Danıştay Kararı 5. Daire 1990/697 E. 1990/650 K. 28.03.1990 T.

5. Daire         1990/697 E.  ,  1990/650 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1990
Karar No : 650
Esas Yılı : 1990
Esas No : 697
Karar Tarihi : 28/03/990

BİRİNCİ VE İKİNCİ SİCİL AMİRLERİNCE YAPILAN DEĞERLENDİRMENİN SİCİL NOTUNUN OLUMLU VEYA OLUMSUZ ŞEKİLDE OLUŞMASINI GEREKTİRECEK BİÇİMDE FARKLILIK GÖSTERMESİ VEYA BU İKİ AMİRİN ORTALAMA SİCİL NOTLARI ARASINDA 10 VEYA DAHA FAZLA FARK OLMASI HALİNDE ÜÇÜNCÜ SİCİL AMİRİNİN DEĞERLENDİRMESİNİN NİHAİ SİCİL SİCİL NOTU OLDUĞU HK.

İdare Mahkemesinin kararıyla; 1987 yılı sicil raporunun incelenmesinden davacıya birinci sicil amirince elli yedi (57) not, ikinci sicil amirince altmış üç (63) not verildiği, bu suretle birinci ve ikinci sicil amirince verilen notların aritmetik ortalamasının altmış (60) olduğu, diğer bir ifadeyle orta derecede olumlu sicil almış bulunduğu halde üçüncü sicil amirine gidildiği, bu amirin de elli sekiz (58) not vermesi suretiyle sonuç olarak 1987 yılı sicilinin olumsuz olarak düzenlendiğinin anlaşıldığı, davacının birinci ve ikinci sicil amirlerinden 1987 yılı tezkiye döneminde aldığı notların aritmetik ortalamasının altmış (6)) ve böylece olumlu olmasına rağmen gereksiz yere üçüncü sicil amirine gidilmesi ve onun da verdiği ellisekiz (58) nota itibar edilmek suretiyle sicilinin olumsuz olarak düzenlenmesi sonucunu doğuran dava konusu işlemde 18.10.1986 gün ve 19255 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 16. ve 20.maddelerine uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare, Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 20.maddesinin; “Birinci ve ikinci sicil amirlerince yapılan değerlendirmelerin memurun sicilinin olumlu veya olumsuz olmasına tesir etmesi veya ortalama sicil notu aralarında 10 veya daha fazla fark olması halinde varsa üçüncü sicil amirinin kanaatına müracaat edilir ve üçüncü sicil amirinin değerlendirmesi esas alınır.” hükmünü taşıdığını, davacının birinci sicil amirinden (57) elliyedi not, ikinci sicil amirinden (63) altmışüç not aldığı ve iki sicil amirince yapılan farklı değerlendirmenin davacının siciline tesir etmesi nedeniyle sözü edilen Yönetmelik hükmü uyarınca üçüncü sicil amirinin kanaatine başvurulduğunu, onun da (58) ellisekiz not vermesi suretiyle dava konusu sicilin olumsuz olarak düzenlendiğini, Mahkemece Yönetmelik hükmünün farklı yorumlandığını, dava konusu sicilin yetkili amirlerce usulüne uygun olarak düzenlendiğini ileri sürmekte ve kararın temyizen bozulmasını istemektedir.
Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 16.maddesinde; sicil amirlerinin, sicil raporunun memurların mesleki, yöneticilik ve yurt dışı görevlerindeki ehliyetlerinin belirlenmesini sağlayan sorunların herbirini, ihtiva ettikleri unsurları esas almak suretiyle 100 tam not üzerinden değerlendirecekleri ve sorulara verdikleri notların toplamını soru sayısına bölerek memurların sicil notunu tesbit edecekleri, her sicil amirince bu şekilde belirlenen sicil notlarının toplamının sicil amiri sayısına bölünmesi suretiyle de memurların sicil not ortalamasının bulunacağı, buna göre sicil not ortalaması 60’dan 75’e kadar olanların orta, 76’dan 89’a kadar olanların iyi, 90’dan 100’e kadar olanların ise çok iyi derecede başarılı oldukları ve olulu, 59 ve daha aşağı not alanların ise yetersiz görülmüş olumsuz sicil almış sayılacaklarına işaret edilmiş olup, aynı Yönetmeliğin 20.maddesinde de her derecedeki sicil amirinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak memurlar hakkında sicil raporlarında yaptıkları değerlendirmelerin birbirinden bağımsız ve 16.madde hükümlerine göre etkili ve geçerli olduğu, memurların sicil notunun sicil amirlerince takdir olunan notların aritmetik ortalamasına göre tesbit edileceği, ancak birinci ve ikinci sicil amirlerince yapılan değerlendirmelerin memurun sicilinin olumlu veya olumsuz olmasına tesir etmesi veya ortalama sicil notu aralarında 10 veya daha fazla fark olması halinde varsa üçüncü sicil amirinin kanaatine müracaat edileceği ve üçüncü sicil amirinin değerlendirmesinin esas alınacağı hükmü yer almıştır.
Yukarıda sözü edilen Yönetmeliğin 16.maddesinde her sicil amirinin maddede belirtilen şekilde oluşacak notları toplamının sicil amiri sayısına bölünmesi suretiyle memurun nihai sicil notunun belirleneceği hükme bağlanmakla sicil notu ortalamasının nasıl saptanacağı gösterilmiş olup; aynı Yönetmeliğin 20.maddesinde ise sicil notunun oluşmasında ortaya çıkacak farklı bir hususa açıklık getirilerek birinci ve ikinci sicil amirlerince yapılan değerlendirmenin sicil notunun olumlu veya olumsuz şekilde oluşmasını gerektirecek biçimde farklılık göstermesi halinde (örneğin, dava konusu olayda birinci amirin (57) olumsuz, ikinci amirin (63) olumlu not vermesi gibi) veya ortalama sicil notu aralarında 10 veya daha fazla fark olması halinde varsa üçüncü amirin kanaatına müracaat edileceği ve bu amirin değerlendirmesinin nihai sicil notu olduğu belirtilmiştir. Bu durumda 16.maddede yer alan, her sicil amirinin ayrı ayrı verdikleri sicil notunun ortalamasının alınması gerektiği yolundaki hükmün artık uygulanmasına olanak bulunmadığından Mahkeme kararının bu yöndeki gerekçesinde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle birinci amir tarafından 57, ikinci sicil amiri tarafından 63 not verilen davacının sicilinin üçüncü sicil amirince düzenlenmesinde ve sicilin üçüncü amirin kanaatına göre değerlendirilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendi gereğince bozulmasına, aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca esastan karar verilmek üzere dava dosyasının adı geçen Mahkemeye gönderilmesine karar verildi.