5. Daire 1986/412 E. , 1987/394 K.
Daire : BEŞİNCİ DAİRE
Karar Yılı : 1987
Karar No : 394
Esas Yılı : 1986
Esas No : 412
Karar Tarihi : 12/03/987
BELEDİYE MECLİSİNCE İKİ KEZ ASALETİNİN ONAYLANMASINA KARAR VERİLMESİNE RAĞMEN GÖREVİNE DEVAM ETTİRİLEN KİŞİNİN DURUMUNUN, İDARİ MAKAMLARCA TAKDİR YETKİSİ KULLANILARAK YENİDEN DENENMEKTE OLDUĞU BİÇİMİNDE DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
31.7.1981 tarihinde aday memur olarak göreve başlayan davacının asaletinin 657 sayılı kanunun 54.maddesinde belirtilen adaylık süresi dolduktan sonra 15.12.1983 günlü Belediye Meclisi kararı ile tasdik edilmiş olması nedeniyle süresinde asaletinin tasdik edilmediğinden bahisle görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali isteği ile dava açılmıştır. İdare Mahkemesi kararı ile, 1580 sayılı Belediye Kanununun 83.maddesinin 10.bendi ile Belediye Memur ve müstahdemleri Tüzüğünün adaylık süresine ve asaletin onanmasına ilişkin hükümler getiren 21.maddesi huku ki dayanak olarak alındıktan sonra, belediye encümenince aday memur olarak göreve başlatılmasına karar verilerek belediye başkanınca göreve alınmış olan davacının görevine son verilmesi işleminde idare hukukunun yöntemde parelellik ilkesi uyarınca ve sözü edilen tüzüğün 21. maddesinde belirtildiği şekilde atamasında selahiyetli merci olan bele diye encümeni onayı ile yapılması gerekirken bu hususta münhasıran belediye başkanına kanunla verilmiş bir yetki bulunmadığından belediye başkanı tarafından davacının görevine son verilmesi yolunda tesis olunan işlemde yasal isabet görülmediği, davalı idarenin davacının azami adaylık süresi içinde asaletinin tasdik edilmemiş olduğu, bu nedenle işlemin hukuka uygun olarak tesis edildiği iddiasının da, yetkili merci tarafından tesis edilmemiş olan işlemin esasına yönelik olduğu, karar sonucuna etkili görülmediği gerekçesiyle işlem iptal edilmiştir. İncelenen dosyada, 31.7.1981 tarihinde aday memur olarak atanan davacının Belediye başkanlığı teklifi üzerine 13.8.1982 günlü Belediye Meclisi kararı ile asaletinin tasdik edilmemesine karar verildiği, 17.12. 1982 günlü meclis kararı ile de aynı husus tekrarlandığı halde, bu süreler içinde davacının kadrosu ile ilişiğinin kesilmediği, görevine devam ettirildiği, 15.12.1983 günlü olup Belediye Başkanının da katıldığı meclis kararı ile asaletinin tasdikine karar verildiği, daha sonra belediyede yapılan teftiş sonucuna göre, dava konusu işlemle davacının görevine son verildiği anlaşılmıştır.
Belediye Meclisince iki defa asaletinin tasdik edilmemesine karar verilmesine rağmen davacı görevine devam ettirilmiş olduğuna göre, adı geçenin durumunun, idari makamlarca takdir yetkisi kullanılarak yeniden denenmekte olduğu biçiminde değerlendirilmesi gerekmektedir. İki yıllık adaylık süresinin sonunda 15.12.1983 günlü belediye meclis kararı ile asaletinin onaylanmış olması karşısında asıl memur statüsünü kazanmış olduğundan davacının artık adaylığı söz konusu değildir. Memurluğun sona ermesini gerektiren durumlar ise 657 sayılı Kanunun 98.maddesinde belirtilmiş olup, idarenin bu maddede sınırlı biçimde sayılan haller dışında, takdirine bağlı olarak memurun görevine son vermesi mümkün bulunmamaktadır. Temyizen incelenmesi istenilen kararda yukarıda ifade edildiği gibi yetkili merci tarafından işlem tesis edilmemiş olması, kararın gerekçesini oluşturmaktadır.
Takdire dayalı işlemlerde yetki unsurunun öncelikle incelenmesi gerekli ve bu unsurdaki sakatlık mutlak bir iptal nedeni teşkil etmekte ise de, olayda olduğu gibi, kanunda sebepleri açıkça düzenlenen ve idarenin takdir yetkisinin bulunmadığı işlemlerde yetki yönünden sakatlık olsa dahi idari yargı yerince sebep ve konu unsurundaki sakatlıkların da ortaya konulması ve iptal hükmünün bu gerek çeye dayandırılması gerekmektedir. Buna göre, hukuka ve usule uygun olarak toplanıp teşekkül ettirilen Belediye Meclisince davacının asale tinin onaylanmasına karar alınmış olduğuna ve 657 sayılı Kanunun 98. maddesinde sayılan nedenlerin varlığı iddia edilmediğine göre kendisinin görevine yetkili organlar tarafından da son verilmesi mümkün olmayıp dava konusu işlem, sebep ve konu unsuru yönündn de kanuna aykırıdır. Öte yandan, Belediye Memurları 12 sayılı Kanun hükmünde kararname ile 657 sayılı kanun kapsamına alınmış bulunduğundan ve bu kanunda adaylık süresine ilişkin olarak farklı süreler tesbit edilmiş olduğundan Belediye Memur ve Müsdahdemleri Tüzüğünün adaylık süresine ilişkin hükümleri de taşıyan 21.maddesinin hukuki dayanak olarak alınması mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle temyizen incelenmesi istenilen İdare Mahkemesi kararı sonucu itibariyle yerinde görüldüğünden anılan kararın temyiz isteğinin reddi ile yukarıda belirtilen gerekçelerle onanmasına karar verildi.