Danıştay Kararı 4. Daire 2022/7590 E. 2023/62 K. 10.01.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/7590 E.  ,  2023/62 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/7590
Karar No : 2023/62

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …İthalat ve İhracat Türk. Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : Anayasa Mahkemesinin 18/05/2022 tarih ve 2019/4408 başvuru numaralı yeniden yargılama kararına istinaden verilen …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen …tarih ve …,…,…,…,…,…,…,…,…,…ve …sayılı …No.lu ihbarnamelerin içeriğindeki haksız çıkma zamlarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.
… Vergi Mahkemesinin …tarihli ve E:…, K:…sayılı kararıyla; cezalı tarhiyatların kaldırılmasına yönelik açılan dava aşamasında 6111 sayılı Kanundan faydalanılması halinde söz konusu tarhiyatların tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinine karşı açılan davanın reddi halinde haksız çıkma zammının artık asıl alacaktan bağımsız hale geldiği ve kanunun emredici hükmü gereğince temyiz edilmeksizn kesinleşen ödeme emri davasının hukuki sonucu gereğince hesaplanması gerektiği sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Söz konusu karara karşı yapılan temyiz talebi üzerine; Danıştay Dördüncü Dairesinin 28/06/2018 tarih ve E:2015/2750, K:2018/6577 sayılı kararı ile; “dava konusu olayda, her ne kadar haksız çıkma zammının dayanağı olan ödeme emirlerinin iptaline yönelik davalarda 6111 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce “davanın reddi” kararı verilip kesinleşmişse de, davacının asıl tarhiyatla ilgili olarak yapılandırmadan faydalandırıldığı, idare ile uzlaşıldığı görüldüğünden, hakkaniyete aykırı olarak, ortada ödenmesi gereken tahakkuk etmiş bir vergi borcuna ilişkin olmayıp salt şekli anlamda kesinleşmiş bir ödeme emrine dayalı olarak hesaplanan haksız çıkma zammında hukuka uyarlık bulunmadığı” gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği ancak karar düzeltme aşamasında Danıştay Dördüncü Dairenin 17/12/2018 tarihli ve E:2018/8988, K:2018/13721 sayılı kararıyla temyiz isteminin reddine, anılan mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilerek kesinleşmiştir.
Anılan karar üzerine davacı tarafından Anayasa Mahkemesine yapılan … numaralı bireysel başvuru üzerine, davacının mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ve yeniden yargılama yapılmasına dair verilen 18/05/2022 tarihli karar gereğince dava dosyası yeniden incelenerek Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilerek kararın bir örneği, mülkiyet hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılkması için yeniden yargılama yapılmak üzere …Vergi Mahkemesine gönderilmiştir.
…Vergi Mahkemesinin …tarihli ve E:…, K:…sayılı kararıyla; yeniden yargılama yapılarak; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesinin 5. fıkrasında; vergi uyuşmazlıklarına ilişkin mahkeme kararlarının idareye tebliğinden sonra bu kararlara göre tespit edilecek vergi, resim, harçlar ve benzeri mali yükümler ile zam ve cezaların miktarının ilgili idarece mükellefe bildirileceğinin düzenlendiği, 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 58. maddesinin 1. fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahısın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabileceği, itirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümlerinin uygulanacağı, Anayasa Mahkemesinin 21/4/2022 tarihli ve E.2021/119, K.2022/48 sayılı kararıyla iptal edilen 5. fıkrasında da; itirazında tamamen veya kısmen haksız çıkan borçludan, hakkındaki itirazın reddolunduğu miktardaki amme alacağının % 10 zamla tahsil edileceği kuralına yer verildiği, dava konusu olayda, davacı adına yapılan, 2002, 2003 ve 2004 yıllarına ilişkin olarak vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ve kurum geçici vergisi tarhiyatlarına karşı …Vergi Mahkemesinde açılan davalarda, Mahkemenin …tarih ve E: …,…,…K:…,…,…sayılı kararları ile davanın kısmen kabul, kısmen reddine, E:…,…K:…,…sayılı kararları ile de davanın reddine karar verildiği, anılan kararların taraflarca temyiz edilmesi üzerine Danıştay tarafından bozulduğu, mahkemece yeniden karar verilme aşamasında iken davacının 6111 sayılı Kanundan yararlanması nedeniyle mahkemece, “karar verilmesine yer olmadığı” yönünde karar verildiği, ilk kararlar sonrasında davacı adına ödeme emri düzenlendiği, ödeme emrine karşı …Vergi Mahkemesi nezdinde açılan davaların, Mahkemenin …tarih ve E:…,…,…K:…,…,…sayılı kararları ile reddolunduğu, ayrıca davacı adına …Vergi Mahkemesinde, E: … sayılı dava dosyası üzerinden, yargı harcının tahsili için düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın da Mahkemenin …tarih ve …sayılı kararı ile reddedildiği, anılan ödeme emirlerine karşı açılan davaların reddine dair kararların temyiz edilmeyerek kesinleşmesinin akabinde, bu ödeme emirleri üzerinden hesaplanan %10 haksız çıkma zamlarına ilişkin olarak davacı adına 2 No.lu ihbarnamelerin düzenlenmesi üzerine haksız çıkma zamlarının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı, davacı tarafından, mülkiyet hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek Anayasa Mahkemesine yapılan 2019/4408 sayılı başvuru üzerine verilen 18/05/2022 tarihli kararda; “Netice itibarıyla kamu alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın reddedilmesi hâlinde otomatik olarak kamu alacağının %10’u oranında haksız çıkma zammı uygulanması, kamu alacağının tahsilini hızlandırma amacına erişme yönünden -yukarıda açıklanan hususlar dikkate alındığında- elverişli olmadığı gibi başvurulabilecek son çare de değildir. Ayrıca 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 21/4/2022 tarihli ve E.2021/119, K.2022/48 sayılı kararıyla iptal edilen beşinci fıkrasının idarenin ve mahkemelerin somut olayın subjektif koşullarını gözeterek hakkaniyete aykırı sonuçları giderebilecek kararlar vermesine imkân sağlamamasının kamu alacağının tahsilinin hızlandırılmasındaki kamusal yarar ile bireyin mülkiyet hakkından yararlanmasındaki şahsi menfaat arasındaki dengeyi birey aleyhine bozucu nitelikte olduğu kanaatine varılmıştır. İptal edilen kuralın başvurucunun mülkiyet hakkının korunmasına ilişkin usul güvencelerinden yararlanması üzerinde Anayasa’nın 35. maddesi çerçevesinde tolere edilemeyecek derecede caydırıcı bir etkiye yol açtığı değerlendirilmiştir. Bu durumda mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.” ifadelerine yer verilmiş olup, yine kararda; 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesinin beşinci fıkrasının Anayasa Mahkemesinin 21/4/2022 tarihli ve E.2021/119, K.2022/48 sayılı kararıyla iptal edildiği, bununla birlikte söz konusu kuralın iptal edilmesinin başvurucunun bireysel mağduriyetini gidermediği, başvurucunun mağduriyetinin giderilmesini sağlayacak aracın yeniden yargılamaya hükmedilmesi olduğu, somut olayda ihlal mahkeme kararından kaynaklanmasa bile ihlalin kaynağı olan kanun hükmünün Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gözetildiğinde yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğu sonucuna ulaşıldığı, bu sebeple kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere …Vergi Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek Anayasa Mahkemesi kararının Mahkemelerine gönderildiği, bu itibarla, yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi kararı ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu haksız çıkma zamlarında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı İdare tarafından, Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin kararın gerekçesinin hukuka uygun olmadığı belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.