Danıştay Kararı 4. Daire 2023/1437 E. 2023/1710 K. 27.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2023/1437 E.  ,  2023/1710 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/1437
Karar No : 2023/1710

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Vergi Dairesi Başkanlığı (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI): … Sakız Şekerleme ve Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı şirketin 2010 ila 2012 yılları hesaplarının incelenmesi sonucu hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu ile mükellef kurumun kayıt dışı hasılatı bulunduğu ve bu kayıt dışı hasılatını gizlemek için devamlı olarak muhasebe hilesi yaptığı tespit edildiğinden bahisle, bu rapordaki verilere göre düzenlenen vergi inceleme raporlarına istinaden tarh edilen 2011 yılı üç kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi, 2011/1-3, 4-6, 7-9,10-12 dönemleri üç kat vergi ziyaı cezalı geçici vergi, 2011/12 dönemi üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 2011 yılı için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353/1.maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesince; davacı şirketin alıcılar hesabının 2010 hesap dönemi sonunda alacak bakiyesi vermeye başladığı, bu alacak bakiyesinin 2010 ve 2011 hesap dönemi sonunda 340-Alınan siparişler avansı hesabına aktarılarak kapatıldığı ve her dönemin başında ters kayıt yapılarak tekrar alacak bakiyesi vermesine neden olunduğu, bu işlemin 2,5 yıl kadar sürdüğü, söz konusu işlemle ilgili olarak ve şirketin banka hesap hareketlerinde görünen çok yüksek para hareketleriyle ilgili olarak ispat külfeti davacıya ait iken dosyaya buna ilişkin ispat edici bilgi ve belgeler sunulmadığı, geçerli, kabul edilebilir, ticari ve teknik icaplara uygun bir açıklama yapılamadığı, söz konusu durumla ilgili şirket yetkilisi ve şirket muhasebecilerinin farklı farklı gerekçeler ileri sürdükleri, şirket yetkilileri tarafından siber saldırıya uğranıldığı gerekçe gösterilerek incelemeye yardımcı olacak (muavin kayıtları gibi) bir kaynak ibraz etmedikleri, 2010 ila 2012 dönemleri envanter defterlerinde kaydi envanter çalışması yapılacak bir veri bulunmaması hususları dikkate alındığında, dava konusu 2011 yılı üç kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile 2011/12 dönemi üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ve 2011/1-3,4-6,7-9,10-12 dönemlerine ilişkin olarak geçici vergi asılları üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezalarında hukuka aykırılık görülmediği, 2011/1-3,4-6,7-9,10-12 dönemlerine ilişkin geçici vergi asılları ile geçici vergi asılları üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan (iki kata isabet eden vergi ziyaı cezaları) kısımları yönünden ise; mahsup süresi geçen ve mahsup imkanı ortadan kalkan dava konusu geçici vergi asıllarında ve geçici verginin peşin alınan bir vergi olması nedeniyle tek kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiği yönünde Danıştay’ın yerleşik içtihadı gereği, geçici vergi asılları üzerinden kesilen vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan kısımlarında ve somut tespit bulunmaksızın kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Kararın aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının geçici vergi aslına ilişkin hüküm fıkrasının oyçokluğu, aslı aranmayan geçici vergiye bağlı kesilen vergi ziyaı cezası ve özel usulsüzlük cezasına yönelik hüküm fıkrasının ise oybirliğiyle ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 27/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 120/4. maddesinde, yapılan incelemeler sonucunda geçmiş döneme ait geçici verginin %10’unu aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici verginin tarh olunacağı, mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği ancak, gecikme faizi ve geçici vergiye bağlı kesilen cezanın tahsil olunacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu ihbarnamelerde geçici vergi miktarı gösterilmiş ise de, geçici verginin aslının aranmayacağının belirtilmesi karşısında vergi miktarının kesilecek vergi ziyaı cezası tutarının belirlenmesine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde, aslı aranmayacağı hem kanunun ilgili maddesi gereği olması ve hem de idarece tanzim olunan ihbarnamelerde geçici verginin aslının aranmayacağının açıkça belirtilmesi nedeniyle, kararın geçici vergilerin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının hukuki sonuç doğurmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, ihtilafın “geçici vergi asıllarına ilişkin kısım yönünden incelenmeksizin reddine” karar verilmesi gerekirken, temyiz isteminin kısmen kabulü ile aksi yöndeki Bölge İdare Mahkemesi kararının geçici vergi asıllarının kaldırılması yönündeki hüküm fıkrasının belirtilen gerekçelerle bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının buna ilişkin kısmına katılmıyoruz.