Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2023/1209 E. , 2023/1488 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/1209
Karar No : 2023/1488
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, bir kısım mükellefin sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle kesilen vergi ziyaı cezalarının tahsili amacıyla düzenlenen … tarihli ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; ödeme emrinin dayanağı olan ihbarnamelerin, davacının bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak adreste tanınmadığından tebliğ edilemeyerek 25/01/2019 tarihinde iade edildiği, 11/02/2019 tarihinde tekrar gönderilen tebligat adresinin kapalı olduğu şerhi düşülerek Vergi Usul Kanunu’nun 101 ve 102. maddesi uyarınca kapıya yapıştırılarak merciine iade edildiği, üçüncü kez 08/03/2019 tarihinde yine aynı adrese 13/03/2019 tarihinde adres kapalı oldundan kapıya yapıştırıldığına dair kaşe basılarak iade edildiği, ayrıca Nüfus İdaresinden alınan yazılara göre; davacının yerleşim yeri olarak tebliğ çıkarılan söz konusu adresinde 30/10/2018 tarihli adres beyan formuyla “…” adlı kişinin oturduğu, dolayısıyla dayanak alınan ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilerek kesinleştirilmediği anlaşıldığından, düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık olmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı İdare tarafından yapılan tebliğlerin usulüne uygun olduğu belirtilerek temyiz dilekçesine ek olarak verilen beyanla; İmar ve Şehircilik Müdürlüğünden alınan …tarih ve … sayılı yazı ile “… Mah. … Sokak … Sitesi D Blok No:… Merkez/Osmaniye” diye bir adresin olmadığı, mevcut adresin esasında “…7/3…” no.lu adres olup, belirtilen adreslerin aynı adres olduğu, … Sokak 7/4-27 adresinin ise aynı adres olmadığı, ” … Sokak ..7/3 ” ile “… Sokak 7/3 ” adresinin ise aynı yer olduğunu belirten yazısı sunularak tebligatın usulüne uygun yapıldığı, Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve Vergi Mahkemesi kararında; davacı adına söz konusu ihbarnamelerin ikinci ve üçüncü tebliğinin çıkarıldığı adresin maddi hata yapılarak, sehven ” … ” olarak belirtilen sokak no.su, “…” olarak düzeltildikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 16/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Davacı adına, bir kısım mükellefin sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle kesilen vergi ziyaı cezalarının tahsili amacıyla düzenlenen … tarihli ve … sayılı ödeme emrinin iptaline karar veren Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin Vergi Dava Dairesi kararı temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, her ne kadar davacının adres bilgilerine dair Merkez İlçe Nüfus Müdürlüğü yazılarında; “… Mah. … Sokak … Sitesi … Blok No:… Merkez/Osmaniye” adresinin kapatılması ve boş konut olarak işaretlenmesi gerekirken sehven mevcut oturanların bulunduğu sekmesinin aktif hale getirildiği, o adreste … adlı kişinin ikamet ettiği, adreste 30/10/2018 tarihinden itibaren davacı … ve …’un bulunmadığı belirtilmiş ise de; davacı adına ödeme emrinin dayanağı olan ihbarnamelerin tebliğe çıkarıldığı adrese ilişkin olarak; İmar ve Şehircilik Müdürlüğünden alınan … tarih ve … sayılı yazı ile “… Mah. … Sokak … Sitesi … Blok No:… Merkez/Osmaniye” diye bir adresin olmadığı, mevcut adresin esasında “…7/3…” no.lu adres olduğu ve her iki adresin aynı adres olduğu, Osmaniye Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından 18/01/2018 tarihinde yapılan yoklamadan da anlaşılacağı üzere, “… Mah. … Sokak … Sitesi … Blok No:… Merkez/Osmaniye” adresiyle, “… Mah. … Sokak … Sitesi … Blok No:… Merkez/Osmaniye” adresinin aynı adres olduğunun tespit edildiği ve bu hususa dair bilgi ve belgelerin idarenin ek beyanı dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Bu itibarla davalı adına düzenlenen ihbarnamelerin, davacı tarafından vergi idaresine adres değişikliği hususunda herhangi bir bildirim yapılmadığı da açık olduğundan söz konusu adrese, 11/02/2019 tarihinde gönderilen ve tebligat adresinin kapalı olduğu şerhi düşülerek Vergi Usul Kanunu’nun 101 ve 102. maddesi uyarınca kapıya yapıştırılarak merciine iade edilen ve sonrasında 13/03/2019 tarihinde kapıya yapıştırılmak suretiyle kaşe basılarak yapılan tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığı anlaşıldığından, dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararın bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.