Danıştay Kararı 4. Daire 2022/919 E. 2023/2135 K. 11.04.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/919 E.  ,  2023/2135 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/919
Karar No : 2023/2135

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, T.H. … Teks. Tic. Ltd. Şti.’den tahsil edilemeyen amme alacaklarının tahsili için şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …/…,…,…,… takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; dava konusu … sayılı ödeme emrinin 7, 8, 19, 20, 21 sıra numaralarında yer alan kamu alacaklarına ilişkin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin dava dosyasına sunulmadığı; 17, 18 sıra numaralarında yer alan vergi alacakları için asıl borçlu şirket adına … sayılı ödeme emrinin düzenlendiği ancak, bu ödeme emrinin asıl borçlu şirkete tebliğine ilişkin bilgi ve belgelerin dava dosyasına sunulmadığı, bu nedenle asıl borçlu şirket hakkında amme alacağının tahsilini sağlamak amacıyla tüm takip yollarının usulüne uygun şekilde tüketildiği hususu davalı idarece ortaya konulamadığından, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin bu kısımlarında hukuka uyarlık, geriye kalan kısımları yönünden, asıl borçlu şirket adına …, …, …; …/…, …, … sayılı ödeme emirlerinin düzenlendiği, bu ödeme emirlerinin ilanen tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de, ilanen tebliğ edilmeden önce şirketin bilinen adreslerinde tebliğinin denendiğine ilişkin olarak sunulan 24/03/2010 tarihli tebliğ alındısı ve adres tespit tutanağı incelendiğinde, tutanağın tebliğ alındısı ve ödeme emirleri numaraları ile ilişkilendirilmesini sağlayan bilgi veya kayıt içermediği, yine şirket müdürünün ikametgah adresinde 09/04/2010 tarihinde yapılan tebligatın da adresin kapalı olması sebebiyle iade olduğu ancak adres tespit tutanağı tutulmadığı, bu nedenle şirket adına yapılan tebligatın kanuna uygun olarak yapılmadığı; usulüne uygun tebliğ edilmeyen ödeme emirleri ile zamanaşımının kesilmesinin mümkün olmadığı, söz konusu vergi alacaklarının; vade tarihlerinin 2005 yılına ilişkin olduğu, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmediğinden tahsil zamanaşımına uğradığı, bu nedenle ödeme emrinin bu kısmında da hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu … sayılı ödeme emri içeriği vergi alacaklarına ilişkin olarak asıl borçlu şirket adına …, … sayılı ödeme emirlerinin düzenlendiği, bu ödeme emirlerinin iki ayrı tarihte davacı şirkete tebliğe çalışıldığı halde mutad usullerle tebliğ edilemediğinden ilanen tebligat yapıldığı ileri sürülmekte ise de, dava dosyasında yer alan ilan listelerinde anılan ödeme emirlerinin yer almadığı, bu ödeme emirlerine ilişkin ilan listelerinin de dosyaya sunulmadığı, dolayısıyla bu ödeme emirlerinin asıl borçlu şirkete tebliğ edilerek tüm takip yollarının usulüne uygun şekilde tüketildiği hususunun davalı idarece ortaya konulamadığı, usulüne uygun tebliğ edilmeyen ödeme emirleri ile zamanaşımının kesilmesinin mümkün olmadığı, söz konusu vergi alacaklarının; vade tarihlerinin 2006 yılına ilişkin olduğu, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmediğinden tahsil zamanaşımına uğradığı, bu nedenle dava konusu … sayılı ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu … sayılı ödeme emri ve … sayılı ödeme emrinin 1, 2 ve 3 sıra numaralarında yer alan vergi alacakları açısından; … sayılı ödeme emri içeriği vergi alacaklarına ilişkin olarak asıl borçlu şirket adına …/…, …, … sayılı ödeme emirlerinin düzenlendiği, … sayılı ödeme emrinin 1, 2 ve 3 sıra numaralarında yer alan vergi alacakları için ise, … sayılı ödeme emrinin düzenlendiği, bu ödeme emirlerinin 18/12/2013 tarihinde şirket kanuni temsilcisinin ikametgah adresinde tebliğe çalışıldığı, imzadan imtina edilmesi sebebiyle tebliğin yapılamadığı ve bu hususun tebliğ alındısında muhtar tasdiki altına alındığı, daha sonra anılan ödeme emirlerinin ilan yoluyla tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de, ilan listelerinin dava dosyasına sunulmadığı, dolayısıyla bu ödeme emirlerinin asıl borçlu şirkete tebliğ edilerek tüm takip yollarının usulüne uygun şekilde tüketildiği hususunun davalı idarece ortaya konulamadığı, usulüne uygun tebliğ edilmeyen ödeme emirleri ile zamanaşımının kesilmesinin mümkün olmadığı, söz konusu vergi alacaklarının; vade tarihlerinin 2008 yılına ilişkin olduğu, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmediğinden tahsil zamanaşımına uğradığı, bu nedenle dava konusu … sayılı ödeme emri ve … sayılı ödeme emrinin 1,2,3 sıra numaralarına ilişkin kısmında bu gerekçeyle hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu … sayılı ödeme emrinin 1, 2 ve 3 sıra numaralarından geriye kalan kısmı için asıl borçlu şirket adına …/…, …, … ve … sayılı ödeme emirlerinin düzenlendiği, bu ödeme emirlerinin tebliğ alındıları incelendiğinde 20/08/2009 tarihinde dairede rızaen şirket ortağı …’ye tebliğ edildiği görülmekte ise de, Vergi Usul Kanunu’nun yukarıda aktarılan 94. maddesinde belirtildiği üzere, tüzel kişilere yapılacak tebliğin bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine yapılmasının gerektiği, bunların iş yerinde bulunmaması halinde tebliğin memur ve müstahdemlerine yapılabileceği, bu bağlamda şirket adına yapılan tebligatın öncelikle şirketin bilinen adresine yapılmasının gerektiği, bu adreste tebliğ yapılamadığı hususunun Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesine uygun olarak düzenlenmiş bir tutanakla ortaya konulması halinde, şirket kanuni temsilcisinin
ikametgah adresinde tebliğ yapılabileceği, uyuşmazlıkta şirket adına düzenlenen ödeme emrinin, şirket ortağına tebliğ edilmişse de, şirket ortağının Kanun’da sayılan tebliğ yapılabilecek kimselerden olmadığı, ayrıca şirketin adresinde tebliğ yapılamadığı hususunun da usulüne uygun olarak ortaya konulamadığından, bu tebliğin usulüne uygun olduğunu kabule olanak bulunmadığı, bu durumda, geçerli kabul edilemeyecek olan bu tebliğ nedeniyle 2009 vadeli olan amme alacağının vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmeyerek tahsil zamanaşımına uğradığından, zamanaşına uğrayan amme alacağının tahsili amacıyla düzenlenen … sayılı ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare vekili tarafından, yapılan işlemin hukuka uygun olduğu, kararın aleyhe olan hükmünün bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idare tarafından kararın … ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin olarak temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın buna ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin kararın … ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin temyiz istemine gelince;
Dosyanın incelenmesinden, T.H. … Teks. Tic. Ltd. Şti’den tahsil edilemeyen amme alacaklarının tahsili için şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …,…,…,… takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı, … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile … ve … sayılı ödeme emirlerinde hukuka aykırılık, … ve … sayılı ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiği, davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmadığından … ve … sayılı ödeme emirleri yönünden kararın kesinleştiği, davalı idare tarafından yapılan temyiz istemi için Danıştay Dördüncü Dairesinin 09/12/2019 tarih ve E:2015/10312, K:2019/8502 sayılı kararı ile şirket ortağı adına düzenlenen …,… sayılı ödeme emirlerine ilişkin ihtilafın incelenmesinde, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ihbarnameye gidilemeyeceği gerekçesiyle kararın bozulduğu, … Vergi Mahkemesince bozma kararına uyularak … tarih ve E:… K:… sayılı kararı ile …,…,…,… sayılı ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kabul kararı verildiği görülmektedir.
… Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının redde ilişkin kısmı olan … ve … sayılı ödeme emirleri yönünden; davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmadığından, kararın buna ilişkin kısmının kesinleştiği, bu nedenle Mahkemece bu kısım için karar verilmemesi gerekirken, Danıştay bozma kararı üzerine söz konusu ödeme emirleri yönünden yeniden verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, … ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının … ve … sayılı ödeme emirlerine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.