Danıştay Kararı 4. Daire 2023/1811 E. 2023/1582 K. 22.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2023/1811 E.  ,  2023/1582 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/1811
Karar No : 2023/1582

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, … tarih ve …/…, … sayılı ihbarnamelere konu 2017/1, 2 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; idari işlemlere karşı dava açılmak suretiyle işlemin yargısal denetimi sağlanmakta ve Yargı mercii tarafından verilen kararlar ilgililer yönünden hukuki sonuçlar doğurmakta olup, hakkında daha önceden açılmış ve halen derdest olan bir davanın mevcudiyeti halinde, idari işleme karşı aynı kişi tarafından tekrar dava açılmasında davacının hukuki olarak menfaati bulunmadığından, sonradan açılan davanın incelenmesinin mümkün bulunmadığı, dosyanın incelenmesinden, 29/09/2020 tarihinde açılmış olan, … Vergi Mahkemesince bağlantı nedeniyle Mahkemelerine gönderilen ve hâlen Mahkemelerinin E:… sayılı dosyasında derdest olan davada … tarih ve …/…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … sayılı ihbarnamelerle 2017/1 ila 12 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin dava konusu edildiği, 14/10/2020 tarihinde açılan, … Vergi Mahkemesince bağlantı nedeniyle Mahkemelerine gönderilen ve Mahkemelerinin E:… sayılı dosyasında görülen iş bu davada … tarih ve …/… ve … sayılı ihbarnamelerle şirket adına 2017/1, 2 dönemlerine ilişkin yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının dava konusu edildiği, bahsi geçen ve Mahkemeleri nezdinde görülmekte olan iki davada da … tarih ve … ve … sayılı ihbarnamelerin ve içeriği vergi ve cezaların aynı olduğu, bu durumda, Mahkemelerinin E:… sayılı dosyasında derdest olan dava ile yine Mahkemelerinin E:.. sayılı dosyasında görülen iş bu davanın konusunun (davaya konu edilen işlemin), taraflarının ve sebebinin aynı olması nedeniyle, uyuşmazlığın 2017 yılının bütün dönemlerine ilişkin açılan … esas numaralı davada idame ettirilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, E:… sayılı iş bu davanın derdestlik nedeniyle incelenmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının vekâlet ücretine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın belirtilen kısmının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, 1086 sayılı Kanun’un 416 ve 417. maddeleri gereği, yargılama giderlerinin davayı kaybeden tarafa yükletildiği, 423. maddesine göre de, davayı kazanan taraf davayı bir vekil (avukat) vasıtasıyla yürütmüşse, davayı kaybeden tarafa tarifesine göre vekâlet ücretine de yükletileceği, temyize konu kararın savunma dilekçesi verilmesinden sonra verildiği, davacının kendi ihmâli neticesinde söz konusu davanın derdest ikâmesi nedeniyle bu şekilde sonuçlandığı, idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmeme sebebinin anlaşılamadığı, incelenmeksizin ret kararları sonucunda davanın açılmasına davacı tarafından sebebiyet verilmesi hâlinde idare vekili lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğine dair emsal yargı kararlarının bulunduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesinin vekâlet ücretine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz incelemesinde; incelemeye tabi karardaki gerekçenin değiştirilmesi veya maddi hata ve yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin tamamlanması mümkün olmakla birlikte, hükmün sonucunu, kapsamını değiştirecek şekilde düzeltme yapılması mümkün bulunmamaktadır (Prof. Dr. Bahtiyar Akyılmaz, Prof. Dr. Cemil Kaya, Prof. Dr. Murat Sezginer, Açıklamalı-İçtihatlı Türk İdari Yargılama Hukuku, Ağustos 2019,1. Baskı, s. 1706). Aksi düşünce, temyiz merciinin derece mahkemelerinin yerine geçerek karar vermesi sonucunu doğurur (Turgut Candan, Açıklamalı İdari Yargılama Usulü Kanunu, s. 1148, 8. Baskı, Ankara 2020).
Kararda, vekâlet ücreti ile ilgili açıklamalar, kararın hüküm fıkrasıdır. Dolayısıyla; vekâlet ücreti ile ilgili hatalar, hüküm fıkrasındaki hatalardır. Bu hata; miktarda yapılmışsa, bu maddi hatadır ve 2577 sayılı Kanun’un 49/1-b. maddesi uyarınca düzeltilebilir.
Ancak vekil bulunmasına karşın, vekâlet ücretine karar verilmemesi, hukuka açık aykırılıktır ve düzeltilmesi, bu hüküm fıkrasının ortadan kaldırılmasıyla olur. Hüküm fıkrasının ortadan kaldırılması, fıkrada sözü edilen ve düzeltilmesi olanaklı hata, eksiklik veya yanlışlık değildir. Buna; yargılama hukuku terminolojisinde, “bozma” adı verilmektedir.
Temyiz istemine konu, davanın incelenmeksizin reddine dair Vergi Mahkemesi kararında, vekil ile temsil edilen davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında bulunmayıp; kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil etmektedir.
Bu sebeple, vekili bulunan davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi nedeniyle Vergi Mahkemesi kararının vekâlet ücretine yönelik istinaf başvurusunun reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu’nun 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; anılan madde ile atıfta bulunulan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323. maddesinde, karar ve ilam harçları, posta giderleri, keşif ve bilirkişi ücretleri, vekille takip edilen davalarda yasa gereği takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinin birinci fıkrasında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 330. maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedileceği; 332. maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece re’sen hükmedileceği düzenlenmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz İncelemesi Üzerine Verilecek Kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararın düzeltilerek onanmasına karar verileceği hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; Vergi Mahkemesince derdestlik nedeniyle davanın incelenmeksizin reddine karar verildiği, ancak davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmediği görülmektedir.
Bu durumda, davalı lehine avukatlık ücretine hükmedilmemesinin, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan düzeltilmesi mümkün eksiklik kapsamında olduğu dikkate alındığında, hüküm fıkrasına “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.270,00 TL vekâlet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle Vergi Mahkemesi kararının vekâlet ücretine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair Bölge İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Temyizen incelenen karar belirtilen haliyle usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının hüküm fıkrasının; “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.270,00 TL vekâlet ücretinin davacı tarafından davalı idareye ödenmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle DÜZELTİLEREK temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu’nun 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; anılan madde ile atıfta bulunulan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323. maddesinde, karar ve ilam harçları, posta giderleri, keşif ve bilirkişi ücretleri, vekille takip edilen davalarda yasa gereği takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinin birinci fıkrasında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 330. maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin taraf lehine hükmedileceği; 332. maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece re’sen hükmedileceği düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idarenin yargılama sürecinde avukat aracılığıyla temsil edildiği ve yasal süresi içerisinde savunma dilekçesi verildiği, Vergi Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verildiği, derdestliğe davalı idarece sebebiyet verildiğine ilişkin olarak herhangi bir tespit ve değerlendirme yapılmadığı, dolayısıyla davalı idarenin vekâlet ücretine hak kazandığı, buna rağmen Vergi Mahkemesi kararında idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmediği görülmektedir.
Buna göre, hüküm fıkrasında değişikliğe yol açan bu durum, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık” kapsamında maddi hata olarak değerlendirilebilecek bir husus olmadığından kararın vekâlet ücreti yönünden bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.