Danıştay Kararı 5. Daire 1988/1743 E. 1988/2062 K. 07.07.1988 T.

5. Daire         1988/1743 E.  ,  1988/2062 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1988
Karar No : 2062
Esas Yılı : 1988
Esas No : 1743
Karar Tarihi : 07/07/988

657 SAYILI YASANIN 48.MADDESİNDE BELİRTİLEN KOŞULLARI TAŞIYAN DAVACININ, AFFA UĞRAMIŞ VE BÜTÜN HUKUKİ SONUÇLARIYLA BİRLİKTE ORTADAN KALKMIŞ BULUNAN 23.11.1972 TARİHLİ MAHKUMİYETİ NEDENİYLE, SONRADAN YÜRÜRLÜĞE GİREN 2670 SAYILI YASANIN HAKKINDA UYGULANMASININ VE BÖYLECE MEMUR OLMA KOŞULLARINI KAYBETTİĞİ SONUCUNA ULAŞILMASININ HUKUKEN MÜMKÜN
OLMADIĞI HK.

Dava, … Müdürü iken 1402 sayılı yasa uyarınca görevine son verilen davacının, hakkındaki sakıncalılık kararının Sıkıyönetim Komutanınca kaldırılması üzerine göreve iadesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile açıkta kaldığı süreye ait özlük haklarının verilmesi isteğiyle açılmıştır. İdare Mahkemesi kararıyla, 657 sayılı Yasanın 2670 sayılı yasayla değişik 48.maddesinin A/5.fıkrasında, Devlet Memurluğuna alınma koşulları arasında, “Affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenmiş suçlardan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza ile hükümlü bulunmamak” kuralının yer aldığı, davacının Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla T.C.K. nun 141.maddesi uyarınca 4 yıl 2 ay süreyle hapse mahkum olduğunun dosyadaki belgelerden anlaşıldığı, herne kadar 1402 sayılı yasa uyarın ca davacının görevine son verilmesi yolunda tesis edilen işlemin, Sıkı yönetim Komutanınca hakkındaki sakıncalılık kararının kaldırılması suretiyle geri alındığının kabulü gerekmekteyse de, 2670 sayılı yasanın yürürlüğe girişi ile önceki hükümlülüğünden dolayı Devlet Memurluğuna alınma koşullarından birini kaybeden davacının göreve iade edilmesine ve açıkta kaldığı süreye ilişkin özlük haklarının ödenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, 23.11.1972 tarihli mahkumiyet kararının bu dava ile bir ilgisi nin bulunmadığını, nitekim Af Kanunundan yararlanarak salıverilmesini izleyen dönemde kamu hizmetinde memur olarak görev aldığını, 1402 sayı lı yasa uyarınca görevine son verilmesi yolundaki işlemin, Sıkıyönetim Komutanlığınca sakıncalılık halinin kaldırılması suretiyle geri alınması nedeniyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi ve böylece mevcut haksızlığın giderilmesi gerektiğini ileri sürmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Olayda, 1402 sayılı yasa uyarınca, Sıkıyönetim Komutanının istemiyle 5.11.1982 günlü olurla görevine son verilen davacı hakkındaki sakıncalılık kararının daha sonra aynı Sıkıyönetim Komutanlığınca kaldırıldığı, davacının bu nedenle göreve iade edilmesini istediği, bu isteğin reddedildiği dosyadaki belgelerin incelenmesinden anlaşılmıştır. 30.12.1982 gününde yürürlüğe giren 2766 sayılı yasanın geçici maddesin de, bu tarihten önce Sıkıyönetim Komutanlarının istemleri üzerine görevlerine son verilenlerin durumlarının aynı Komutanlıklarca yeniden incelenerek, kamu hizmetlerinde görevlendirilemeyecekleri saptananların bir daha kamu hizmetlerinde çalıştırılmayacakları hükme bağlanmış olup, bu inceleme sonucunda sakıncalılık hali kaldırılarak hakkındaki göreve son verme işlemi geri alınmış olanların eski görevlerine iade edilmeleri gerektiği açıktır. Diğer yandan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun davacının ilk kez memurluğa girdiği tarihte yürürlükte olan 48.maddesinin A/5 fıkrasında, ağır hapis veya altı aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsa bile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı bir fiilden dolayı hapis cezasından hükümlü olmamak Devlet Memurluğuna alı nacaklarda aranacak koşullar arasında sayılmış, bu fıkraya “Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlardan dolayı hükümlü olmamak koşulu” 16.5.1987 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2670 sayılı Yasayla eklenmiştir. 2670 sayılı Yasayla eklenen sözkonusu hükmün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren memurluğa gireceklere veya memuriyette bulunup da bu tarihten itibaren Devletin şahsiyetine karşı işlenen bir suçtan dolayı mahkum olacaklara uygulanacağı hususu kuşkusuzdur.
Buna göre, memurluğa girmeden önce ve memur olduktan sonra 657 sayılı Yasanın 48.maddesinde belirtilen memurluğa alınma koşullarını taşıyan davacının, affa uğramış ve bütün hukuki sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış bulunan 23.11.1972 tarihli mahkumiyeti nedeniyle, sonradan yürürlüğe giren 2670 sayılı yasanın hakkında uygulanması ve böylece memur olma koşullarını kaybettiği sonucuna ulaşılması hukuken mümkün değildir. Davacının, hakkındaki sakıncalılık kararı Sıkıyönetim Komutanlığınca kaldırılarak görevine son verilmesine dair işlem geri alındığından, geri almanın hukuki niteliği nedeniyle adı geçenin görevine iadesi ve işlem nedeniyle uğradığı zararların tazmini gerekirken aksine tesis edilen işlemde ve bu işlemin iptali ile açıkta kaldığı süreye ait özlük haklarının verilmesi talebiyle açılan davanın, memurluğa alınma koşullarını kaybettiği gerekçesiyle reddedilmesine ilişkin kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteğinin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendi uyarınca bozulmasına, uyuşmazlık sadece hukuki noktalara ilişkin bulunduğundan aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca dava konusu işlemin iptali ile davacının açıkta kaldığı süreye ait özlük haklarının idarece hesaplanarak kendisine ödenmesine karar verildi.