derece objektif, genel bir saptamadır; başka bir deyimle aynı öğrenimi görmüş olan memurlar için aynı dereceyi ifade eder. Memurların hizmet seneleri esas alınarak yapılmış olan intibak sonucunda geldikleri dereceleri olanların yükselebilecekleri son derece olarak kabul etmek yasanın genellik ilkesini bozar ve ortaya, aynı öğrenim durumunda olmakla beraber hizmet süreleri farklı olan memurlar için farklı dereceler çıkar.
Böyle bir yorum 37.maddenin düzenleniş amacı ile de bağdaşmaz. Yasa, öğrenim durumuna göre 36.maddede saptanan son dereceye gelmiş ve sicilleri ile başarısını kanıtlamış olan memurun kazanılmış hak aylığını kadroya bağlı olmaksızın bir derece yükseltmek suretiyle onu ödüllendirmektedir. Yukarıda sözü edilen ek geçici maddelerden yararlanan memurlar öğrenim durumuna göre yükselebilecekleri derecelerin bir veya özel durumlarına göre daha üst derecelerine yükseltmiş ve böylece 37. madde ile istisnai olarak sağlanan haktan esasen yararlanmış olan kişilerdir. Bu durumda olanların da 37.maddenin getirdiği olanaktan ikinci kez yararlanmaları amaçlanmış olsaydı, yasanın düzenleme tekniği açısından bu hususu metninde veya bir geçici madde ile açıkça belirtmesi gerekirdi. Bu nedenle, çeşitli intibak hükümlerinden yararlanarak öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri derecelerin üzerinden aylık alanların yeniden bir üst dereceye yükselebileceklerini kabul etmek yasanın amacı ile bağdaşmadığı gibi ileride 37.maddenin bir çok kez uygulanması sonucunu da doğuracaktır.
Belirtilen hukuksal duruma göre ortaokul mezunu olup, 657 sayılı Yasanın 36.maddesi uyarınca en son 5.derecenin son kademesine kadar yükselebilecek iken, 2.derecenin 6.kademesinden emekli olduğu anlaşılan davacının ayrıca 37.madde hükmünden yararlandırılmasına hukuken imkan olmadığından bu husus gözönüne alınmadan verilen mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b.fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı kanunla değişik 3.fıkrası uyarınca ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek işin esası hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine karar verildi.

KARŞI OY:
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun “Yükselinebilecek Derecenin Üstünde Bir Derece Yükselme” başlıklı 37.maddesinin 29.11.1984 günlü, 243 sayılı KHK ile değişik metni, “Bu kanun hükümlerine göre öğrenim durumları, hizmet sınıfları ve görev ünvanları itibariyle azami yükselebilecekleri derecelerin dördüncü kademesinden aylık almaya hak kazanan ve son altı yıllık sicil notu ortalaması doksan ve daha yukarı olanlardan son sicil notu olumlu bulunanların kazanılmış hak aylıkları kadro şartı aranmaksızın bir üst dereceye yükseltilir.” hükmünü taşımaktadır.
Anılan maddenin kapsamının değerlendirilmesi memurların, öğrenim durumları hizmet sınıfları ve görev ünvanı itibariyle yükselebileceği azami derecenin ne olduğunun 657 sayılı yasa ve bu yasaya ekli olarak çıkarılan bütün yasa hükümleri açısından saptanması ile mümkün olacaktır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36.maddesinde, memurların öğrenim durumları ve hizmet sınıflarına göre memuriyete başlangıç ve yükselebilecekleri en üst dereceleri saptamış; geçici maddeleriyle de kazanılmış hak hizmet süreleri intibak yoluyla derece yükselme ve kademe ilerlemesi yaptırılarak değerlendirilmiştir. Aynı Kanuna Ek Geçici Maddeler Eklenmesi Hakkında 28.2.1979 tarih ve 2182 sayılı Kanun ile 1 Mart 1979 tarihinden geçerli olmak üzere, Devlet Memurları ile daha önce görevlerde bulunmalarından dolayı emekli, adi malüllük vazife malüllüğü aylığı almakta olanlar ve bu gibilerin dul ve yetimlerini kapsamak üzere ayırım yapılmaksızın kazanılmış hak aylık dereceleri bir defaya mahsus olmak üzere, öğrenim durumlarına ve buna göre yükselebilecek dereceye bakılmaksızın ve kadro şartı aranmadan bir üst derecenin aynı kademesine yükseltilmiştir.
Bu durum karşısında, memurların yükselebilecekleri azami derecelerin, 657 sayılı yasanın 36.maddesiyle birlikte, bu maddenin istisnasını oluşturan, geçerliliğini koruyan ve ilgililere kazanılmış haklar tanıyan yasal düzenlemeler de gözönüne alınarak saptanması gerekir.
Bu nedenle, memurların öğrenim durumuna göre yükselebilecekleri dereceyi belirten 36.maddenin istisnasını oluşturan yasal düzenlemelere dayanılarak verilmiş ve ilgililer için kazanılmış hak aylık derecesi olarak saptanmış olan derecelerin, bu yasa kapsamında yükselebilecek olan azami derece olarak kabulü zorunlu bulunmaktadır.
Açıklanan duruma göre de ortaokul mezunu olarak, 2182 sayılı yasadan da yararlanmak suretiyle 29.1.1990 tarihinde 2.derecenin 6.kademesini alan davacının, belirtilen derecesinin bu kanun hükümleri çerçvesinde adı geçen için yükselinebilecek azami derece olarak kabulü ile ayrıca
37.madde hükümlerinden yararlandırılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesi kararının belirtilen gerekçelerinde eklenmesi suretiyle onanması gerekeceği görüşüyle çoğunluk kararına karşıyız.