Danıştay Kararı 4. Daire 2023/724 E. 2023/1989 K. 05.04.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2023/724 E.  ,  2023/1989 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/724
Karar No : 2023/1989

DAVACI : … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Vergi Dairesi Başkanlığı

DAVANIN KONUSU :530 sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin 5. maddesinin 1. fıkrası, 6. maddesinin 1. fıkrası, 8. maddesinin 1. fıkrası, 9. maddesinin 5. fıkrası, 10. maddesinin 1. fıkrası ile 11. maddesinde verilen örneklerinin, anılan düzenlemeye istinaden yapılmış olan amortisman hesaplaması nedeniyle haksız yere kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınan 5.256.635,67 TL tutar ile ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılmayan 6.387.206,50 TL amortisman tutarının gider olarak kabulü, kur korumalı mevduat düzenlemesinden bahisle istisna olarak kabul edilmeyen 8.250.600,00 TL tutarının indirim olarak kabulü ile ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesine ilişkin … tarih ve … sayılı tahakkuk fişinin iptali istenilmektedir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. ve 5. maddesine uygun olmayan dava dilekçenin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dava dilekçesi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinde; idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; dilekçelerde; tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adreslerinin, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihinin vergi, resim, harç benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın, vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılının, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası varsa hesap numarasının gösterileceği; ayrıca dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örneklerinin dava dilekçesine ekleneceği, dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örneklerinin karşı taraf sayısından bir fazla olacağı düzenlenmiştir.
Anılan Kanunun 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olabilecek kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 15. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde de, dilekçelerin 3. ve 5. maddelere uygun olmadıklarının tespiti halinde, yeniden dava açılmak üzere dilekçenin reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Yargılama hukukunun temel ilkelerinden biri taleple bağlılıktır. Bu ilke uyarınca iptali istenen idarî işlemle sınırlı olarak mahkemelerce inceleme yapılması gerekmekte olup, talebin incelemeye konu olabilecek nitelikte açık, belirli ve somut olması gerektiği kuşkusuzdur.
Öte yandan, düzenleyici işlemlere karşı açılan iptal davalarında, idarî işlemin unsurları açısından hukuka aykırılık bulunduğu iddiasıyla düzenleyici işlemin tamamının iptali istenebileceği gibi, düzenleyici işlemin belirli kısımlarının, maddelerinin, bentlerinin, ibarelerinin veya sözcüklerinin iptalinin istenebilmesi de mümkündür. Ancak, her durumda iptali istenen kuralların açıkça belirtilmesi ve bu kısımların davacının menfaatini nasıl etkilediğinin gerekçelendirilerek açıkça ortaya konulması gerekmektedir.
Ayrıca, anılan Kanun hükümlerine göre; birden fazla işleme karşı tek dilekçeyle dava açılabilmesi için işlemler arasında maddi ve hukuki bağlantı ya da sebep ve sonuç ilişkisi bulunması, işlemlerden biri hakkında verilecek kararın diğer işlemle ilgili verilecek kararı da etkiliyor olması farklı hukuki yorumlara ihtiyaç duyulmaması ve ayrı yargılamanın çelişkili sonuç doğurması riski oluşturuyor olması zorunludur.
Dava dilekçesinin incelenmesinden, davacı şirket tarafından ilk olarak, aynı dava dilekçesi içeriğinde 18 Seri No’lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ve 530 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin iptali ile ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesine ilişkin tahakkuk fişinin; finansman gider kısıtlaması, kur korumalı mevzuat hükümleri, kurumlar vergisi oranında indirim, amortisman tutarı v.b. kaynaklı fazla hesaplanan kısımlarının iptali istemiyle açılan davada, dava konusu 18 Seri No’lu Tebliği ile 530 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinin, hangi madde ve maddelerinin veya kısım ve ibarelerinin dava konusu edildiği gösterilerek bu kısım ya da kısımlara yönelik iptal isteminde bulunulmak suretiyle bu tebliğlere karşı ayrı ayrı, Tebliğlerin ilgili kısımları ile birlikte dava konusu edildiği takdirde, ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesi matrahı ve indirim istisna hesaplamaları da her bir Tebliğin hangi kısmı, ibaresi, maddesi veya başlığı yönünden olduğu net olarak ifade edilmesi gerektiği belirtilerek 27/09/2022 tarihinde E:2022/5370, K: 2022/5175 sayılı Dilekçe Ret kararı verilerek otuz gün içinde belirtilen şekilde dilekçenin yenilenmesi gerektiği belirtilmiştir. 30/01/2023 tarihinde yenilenen dava dilekçesi incelendiğinde, 530 sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin 5. maddesinin 1. fıkrası, 6. maddesinin 1. fıkrası, 8. maddesinin 1. fıkrası, 9. maddesinin 5. fıkrası, 10. maddesinin 1. fıkrası ile 11. maddesinde verilen örneklerinin, anılan düzenlemeye istinaden yapılmış olan amortisman hesaplaması nedeniyle haksız yere kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınan 5.256.635,67 TL tutar ile ticari kazancın tespitinde indirim konusu yapılmayan 6.387.206,50 TL amortisman tutarının gider olarak kabulü, kur korumalı mevduat düzenlemesinden bahisle istisna olarak kabul edilmeyen 8.250.600,00 TL tutarının indirim olarak kabulü ile ihtirazi kayıtla verilen kurumlar vergisi beyannamesine ilişkin 31/05/2022 tarih ve … sayılı tahakkuk fişinin iptali istemine yer verilerek söz konusu tebliğin hukuka ve kanuna aykırı olduğu iddiasında bulunulmuştur.
Buna göre; dava dilekçesinde 530 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin iptali istenen kısımlarına ilişkin hangi yönlerden kanuna aykırı olduğu ve davacının menfaatini ne şekilde ihlal etttiğine yönelik açıklama yapılması, ayrıca “kur korumalı mevduat düzenlemesinden bahisle istisna olarak kabul edilmeyen 8.250.600,00 TL tutarının indirim olarak kabulü” isteminin bireysel bir işlem olduğu ve buna karşı da 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 6. Maddesi uyarınca vergi mahkemelerininde dava açılması gerektiği, dolayısıyla vergi mahkemesi görevine giren uygulama işleminin iptali istemiyle aynı dilekçe ile Danıştay’da dava açılmasına olanak bulunmadığı, bu kısma ilişkin vergi mahkemesinde ayrıca dava açılması gerektiğinden dava dilekçesinin 2577 sayılı Kanun’un 3. ve 5. maddesine ve belirtilen hususlara uygun olarak yenilenen dilekçeyle dava açılması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca bu Kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz (30) gün içerisinde 3. ve 5. maddeye uygun şekilde düzenlenmek ve yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmak suretiyle, harç yatırılmaksızın yeniden dava açmakta, ayrıca 5. madde uyarınca açılacak her yeni dava için ayrı ayrı başvuru harcı alınmak üzere yeniden dava açmakta serbest olmak üzere DİLEKÇENİN REDDİNE,
2. Dava dilekçesinin bir örneğinin davacıya iadesine,
3. Aynı Kanunun 15. maddesinin 5. fıkrası hükmüne göre, yeniden verilen dilekçede de aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde, davanın reddedileceğinin davacıya bildirilmesine,
4. Dava yenilenmediği takdirde artan yargılama giderinin davacıya iadesine, 05/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.