Danıştay Kararı 5. Daire 1988/3148 E. 1989/1718 K. 16.10.1989 T.

5. Daire         1988/3148 E.  ,  1989/1718 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 1718
Esas Yılı : 1988
Esas No : 3148
Karar Tarihi : 16/10/989

PROFESÖRLÜĞE ATANMAK İÇİN YAPILAN BAŞVURULARI DEĞERLENDİRMEK ÜZERE OLUŞTURULAN ÜÇ KİŞİLİK PROFESÖRLER KURULUNUN İNCELEME ALANININ, ADAYLARIN BİLİMSEL YETERLİLİĞİNİN SAPTANMASI İLE SINIRLI OLDUĞU HK.

Dava, davacının … Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Botanik Anabilim dalında açık bulunan profesörlük kadrosuna atanmadığını bildiren davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 26.maddesinin (b) bendinin 4.fıkrasında, üniversitelerdeki boş bulunan profesörlük kadrolarına atanmak için başvuran adayların durumlarının incelenmesi için ilgili üniversite rektörü tarafından, biri profesörlüğün açık olduğu birimden, en az biri de o üniversite dışından olmak üzere üç profesörün tesbit edileceği hükmü yeralmış, aynı yasanın 65.maddesi gereğince hazırlanan ve yardımcı doçentlik, doçentlik ve profesörlüğe yükseltilme ve atama işlemlerinin düzenlenliği “Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği” nin 20.maddesinde de boş olduğu ilan edilen profesörlük kadrosu için başvuranların durumlarını incelemek üzere rektörce biri profesörlüğün açık olduğu birimden, en az biri de o üniversite dışından olmak üzere adayın bilim alanından, yoksa en yakın bilim alanından iki profesör seçilerek bu üç profesörün yazılı görüşünün alınacağı belirtilmiştir.
Yasa ve yönetmeliğin belirtilen hükümlerinden açıkca ifade edildiği gibi, başvuran adayların durumunu inceleyecek olan profesörlerin öncelikle açık olan bilim dalından, bu nitelikte kişi olmaması halinde enyakın bilim dalından seçilmesi zorunludur. Bu zorunluluğun amacı, adayın durumunun incelemeyi yapan profesörlerce sadece “bilimsel yeterliğe” yönelik olarak değerlendirilmesi, bu konu dışındaki tespit ve ölçütlerin değerlendirme kapsamı dışında tutulmasıdır.
İncelenen olayda ise, davacının durumunu inceleyen profesörlerden birtanesi, adı geçenin deneyimli ve başarılı bir öğretim üyesi olduğunu belirttikten sonra, daha önce profesörlüğe yükseltildiğini ve halen gelişmekte olan bir üniversitede görevini sürdürmekte olmasını dikkate
alarak atanmasını ikinci sırada önermiş, diğeri ise, davacının halen profesör kadrosunu işgal ettiğini, Botanik anabilim dalında ders ve araştırmaları yürüten yeterince eleman olduğunu bu nedenle atanmasını uygun bulmadığını belirtmiş, üçüncü profesör ise, davacı ve diğer başvuran adayların durumlarını inceledikten sonra, atama tercihine ilişkin ortak değerlendirmesinde davacı ile kadroya atanmış olan Doç.Dr. …’in bilimsel olarak aralarında büyük farklılıklar bulunmamakla birlikte davacının yıllarca önce profesör ünvanını aldığı esasından hareketle birinci sırada atanmasını önermiştir.
Davacı ve diğer adayların başvurularını inceleyen profesörlerin inceleme konuları, yasa ve yönetmeliğe göre, sadece adayların bilimsel yeterliliğinin saptanması ile sınırlı olup, kadro durumu, adayın ünvanı vb. gibi hususların bu incelemenin konusuna dahil edilmesi ve değerlendirmeye esas alınması yasanın amacına ters düşmektedir.
Bu duruma göre başvuruları inceleyen profesörlerce verilen raporların ve bu raporlarda yer alan tercihlerin yasada ve yönetmelikde öngörülmüş olan inceleme kapsamı dışına çıkılarak düzenlenmiş oldukları açıktır. Öte yandan bu raporların etkisiyle verilen ve atanan adayın “Doç.
Dr. …’in jüri raporlarında da belirtildiği gibi Üniversitenin bünyesinde akademik yönden verimli katkılarda bulunduğu görüşüne katıldıkları tespt edildiği …” nedeniyle önerilmesi yolundaki … Üniversitesi yönetim kurulu kararının belirtilen gerekçesi karşısında da dava konusu atamama işleminin dayanağı niteliğindeki profesör mütalaaları ile sözü geçen yönetim kurulu kararının hukuk ve usule uygun olmadıkları ortaya çıkmaktadır.
Belirtilen duruma göre, yasaya ve usule uygun biçimde hazırlanmayan jüri raporları ve bu raprlar dayanak tutularak verilen yönetim kurulu kararı uyarınca tesis edilen işlemde 2547 sayılı yasanın 26.maddesine uyarlık bulunmadığından anılan işlemin iptaline karar verildi.