Danıştay Kararı 5. Daire 1990/5066 E. 1993/282 K. 25.01.1993 T.

5. Daire         1990/5066 E.  ,  1993/282 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1993
Karar No : 282
Esas Yılı : 1990
Esas No : 5066
Karar Tarihi : 25/01/993

BAĞ-KUR’A KARŞI AÇILAN VE KURUM ALEYHİNE SONUÇLANAN DAVADA ÖNCEDEN ALINAN BAŞVURMA VE KARAR HARCININ YARGILAMA GİDERİ OLARAK KURUMA YÜKLETİLMEYİP, DAVADA HAKLI ÇIKMASI NEDENİYLE DAVACIYA İADESİ GEREKECEĞİ HK.

Davacı, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü 1.Hukuk Müşaviri iken olumsuz düzenlenen 1988 yılı sicilinin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü K: … sayılı kararıyla, kamu görevlilerinin genel durum ve davranışlarının objektif bir şekilde değerlendirilmesi neticesinde sicil amirlerinin kanaatlerine göre olumlu veya olumsuz tezkiye edileceklerinin doğal olduğu, sicillerinin subjektif tesirlerden uzak objektif esaslara göre düzenlenmesi sicil amirlerince yeterlik ve ahlak durumu ile ilgili sorulara verilen cevapların hakkında fikir belirtilenlere yöneltilen suçlamaların belgelere dayandırılması ve kanıtlanmasının gerektiği, davacının göreve başladığı tarihten itibaren aldığı tüm sicillerinin olumlu olduğu, dava konusu 1988 yılı sicilinin tek amiri olan genel müdür tarafından olumsuz olarak düzenlendiği, anılan sicilde verilen ve açıklanan kanaatlerin olumsuz olarak belirtilmesini gerektirecek belirli bir olay ve belgelere dayanmadığı, hissi ve objektif esaslardan uzak olarak düzenlendiği sonucuna varıldığı, davacıya, 1988 yılı içinde hakkında açılan soruşturma sonucu kınama cezası verilmişsede soruşturmaya konu olan fiillerin nitelik ve ağırlık itibariyle 1988 yılı sicilinin olumsuz düzenlenmesini gerektirecek nitelikte olmadığı, Bakanlık müfettişleri tarafından hazırlanan raporda da Genel Müdürün hissi hareket ettiği ve davacı ile karşılıklı sürtüşme ortamına girdiğinin belirtildiği, anılan sicilin olumsuz olarak düzenlenmesinin hukuka uygun bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu 1988 yılı sicilinin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunununun 49.maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, davalı idare tarafından ileri sürülen hususlar kararın dava konusu işlemin dava konuus işlemin iptaline ilişkin kısmının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Ancak 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun 20.maddesinin (d) fıkrasında BağKur’un taraf olduğu davalar ve icra kovuşturmaları ile ilanlarının her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olduğu hükme bağlanmış olup, buna göre kurumun taraf olduğu davalarda herne suretle olursa olsun, harç ödemekle yükümlü tutulmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Bu durum nedeniyle adı geçen kuruma karşı açılan ve kurum aleyhine sonuçlanan davada önceden alınan başvurma ve karar harcının davada haklı çıkması nedeniyle davacı tarafa iadesi gerekirken yargılama gideri olarak davalı kuruma yükletilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle İdare Mahkemesince verilen kararın dava konusu sicilin iptaline yönelik temyiz isteminin reddiyle, bu kısmın onanmasına yargılama giderlerine ilişkin kısmının ise davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b fıkrası gereğince bozulmasına, aynı maddenin değişik 3.fıkrası uyarınca yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek bu kısım hakkında yeni bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine karar verildi.