Danıştay Kararı 4. Daire 2023/1496 E. 2023/1516 K. 20.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2023/1496 E.  ,  2023/1516 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/1496
Karar No : 2023/1516

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …
2- …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek aleyhlerine olan hüküm fıkralarının taraflarca bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2008 ve 2009 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi tekniği raporu ile sahte fatura düzenleyerek komisyon geliri elde ettiğinin tespit edildiğinden bahısle hakkında verilen takdir komisyonu kararlarına istinaden resen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı 2009 yılı gelir vergisi, 2009/1 ila 8 dönemlerine ilişkin katma değer vergileri ve 2009/1-3, 4-6, 7-9 dönemleri geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerin değerlendirilmesinden, çok kısa süre faaliyetine devam etmesine ve yeterli alt yapısı olmamasına rağmen yüksek ciro elde eden, beyan ettiği matrahlar ile karşıt mükelleflerin beyan ettiği mal alışları tutarları arasında ciddi farklılıklar bulunan, defter ve belgelerini ibraz etmeyen davacının düzenlediği faturalar gerçek bir mal ve hizmet teslimine dayanmadığından, dava konusu vergi ziyaı cezalı 2009/1 ila 8 dönemleri katma değer vergisi, 2009 yılı gelir vergisi tarhiyatlarında ve 2009/1-3, 4-6, 7-9 dönemlerine ilişkin geçici vergi asılları üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezalarında hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu 2009/1-3, 4-6, 7-9 dönemlerine ilişkin geçici vergiler ve geçici vergiler üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan kısmı bakımından ise, mahsup süresi geçen ve mahsup imkanı ortadan kalkan dava konusu geçici vergi asıllarında ve geçici vergi aslı üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, Mahkeme kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
5. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava, davacının 2008 ve 2009 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi tekniği raporu ile sahte fatura düzenleyerek komisyon geliri elde ettiğinin tespit edilmesi üzerine hakkında düzenlenen takdir komisyonu kararlarına istinaden adına re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı 2009 yılı gelir vergisi, 2009 yılı Ocak ilâ Ağustos dönemlerine ilişkin katma değer vergileri ve 2009/1-3, 4-6, 7-9 dönemleri gelir geçici vergilerinin kaldırılması istemiyle açılmıştır.
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; mükellefin 500 adet fatura bastırdığı, mükellefin 17/08/2009 tarihli işi bırakma bildirimine istinaden işi bırakma tarihi itibariyle kullanmış olduğu ve en son kullandığı belgelerin tespiti ve kullanılmayan belgelerin iptaline yönelik olarak 03/09/2009 tarihli tutanağın düzenlendiği, söz konusu tutanak ile mükellefin, seri … sıra nolu 50’şer adetlik 10 koçan olmak üzere toplam 500 adet irsaliyeli fatura bastırdığı, en son kullanılan belgenin seri … ve seri … sıra nolu belgeler olduğu, bunların … tarihinde düzenlendiği, seri …(19 Adet) ve seri … (28 adet) nolu belgelerin iptal edildiği tespit edilmiş, işi bırakma nedeniyle 47 adetinin düzenlenen tutanakla iptal edildiği, dolayısıyla kalan 453 adet faturanın kullanıldığı, ancak karşıt mükelleflerin 333 adet fatura beyan ettikleri, aradaki fark olan 120 adet faturanın ise mükellef tarafından düzenlenip düzenlenmediğinin defter ve belgeler ibraz edilmediğinden anlaşılamadığı, mükellefin alınan ifadesinde faaliyetinin gerçek olduğunu ancak faturalarının mali müşavirde olduğu için haberi olmadan gerçek bir satışa dayanmayan fatura düzenlenmiş olunabileceğini beyan ettiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlere istinaden takdir komisyonunca söz konusu fatura evsafları incelenerek bir karar verilmesi gerekirken yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan verilen takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığından, davacının temyiz istemi kabul edilerek Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.

(XX) KARŞI OY :
Dava, davacının 2008 ve 2009 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen vergi tekniği raporu ile sahte fatura düzenleyerek komisyon geliri elde ettiğinin tespit edilmesi üzerine hakkında düzenlenen takdir komisyonu kararlarına istinaden adına re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı 2009 yılı gelir vergisi, 2009 yılı Ocak ilâ Ağustos dönemlerine ilişkin katma değer vergileri ve 2009/1-3, 4-6, 7-9 dönemleri gelir geçici vergilerinin kaldırılması istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 36’ncı maddesinin birinci fıkrasında, “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir”; 141’inci maddesinin üçüncü fıkrasında, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” kurallarına yer verilmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 24. maddesinde, kararlarda bulunacak hususlar sayılmış ve (e) bendinde, “kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi” bir kararda bulunması gereken unsur olarak düzenlenmiştir.
Anayasa’nın 36’ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı, Anayasa Mahkemesi’nin pek çok kararında belirtildiği gibi, gerekçeli karar hakkı güvencesini de kapsamaktadır (Abdullah Topçu, B. No:2014/8868, 19/4/2017, § 75). Kişilerin adil bir şekilde yargılanmalarını sağlamayı ve denetlemeyi amaçlayan bu hak; tarafların yargılama sırasında ileri sürdükleri iddiaların kurallara uygun biçimde incelenip incelenmediğini bilmeleri ve aynı zamanda, demokratik bir toplumda, kendi adlarına verilen yargı kararlarının sebeplerini öğrenmelerinin sağlanması için de gereklidir (Sencer Başat ve diğerleri [GK], B. No:2013/7800, 18/6/2014, §§ 31, 34). Mahkemelerin gerekçe gösterme yükümlülüğü, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya karar gerekçesinde ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Ancak, mahkemeler, kendilerine sunulan tüm iddialara yanıt vermek zorunda değilse de (Yasemin Ekşi, B. No:2013/5486, 4/12/2013, § 56) davanın esas sorunlarının incelenmiş olduğu gerekçeli karardan anlaşılmalıdır (Kadriye Sever, B. No:2018/24071, 10/2/2021, § 29).
Bakılmakta olan davada, davacı tarafından verilen ve karar tarihinden önce Mahkeme kaydına 26/10/2022 tarihinde giren ek beyan dilekçesiyle, Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan yargılandığı … Asliye Ceza Mahkemesinde sahte fatura düzenlenmediğine kanaat getirilerek beraat kararı verildiğini belirterek dilekçesine ek olarak söz konusu Mahkeme kararını sunduğu; fakat temyize konu kararı veren … Vergi Mahkemesince davacının işaret ettiği bu iddiasına yönelik değerlendirme yapılmadan karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, adil yargılanma hakkının bir gereği olan gerekçeli karar hakkı kapsamında davacı hakkında Vergi Usul Kanunu’na muhalefet suçu nedeniyle açılan davada verilen beraat kararının kesinleşme süreci araştırılarak ve mahiyeti de gözetilerek, bu kararın işbu davaya olan etkisinin değerlendirmesi suretiyle karar verilmesi gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.