Danıştay Kararı 5. Daire 1991/1255 E. 1993/1464 K. 06.04.2003 T.

5. Daire         1991/1255 E.  ,  1993/1464 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1993
Karar No : 1464
Esas Yılı : 1991
Esas No : 1255
Karar Tarihi : 06/04/993

OLUMSUZ SİCİL İLE KADEME İLERLEMESİ YAPILMAMASI İŞLEMİ ARASINDAKİ YAKIN NEDENSELLİK BAĞI NEDENİYLE KADEME İLERLEMESİNİN YAPILMAMASININ İLGİLİYE BİLDİRİLDİĞİ TARİHTEN İTİBAREN ALTMIŞ GÜN İÇİNDE OLUMSUZ SİCİLE KARŞI DA DAVA AÇILABİLECEĞİ VE BİRİNCİ VE İKİNCİ SİCİL AMİRLERİNCE VERİLEN ORTALAMA SİCİL NOTU ARASINDA 10 PUAN VE DAHA FAZLA FARK OLMASI, ANCAK BU FARKIN SİCİLİN OLUMLU OLAN SONUCUNU DEĞİŞTİRMEMESİ HALİNDE ÜÇÜNCÜ SİCİL AMİRİNİN SİCİL SONUCUNU DEĞİŞTİRECEK BİÇİMDE KANAAT BELİRTEMEYECEĞİ HK.

Davacı, olumsuz düzenlenen 1986 yılı sicili ile bu sicile dayalı olarak 1987 yılı kademe terfisinin iptal edilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, … sayılı kararıyla; 2577 sayılı Kanunun 7.maddesinde idari yargı yerlerinde dava açma süresine, 11.maddesinde de üst makamlara yapılacak itiraz başvurularına ilişkin düzenlemelere yer verildiği, dosyadan Devlet Hastanesinde şirürji uzmanı olarak görev yapan davacının olumsuz düzenlenen 1986 yılı sicilini 8.6.1987 tarihinde öğrenmesi üzerine 8.6.1987 tarihinde bu sicile itiraz ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda davacının itirazına cevap verilmemesi üzerine yukarıda yazılı Kanun hükümleri uyarınca en geç 1.10.1987 tarihine kadar sözkonusu sicile karşı dava açması gerekirken 25.12.1987 tarihinde açtığı davanın sicile yönelik kısmının süreaşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı, davanın kademe terfiinin geri alınmasına yönelik kısmının incelenebilmesi içinse bu işlemin dayanağı olan 1986 yılı olumsuz sicilinin hukuka uygun olup olmadığının tesbit edilmesi gerektiği, memurlar hakkında düzenlenen sicil raporlarının objektif esaslara uygun olarak düzenlenmesinin ve olumsuz görüş ve kanaatlerin belgelere dayandırılmasının memur hukukunun önemli ilkelerinden olduğu, dosyanın incelenmesinden, davacının 1986 yılı sicilinin 1.sicil amirince çok iyi, ikinci sicil amirince orta olarak doldurulması ve iki sicil amirinin notu arasındaki farkın 10 puanı geçmesi üzerine sicili dolduran 3.sicil amirince ortalama 56 not verilmek suretiyle sicilin olumsuz şekilde tekemmül ettiği davacının söz konusu sicile yaptığı itiraz üzerine 3.sicil amirince, davacının hastaneyi şahsi kliniği gibi kullandığı, vatandaşların ilgi göstermediği ve bu durumun vatandaşlarca valiliğe iletildiği şeklinde sebep gösterildiğinin anlaşıldığı, bu durumda hukuka uygun düzenlendiği sonucuna ulaşılan 1986 yılı olumsuz sicili nedeniyle 1987 yılı kademe terfisinin iptaline ilişkin işlemde de mevzuata aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın sicile yönelik kısmı süre aşımı, kademe terfiine yönelik kısmı ise esastan reddedilmiştir.
Davacı idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Davacının olumsuz düzenlenen 1986 yılı sicilinin 1987 yılınlda yapılan kademe ilerlemesinin iptali yolunda tesis edilen işlemin sebep unsurunu oluşturduğu duraksamaya yer bırakmayacak kadar açıktır. Kademe ilerlemesinin iptaline ilişkin işlemin tek başına iptal davasına konu yapılmasına hukuki bir engel bulunmamakta ise de, bu işlem ile ilk işlem yani 1986 yılına ait olumsuz sicil işlemi arasında yakın nedensellik bağının (sebep-sonuç ilişkisi) bulunduğu gözden uzak tutulmaması gereken bir husustur. Davacının kademe ilerllemesinin iptaline ilişkin ikinci işlem birinci işlem nedeniyle tesis edilmiş bulunduğuna göre birinci işlemin (sicilin) iptalinin ikinci işlemi de sebep unsuru yönünden hukuki dayanaktan yoksun kılacağı; buna karşılık ikinci işlemin tek başına iptalinin davacıya beklediği yararı sağlayamayacağı açıktır. İki işlem arasındaki bu yakın hukuki ilişki ve ikinci işlemin birinci işleme hukuksal bağlılığı nedeniyle davacının ikinci işlemle birlikte birinci işleme karşı da, ikinci işlemin tebliğ tarihinden itibaren altmış gün içinde dava açabileceğini kabul etmek gerekir. Belirtilen hukuksal durum nedeniyle davanın 1986 yılı sicili yönünden süre aşımı noktasından reddine ilişkin mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan yürürlükteki mevzuata göre kamu görevlilerinin sicilleri, kural olarak, birinci ve ikinci sicil amirlerince yapılan değerlendirme ve verilen notlara göre tekemmül etmekte, üçüncü sicil amirine başvurulması ve bu sicil amirince değerlendirme yapılması kimi koşullara bağlı, ayrık (istisnai) bir yol olarak öngörülmüş bulunmaktadır. Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 20.maddesinde yer alan “…Memurların sicil notu amirlerince takdir olunan notların aritmetik ortalamasına göre tesbit edilir. Ancak birinci ve ikinci sicil amirlerince yapılan değerlendirmelerin memurun sicilinin olumlu veya olumsuz olmasına tesir etmesi veya ortalama sicil notu aralarında 10 veya daha fazla fark olması halinde varsa üçüncü sicil amirinin kanaatine müracaat edilir ve üçüncü sicil amirinin değerlendirmesi esas alınır.” yolundaki hükümle üçüncü sicil amirine başvurulmasının ayrıklığı ve bağlı tutulduğu koşullar açıkca vurgulanmıştır. Sözü edilen düzenlemeye göre ikinci sicil amirince yapılan değerlendirmenin birinci sicil amirince yapılan değerlendirme sonucunu olumlu veya olumsuz yönde değiştirmesi veya böyle bir sonuç doğurmamakla birlikte her iki sicil amirince verilen ortalama sicil notu arasında 10 veya daha fazla fark olması halinde üçüncü sicil amirine başvurulması zorunlu olup; bu amirce yapılan değerlendirme ilgili sicilin sonucunu belirleyici olacaktır.
Birinci ve ikinci sicil amirlerince verilen ortalama sicil notu arasında 10 puan ve daha fazla fark olması ancak bu farkın sicilin olumlu olan sonucunu değiştirmemesi halinde üçüncü sicil amirinin sicil sonunu değiştirecek biçimde kanaat belirtemeyeceğini ve not takdiri yapama yacağını vurgulamak gerekir. Üçüncü sicil amiri yalnızca birinci ve ikinci sicil amirlerinin değerlendirmeleri arasında 10 ya da daha fazla miktardaki puan farkından doğan duraksamayı giderici ve böylece sicilin objektifliğini sağlayıcı biçimde değerlendirme yapmak zorunda olup; birinci ve ikinci sicil amirlerince verilen ortalama sicil notuna göre aralarında 10 veya daha fazla fark olsa bile sonucu itibariyle olumlu olan sicili olumsuz kılacak biçimde bir kanaat belirtmeye yetkili bulunmamaktadır. Olayda davacının 1986 yılı sicili birinci sicil amirince ortalama 100 ikinci sicil amirince ortalama 60 puan verilerek değerlendirilmiş bulunduğuna göre, aradaki 10 puanı aşan fark nedeniyle kanaatine başvurulan üçüncü sicil amirinin yönetmelikle kendisine
tanınan yetki alanını aşarak 56 puan vermek suretiyle sicili olumsuz hale dönüştürmesinde ve bu sonuç esas tutularak davacı hakkında tesis edilen işlemde mevzuata uyarlık bulunmadığından mahkemece belirtilen hususlar gözardı edilerek verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b.fıkrası uyarınca bozulmasına karar verildi.