Danıştay Kararı 4. Daire 2022/7518 E. 2023/1632 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/7518 E.  ,  2023/1632 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/7518
Karar No : 2023/1632

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, tasfiyesi tamamlanmış …Reklam Prodüksiyon Hizmetleri Ltd. Şti’nin ödenmeyen vergi borçları nedeniyle kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen …tarih ve … ile …sayılı ödeme emirlerinin 2006/3,6,8, 9, 10 ve 12. dönemlerine ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesince; asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emirlerinin şirket tasfiyesi kapatıldıktan ve bu haliyle tüzel kişiliği son bulduktan sonra, 26/03/2013 tarihinde, vergi dairesinde kanuni temsilci olduğundan bahisle başka bir şahsa rızaen tebliğ edildiği olayda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 102. maddesi uyarınca, amme alacağının, vadesinin rastladığı takvimi yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zaman aşımına uğrayacağı, 103 maddesinde, belirli hallerin varlığı halinde tahsil zaman aşımının kesileceği hükümleri nazara alınarak, asıl borçlu şirketin 15/03/2013 yılında tüzel kişiliğinin sona erdiğinin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanarak ilan edilmesi üzerine, tüzel kişilik sona erdikten sonra şirket hakkında zaman aşımını kesen bir işlem tesis edilmesi hukuken mümkün bulunmadığından, 2010 yılında tebliğ edilen şirket adına tanzimli ihbarnameler içeriği vergi ve cezaların en geç 31/12/2015 tarihi itibariyle tahsili yoluna gidilmesi gerektiği halde, ödeme emrinin davacıya 2016 yılında tebliğ edildiği görülmekle, …sayılı ödeme emri içeriği 2006/3,6,8 ve 9. dönemlerine ait borçlar zaman aşımına uğradığından, dava konusu ödeme emirlerinin bu kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı, … sayılı ödeme emri içeriği olup vadeleri 28/02/2013 tarihli olan 2006/12 dönemi katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi borçlarının dayanağı …tarih ve …sayılı ihbarnamenin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 102. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan haline uygun olduğu ispat edilmeksizin, ilanen tebliğ şartları oluşmadan 25/11/2012 tarihinde ilanen tebliğ edildiği, dolayısıyla usulsüz tebliğ nedeniyle şirket adına usulüne uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş bir borç bulunmadığından, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin 2006/12 dönemi katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi kısmında hukuka uygunluk görülmediği, dava konusu …sayılı ödeme emri içeriği olup vadeleri 04/11/2013 tarihli olan 2006/3 ve 6 dönemleri katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, yargı harcı ve gecikme faizi borçlarının 2 no’lu ihbarnamelere dayalı olduğu …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı (şirket hakkında yapılan 2006/3 ve 6 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatı ile 2006/3 dönemine ilişkin kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin davada verilen davanın kısmen kabulü kısmen reddine dair) kararı üzerine düzenlenen …tarihli …no’lu ihbarnamelerin 09/04/2013 tarihinde şirketin bilinen adresinde tebliğine çalışıldığı, adreste bulunamaması üzerine davacının ikamet adresinde … imzasına 04/10/2013 tarihinde tebliğ edildiğinin görüldüğü, bu durumda şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiği 28/02/2013 tarihinden sonra şirket adına düzenlenerek, davacının ikametgahında 04/10/2013 tarihinde tebliğ edilmiş olmasının hukuki sonuç doğurmayacağı, bununla birlikte, şirketin feshinden sonra 2 no’lu ihbarnameler, doğrudan kanuni temsilci adına düzenlenerek tebliğ edilebilecek iken davalı idarece bu yola da gidilmediği görülmekle dava konusu ödeme emrinin anılan kısmında da hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığından kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.