Danıştay Kararı 4. Daire 2022/7321 E. 2023/1630 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/7321 E.  ,  2023/1630 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/7321
Karar No : 2023/1630

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, tasfiyesi tamamlanmış …Reklam Prodüksiyon Hizmetleri Ltd. Şti’nin ödenmeyen vergi borçlarından dolayı şirket kanuni temsilcisi sıfatıyla düzenlenen …tarih ve …sayılı ödeme emrinin 2005/3, 5, 6, 9, 10 dönemlerine ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesince; asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu üzerine cezalı vergilere ait ihbarnamelerin şirket kaşesi alınarak 05/11/2010 tarihinde usule uygun şekilde tebliğinin sağlandığı, vadesinde ödenmemesi üzerine düzenlenen ödeme emrinin şirket tasfiyesi kapatıldıktan ve bu haliyle tüzel kişiliği son bulduktan sonra, 26/03/2013 tarihinde, vergi dairesinde kanuni temsilci olduğundan bahisle bir şahsa rızaen tebliğ edildiği olayda, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 102. maddesi uyarınca, amme alacağının, vadesinin rastladığı takvimi yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zaman aşımına uğrayacağı, 103 maddesinde, belirli hallerin varlığı halinde tahsil zaman aşımının kesileceği hükümleri nazara alınarak, asıl borçlu şirketin 15/03/2013 yılında tüzel kişiliğinin sona erdiğinin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanarak ilan edildiği ve tüzel kişilik sona erdikten sonra şirket hakkında zaman aşımını kesen bir işlem tesis edilmesinin hukuken mümkün bulunmadığı ndan, 2010 yılında tebliğ edilen ve vadeleri 2010 yılı olan şirket adına tanzimli ihbarnameler içeriği vergi ve cezaların en geç 31/12/2015 tarihi itibariyle tahsili yoluna gidilmesi gerektiği halde, ödeme emrinin davacıya 2016 yılında tebliğ edilebildiği görülmekle, ödeme emri içeriği borçlar zaman aşımına uğradığından, ödeme emri içeriğinde yer alan dava konusu vergi, ceza ve gecikme faizlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığından kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.