Danıştay Kararı 4. Daire 2023/725 E. 2023/1649 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2023/725 E.  ,  2023/1649 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/725
Karar No : 2023/1649

DAVACI : … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

DAVALI :… Vergi Dairesi Başkanlığı

DAVANIN KONUSU : Finansman gider kısıtlaması düzenlemesi kapsamında haksız yere gider olarak kabul edilmeyen 7.124.264,69 TL tutarının gider olarak kabulü, Kurumlar Vergisi Kanunun 32. maddesinde düzenlenen kurumlar vergisi oranındaki 2 puan indirim uygulamasından yararlanmasının kabulü, Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde (Seri No: 1) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:18)’in 1. maddesinde düzenlenen “11.13. Finansman gider kısıtlaması” başlıklı bölümünde yer alan yabancı kaynakların tanımına ilişkin “Yabancı kaynaklar: Bilançonun kısa vadeli yabancı kaynaklar ve uzun vadeli yabancı kaynaklar toplamını” ifadesi ile “11.13.2. Finansman gider kısıtlamasının uygulanacağı dönem” başlıklı bölümünün iptali ve öncelikli olarak yürütmesinin durdurulması, Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nde (Seri No: 1) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri No:18)’in 3. maddesinde düzenlenen “32.1.1. Borsa İstanbul Pay Piyasasında ilk defa işlem görmek üzere enaz M20 oranında halka arz edilen kurumlarda kurumlar vergisi oranının 2 puan indirimli uygulanması” başlıklı bölümünde yer alan “İndirimli oranlı kurumlar vergisi uygulamasından yararlanılabilmesi için, payların Borsa İstanbul Pay Piyasasında maddenin yürürlük (17/11/2020) tarihinden sonra ilk defa halka arz ediliyor olması” şartının iptali ve öncelikli olarak yürütmesinin durdurulması ile … tarih ve … sayılı tahakkuk fişinin iptali istemiyle açılmıştır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesine uygun olmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dava dilekçesi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları, “idarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar” olarak tanımlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesinde ise; her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile dava açılabileceği, birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olmasının gerektiği düzenlenmiştir.
Aynı Kanunun 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin, Danıştay’da daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, a) görev ve yetki, b) idari merci tecavüzü, c) ehliyet, d) idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, e) süre aşımı, f) husumet, g) 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 15. maddenin 1/d bendinde, dilekçelerde 14. maddenin 3/g bendinde yazılı hususlarda kanuna aykırılık görülmüşse otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek üzere dilekçenin reddine karar verileceği, 15. maddenin 5. fıkrasında ise birinci fıkranın (d) bendine göre dilekçenin reddedilmesi üzerine, yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceği kurala bağlanmıştır.
Yargılama hukukunun temel ilkelerinden biri taleple bağlılıktır. Bu ilke uyarınca, yargı yerlerince iptali istenen idari işlemle sınırlı olarak inceleme yapılabileceğinden, talebin tereddüte yer vermeyecek şekilde açık ve incelemeye konu olabilecek nitelikte olması gerekmektedir.
Ayrıca, yukarıda yer verilen hükümlere göre,; birden fazla işleme karşı tek dilekçeyle dava açılabilmesi için işlemler arasında maddi ve hukuki bağlantı ya da sebep ve sonuç ilişkisi bulunması, işlemlerden biri hakkında verilecek kararın diğer işlemle ilgili verilecek kararı da etkiliyor olması farklı hukuki yorumlara ihtiyaç duyulmaması ve ayrı yargılamanın çelişkili sonuç doğurması riski oluşturuyor olması zorunludur.
Dosyanın incelenmesinden; aynı dava dilekçesi içeriğinde ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesine ilişkin tahakkuk fişinin finansman gider kısıtlaması ve kurumlar vergisi oranında indirim kaynaklı fazla hesaplanan kısımları ile 1 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde değişiklik yapan 18 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin dilekçede belirtilen kısımlarının iptalleri istemine yer verilmiş, söz konusu tebliğin ilgili kısımlarının hukuka ve kanuna aykırı oldukları iddialarında bulunulmuş olup; ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi matrahının iptali istenilen finansman gider kısıtlaması ile kurumlar vergisi oranında indirime ilişkin hangi bölümlerinden hangi hesaplamaların ne şekilde etkilendiğinin ayrı ayrı hesaplanarak ve ilintilendirilerek iptali istenilen tebliğin de tarihi, numarası ve yayımlandığı Resmi Gazetenin tarih ve sayısı belirtilerek, tebliğlerin hangi bölümlerinin, maddelerinin, kısımlarının, başlıklarının, ibarelerinin, sözcüklerinin iptalinin istendiğinin açık ve tereddüde yer vermeyecek şekilde ortaya konulması, bu kısımların hangi yönlerden kanuna aykırı olduğunun ve davacının menfaatini ne şekilde ihlȃl ettiğine yönelik açıklama içeren karşı taraf sayısından bir fazla düzenlenerek imzalanmış dilekçelerle yeniden dava açılması gerekmektedir.
Bu durumda, dava konusu iptali istenilen finansman gider kısıtlaması ile kurumlar vergisi oranında indirime ilişkin düzenlemeler arasında maddi ve hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, amaç ve kapsamlarının da birbirinden farklılık arz ettiği dikkate alındığında, ayrı ayrı değerlendirilmeleri ve hukuka uygunluk denetimlerinin de ayrı ayrı yapılması gerekmekte olup, 2577 sayılı Kanun’un 5. maddesine uygun olarak düzenlemelerin iptali istemiyle ayrı ayrı dava açılması gerekmektedir.
Bu durumda, davacı tarafından, dava konusu finansman gider kısıtlaması ile kurumlar vergisi oranında indirime ilişkin, hangi madde ve maddelerinin veya kısım ve ibarelerinin dava konusu edildiği gösterilerek bu kısım ya da kısımlara yönelik iptal isteminde bulunulmak suretiyle bu düzenlemelere karşı ayrı ayrı iki dava açılması gerekmektedir.
Öte yandan, anılan Tebliğin ilgili kısımları ile birlikte dava konusu edildiği takdirde, ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesi matrahı ve indirim istisna hesaplamaları da her bir düzenlemenin hangi kısmı, ibaresi, maddesi veya başlığı yönünden olduğu net ve tereddütsüz şekilde gösterilmek suretiyle iş bu dilekçe ret kararı üzerine yenilenen dilekçelerle ayrı ayrı açılan davalarda belirtilmesi gerekmektedir.
Bu doğrultuda ayrı ayrı dava açılmakta serbest olunmak üzere, dava dilekçesinin yukarıda sözü edilen 5. madde hükümleri uyarınca reddi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca bu Kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz (30) gün içerisinde 5. maddeye uygun şekilde düzenlenmek ve yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmak suretiyle, harç yatırılmaksızın yeniden dava açmakta, ayrıca 5. madde uyarınca açılacak her yeni dava için ayrı ayrı başvuru harcı alınmak üzere yeniden dava açmakta serbest olmak üzere DİLEKÇENİN REDDİNE,
2. Dava dilekçesinin bir örneğinin davacıya iadesine,
3. Aynı Kanunun 15. maddesinin 5. fıkrası hükmüne göre, yeniden verilen dilekçede de aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde, davanın reddedileceğinin davacıya bildirilmesine,
4. Dava yenilenmediği takdirde artan yargılama giderinin davacıya iadesine, 23/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava konusu işlemlerde 2577 sayılı Kanunun 5. maddesi kapsamında maddi ve hukuki bağlılık ve sebep sonuç ilişkisi bulunduğundan tek dilekçeyle dava açılabileceği ve dosyanın esasının görüşülmesi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.