Danıştay Kararı 5. Daire 1989/2031 E. 1989/1781 K. 24.10.1989 T.

5. Daire         1989/2031 E.  ,  1989/1781 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 1781
Esas Yılı : 1989
Esas No : 2031
Karar Tarihi : 24/10/989

2514 SAYILI YASAYA TABİ DEVLET HİZMETİ YÜKÜMLÜLERİNİN GÖREV YERLERİNE ATANMALARI SIRASINDA EŞ DURUMUNUN ANCAK EŞLERİN HER İKİSİNİN DE DEVLET HİZMETİ YÜKÜMLÜSÜ OLMALARI HALİNDE DİKKATE ALINMASI GEREKTİĞİ HK.

Dava, genel Cerrahi dalında uzmanlık eğitimini tamamlayan davacının zorunlu hizmet yükümlülüğünü tamamlamak üzere kura sonucunda … Devlet Hastanesine atanmasına ilişkin işlemin iptali isteğiyle açılmıştır. İdare Mahkemesi kararıyla; 2514 sayılı Bazı Sağlık Personelinin Devlet Hizmeti Yükümlülüğüne Dair Kanunun 3/1.maddesinde tabiplerin pratisyenlikte iki yıl, uzmanlıkta da iki yıl olmak üzere toplam dört yıl süreyle sağlık Bakanlığının yasalara göre tabip atamakla yükümlü olduğu kurum ve kuruluşlarda ve diğer bakanlıkların, yüksek öğretim kurumları ve diğer kuruluşların Sağlık Bakanlığınca uygun görülecek kadrolarında Devlet hizmeti yapmakla yükümlü oldukları, aynı yasanın 9.maddesinde Devlet hizmeti yükümlüleri için bu yasa hükümleri saklı kalmak koşuluyla 657 sayılı yasa hükümlerinin uygulanacağının hükme bağlandığı, Bazı Sağlık Personeline Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Uygulanması Esaslarına Dair Yönetmeliğin 5.maddesinde” kapsama dahil kurum ve kuruluşlar Devlet hizmeti yükümlülerini kur’a ile atandıkları görevlerinden iki yıllık süre içinde ancak önemli afetler ve salgınlar sebebiyle ve bir aylık süreyi aşmayacak suretle geçici olarak başka bir göreve atayabilirler” hükmünün yeraldığı, bu hükümlere göre hekimlerin pratisyenlik ve uzmanlıkta ayrı ayrı olmak üzere toplam dört yıl zorunlu hizmet görmelerinin öngörüldüğü, önemli afet ve salgınlar gibi haller dışında başka yerde görevlendirilemeyecekleri, dava konusu işlemin tesis tarihinde davacının evli olmadığı ve ilk dava dilekçesinde bu konuya değinilmediği daha sonraki dilekçeyle eş durumunun ileri sürülmesinin ise davanın genişletilmesi anlamını taşımasından dolayı kabul edilemeyeceği, kaldı ki sözü geçen yasa ve yönetmelikte eş durumuyla ilgili bir özür halinin öngörülmediği, diğer yandan davacının Cerrah olarak tam gün hizmet vermesi ve aynı zamanda devam zorunluluğu bulunan bir yüksek lisans proğramını sürdürmesinin olanaklı görülmediği, bu durumda davacının zorunlu hizmeti nedeniyle kur’a sonucunda … Devlet Hastanesine atanmasında mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Olayda, genel Cerrahi uzmanlık eğitimini tamamlayan davacının durumunun zorunlu hizmet yükümlülüğü yönünden Sağlık Bakanlığına bildirilmesinden sonra … Üniversitesi İşletme Fakültesi bünyesinde açılan “Hastane ve Sağlık Kuruluşlarının Yönetimi” yüksek lisans proğramını kazandığı, sınav sonucunda kaydolduğu ve Sağlık Bakanlığına başvurarak bu eğitimini tamamlaması için zorunlu hizmet görevi için … kurasına alınmasının sağlanmasını istediği ancak başvurusunun kabul edilmediği ve genel kur’aya dahil edilerek sonuçta … ili … ilçesi Devlet Hastanesine atandığı, davacının 14.1.1988 tarihinde evlendiği ve eşinin sadece …’da şubesi bulunan “… Bank”ta çalıştığı dosyadaki belgelerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
Bazı Sağlık Personeline Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Uygulaması Esaslarına Dair Yönetmeliğin, zorunlu hizmet yükümlülerinin atama esas ve usullerini düzenleyen 3.maddesinin (L) fıkrasında “Karı koca durumunda olan Devlet Hizmeti Yükümlüsü Personel kur’aya tabi olurlar. Ancak eşlerin kur’a ile belirlenen görev yerlerinden kendi tercihlerine göre birisinde birleştirilmesi için Sağlık Bakanlığı ile diğer kamu kurumu ve kuruluşları arasında işbirliği yapılır. Bu işbirliği sonunda görev yerlerinin birleştirilmesi mümkün olmadığı hallerde yükümlü personel yönetmeliğinin diğer hükümlerine tabi olurlar.” hükmü getirilmiştir.
Buna göre 2514 sayılı yasaya tabi Devlet hizmeti yükümlülerinin görev yerlerine atanmaları sırasında eş durumunun ancak eşlerin her ikisininde Devlet hizmeti yükümlüsü olmaları halinde dikkate alınması gerektiği açıktır.
Davacının eşinin özel bir bankanın … şubesinde çalışması nedeniyle eş durumunun gözönüne alınmamasında mevzuata aykırılık olmadığından, temyiz isteğinin reddi ile İdare Mahkemesi kararının bu gerekçenin de eklenmesi suretiyle onanmasına karar verildi.

KARŞI OY:
Davacının yüksek lisans sınavını kazandığı ve durumunu belirten dilekçe ile davalı Bakanlığa başvurduğu tartışmasızdır.
Uygulamada tıpta uzmanlık dalları yüksek lisansta daha dar konuları içermekte uzmanlar bu dalda uzmanlıklarını derinleştirmektedirler.
Örneğin bir dahiliye uzmanı, Kardiyoloji ve Gastroenteroloji gibi dallarda olgunlaşmak için bu dallarda yüksek ihtisas (yüksek lisans) yapmak durumunda kalmaktadır. Yüksek ihtisas, uzmanlığın devamı niteliğindedir.
2514 sayılı Kanunun 6.maddesinin 1.bendinde zorunlu hizmet yükümlüsü doktorların, sınavı kazanmaları halinde hemen uzmanlık çalışmalarına başlayabilecekleri belirtildikten sonra 3579 sayılı kanunla eklenen 3.bendinde de uzman doktorların açılacak sınavı kazandıkları takdirde yan dal uzmanlık çalışmalarına derhal başlayabilecekleri belirtilmek suretiyle maddenin uygulanmasına açıklık getirilmiştir.
Diğer taraftan davacının eşinin …’da bir özel banka’da çalıştığı ve bankanın başka yerde şubesi olmadığı uyuşmazlık konusu değildir.
Gerek Anayasa’da, gerekse 2514 sayılı kanunun 9.maddesi yoluyla olaya uygulanması gereken 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 72.maddesinde Aile bütünlüğünün korunmasında sadece devlet hizmetinde çalışan eşlerin durumlarının gözönüne alınacağına ilişkin bir hüküm yer almadığından, atamada eş durumunun gözönüne alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gibi ikinci uzmanlık çalışmasının gözönüne alınmamasında da yasanın amacına ve hizmet gereklerine uyarlık yoktur.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddine ilişkin mahkeme kararı hukuka uygun görülmediğinden bozularak dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekeceği görüşüyle çoğunluk kararına karşıyım.