Danıştay Kararı 5. Daire 1987/1932 E. 1989/421 K. 16.03.1989 T.

5. Daire         1987/1932 E.  ,  1989/421 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 421
Esas Yılı : 1987
Esas No : 1932
Karar Tarihi : 16/03/989

ÜNİVERSİTEDE KADROLU ÖĞRETİM GÖREVLİSİ OLARAK ÇALIŞAN DAVACININ SERBEST AVUKATLIK DA YAPTIĞI GÖZÖNÜNDE TUTULARAK KADROLU STATÜDEN ÇIKARTILMASINDA VE EK DERS ÜCRETİ STATÜYE GEÇİRİLMEK SURETİYLE İSTİHDAM BİÇİMİNİN DEĞİŞTİRİLMESİNDE MEVZUATA AYKIRILIK BULUNMADIĞI HK.

İdare Mahkemesi kararıyla; davacının öğretim görevliliği yanında serbest avukatlık yapmasının dava konusu işlemin dayanağını oluşturduğu, ancak 1136 sayılı Kanunun 12.maddesinin (b) bendinde, avukatlıkla birleşebilen işler olarak yüksek, orta ve ilköğretimde profesör, doçent, yardımcı doçent ve öğretmenlik görevlerinin sayıldığı, davacının 3.1.1980 tarihinde 3.derece doçent kadrosu karşılık gösterilmek suretiyle kısmi statüde kadrolu öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlatıldığı, son olarak 1.2.1986 tarihinde iki yıllık görev süresinin aynı şartlarla yenilendiği 2547 sayılı Yasanın 36.maddesinde profesör ve doçentlerin hem kısmi hem de daimi statüde bunların dışındakilerin ise yalnızca daimi statüde çalışabilecekleri belirlenmiş olmasına rağmen, 1136 sayılı Yasanın 12.maddesinde hem kısmi hem de daimi statü de görev yapabilecek olan profesörler ve doçentler ile genel anlamda öğretmenlik görevinden de sözedildiği, bu durumda 2547 sayılı Kanuna göre sadece devamlı statüde görev yapabileceği hükme bağlanan yardımcı doçentlerin 1136 sayılı yasa ile avukatlık yapabilecekleri vurgulandığına ve bu yasa hükmünün 2547 sayılı yasaya göre yeni bir düzenleme olması nedeniyle, kadrolu öğretim görevlisi olarak görev yapan davacının serbest avukatlık yapması neden gösterilmek suretiyle kadrolu görevinden alınmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare Mahkeme kararının 1136 sayılı Yasanın 12. ve 2547 sayılı Yasanın 36.maddeleri ile Yükseköğretim Kurumunun 4.4.1986 tarihli talimatlarına aykırı olduğunu öne sürmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2547 sayılı Yasanın 31.maddesinde; “Öğretim görevlileri, ilgili yönetim kurullarının görüşleri alınarak fakültelerde dekanların, rektörlüğe bağlı bölümlerde bölüm başkanlarının önerileri üzerine ve rektörün onayı ile öğretim üyesi, öğretim üye yardımcısı ve öğretim görevlisi kadrolarına atanabilirler veya kadro şartı aranmaksızın ders saati ücreti veya sözleşmeli olarak istihdam edilebilirler” hükmüne yer verilmektedir.
Davacının 3.1.1980 tarihinde 3.derece doçent kadrosu karşılık gösterilmek suretiyle kadrolu öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlatıldığı son olarak 1.2.1986 tarihinde iki yıllık görev süresinin aynı şartlarla yenilendiği, dava dosyasındaki belge ve bilgilerin incelenmesinden anlaşılmaktadır.
2547 sayılı Yasanın yukarıda sözü edilen 31.maddesi öğretim görevlilerinin istihdam biçimlerini belirlemektedir. Anılan Yasanın 36.maddesin de ise devamlı statüde bulunan öğretim üyeleri ile aylıklı öğretim yardımcılarının en az Devlet Memurları için kabul edilmiş olan haftalık çalışma süresi kadar bir süre eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma, uygulama ve yönetim görevleriyle üniversite organlarınca verilen diğer görevleri yapmakla yükümlü olduklarına işaret edilmektedir.
Bu durumda, avukatlık yapan davacının kadrolu öğretim görevlisi olarak, en az Devlet Memurları için kabul edilmiş olan haftalık çalışma süresi kadar zamanı üniversiteye ayrıması zorunlu olup avukatlık mesleğinin nitelik ve gereksinimleri karşısında bu zorunluğun yerine getirilemeyeceği açıktır.
Bu nedenle davalı idarece davacının, kadrolu statüden çıkarılarak, ek ders ücretli statüye geçirilmek suretiyle istihdam biçiminin değiştirilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığından bu yolda tesis edilen işlemin iptaline ilişkin idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesince verilen kararın, 2577 sayılı Yasanın 49.maddesinin 1.fıkrasının (b) bendi uyarınca bozulmasına, uyuşmazlık sadece hukuki noktalara ilişkin bulunduğundan ve dosya içindeki bilgi ve belgeler esas hakkında karar verilmesi için yeterli olduğundan aynı maddenin 2.fıkrası uyarınca davanın reddine karar verildi.