Danıştay Kararı 4. Daire 2023/1153 E. 2023/1793 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2023/1153 E.  ,  2023/1793 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/1153
Karar No : 2023/1793

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
…Başkanlığı …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, 2020/1 döneminde yurt dışında mukim olan şirketlere yapılan reklam hizmeti ödemeleri üzerinden kesilen kurum (stopaj) vergisinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve kesilen verginin faiziyle iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; internet ortamında alınan reklam hizmetleri sebebiyle gelir elde eden yurt dışında mukim şirketlerin Türkiye’de anlaşmanın 5. maddesinde zikredildiği şekilde, işin tamamen veya kısmen yürütüldüğü yönetim yeri, şube, büro vb. gibi işe ilişkin fiziki varlığı bulunan sabit bir yerinin olmadığı, davalı idare tarafından iç hukukta ve uluslararası sözleşmede belirlenen işyeri tanımının “elektronik ortamda iş yeri”ni de kapsayacak şekilde yorum ve kıyas yoluyla genişletilmesi sonucu belirtilen firmalardan alınan hizmetler yönünden fazladan kurum stopaj vergisi tahakkuk ettirilmesi açık bir vergilendirme hatası olup, söz konusu beyan edilen 284.055,27 TL kurum (stopaj) vergisine ilişkin tahakkukun iptali istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun zımnen reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, ödenen miktarın tahsil tarihinden itibaren 6183 sayılı Kanun’da öngörülen oranda tecil faizi uygulanmak suretiyle davacıya iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; olayda, davacı şirketçe hizmet alınan firmaların “Türkiye’de Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasında belirlenen tanıma uyan “iş yeri” sahibi olup olmadığı hususlarının hukuki yorum gerektirdiği, davacının iddiaları ve bu iddialar çerçevesinde ortaya çıkan uyuşmazlık, herhangi bir kuşku ya da hukuki tartışmaya meydan bırakmayacak şekilde ilk bakışta anlaşılabilecek vergilendirme yanlışlığı niteleliğinde açık bir vergi hatası kapsamında olmayıp, hukuki yorum gerektiren bir sorun niteliğinde olduğundan, diğer bir ifadeyle; ihtilafın çözümü maddi olayların ve mevzuatın değerlendirilmesini ve yorumlanmasını gerekli kıldığından, davacının iddiaları düzeltme ve şikayet kapsamında değerlendirilemeyecek olup, şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçe ile davalı idare istinaf başvurusunun kabulüne Vergi Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Müvekkili şirket tarafından reklam hizmeti aldığı şirketlere gerçekleştirilen ödemeler üzerinden yapılan stopaj kesintisinin, söz konusu şirketlerin yurt dışında mukim olmaları, Türkiye’de herhangi bir iş yeri ve/veya daimi temsilci bulundurmamaları nedeniyle Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmaları ve mevzuat uyarınca haksız ve hukuka aykırı olduğu, söz konusu kesintinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen “mevzuda hata” olarak kabul edilmesi gerektiği, dava konusu olaydaki hatanın herhangi bir yoruma mahal vermeyecek nitelikte açık ve anlaşılabilir olduğu, Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken hukuka aykırı olarak verilen kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.