Danıştay Kararı 4. Daire 2022/7152 E. 2023/1743 K. 28.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/7152 E.  ,  2023/1743 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/7152
Karar No : 2023/1743

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde edildiğinden bahisle re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2009 yılı kurumlar vergisi ile 2009/1-3,4-6,7-9,10-12. dönemleri geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı şirketin beyan ettiği yüksek ciroları gerçekleştirebilecek ticari organizasyonunun bulunmaması (sermaye yapısı, iş gücü, depo, demirbaş, araç vb. bulunmaması), beyan edilen KDV matrahlarına rağmen ödenecek KDV’nin düşük çıkması, banka hesabına hasılatına göre çok cüz’i bir miktar yatırılması ile vergi tekniği raporunda yer alan diğer hususlar hep birlikte dikkate alındığında, davacı şirketin bir kısım faaliyetinin gerçek olmadığı, hakkında yapılan tespitlerin, 2009 hesap dönemlerinde gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar düzenlediğini ortaya koymaya yeterli bulunduğu ancak davacının, hangi faturalarının sahte kabul edilmesi gerektiği ve komisyon geliri matrahının bulunuş yöntemine ilişkin olarak matrahın bulunuşunun hukuken kabul edilebilir delil ve belgeye dayanmadığı gibi, Mahkemelerince objektif bir kanaat oluşturmaya yeterli görülmediği, bu nedenle de dava konusu uyuşmazlığa esas matrahın bulunmasına yönelik olarak yapılan komisyon geliri hesaplamalarının yeterli donelerle ortaya konulmadığından dava konusu vergi ziyaı cezalı tarhiyatlarda bu gerekçeyle hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin birinci fıkrasında da, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmıştır.
Davacı şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; mükellefin 17/11/1999 tarihinde “elektrik malzemelerinin toptan ticareti” faaliyetine başladığı, 05/05/2009 tarihli yoklamada, şirketin adreste 25 m²’lik bir alanda elektrik malzemeleri toptan işi ile iştigal ettiği, çalışan personelin ve ek işyerinin olmadığı, işyerinin kirasının aylık 375,00 TL olduğu, sermayesinin 10.000,00 TL olduğu, işyerinde büro malzemeleri raflar ve bir miktar ticari emtianın bulunduğu, mükellef kurum temsilcisinin şirketin faaliyetini; “biz malı alıp işyerimize getirmeden bizden mal talep edenlere ulaştırıyorduk. Bu şekilde az bir sermaye ile küçük bir işyerinde belirtilen hasılatı elde ettikleri” şeklinde açıkladığı, yine 2009 vergilendirme dönemi Ba bildiriminde mükellef …’dan 2 adet belge karşılığında 34.841,00 TL tutarında mal ve hizmet alındığının beyan edildiği ancak ibraz edilen mal ve hizmet belgeleri arasında bu şahıstan alımlara ilişkin belgeye rastlanmadığı belirtilerek konu hakkında izahat istenildiği, kurum temsilcisi tarafından da; “elimizde olan mal ve hizmet alış belgelerinin ibraz edildiği, … isminin Ba bildirimine yanlışlıkla dahil edilmiş olabileceği” şeklinde beyanatta bulunulduğu, mükellef kurumun 2009 yılı hesap dönemi mal ve hizmet alışlarının tutar olarak yaklaşık yarısının gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen sahte/taklit belgeye dayalı olduğu, mükellef kurumun belirtilen (3.944.735,69 TL) ciro ya da hasılat elde edebilecek demirbaşının, işyeri, şube, deposu ve aracının bulunmadığı, işçi çalıştırmadığı, sermayesinin düşük (10.000,00 TL) olduğu, bu sermaye ile iştigal edilen işi sürdürmek ve belirtilen hasılatı elde etmenin normal ve mutad olmayan bir durum olduğu, ayrıca kurum temsilcisi tarafından ibraz edilen satış faturaları toplamı KDV dahil 4.683.983,06 TL olduğu halde mükellef kurumun banka hesabına yatan tutarın yalnızca 942,46 TL olduğu, bütün bu veriler ışığında mükellefin düzenlediği ve vergi tekniği raporunda sayılanlar (liste halinde belirtilenler) dışında kalan bütün faturaların sahte olduğu sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.
Yukarıda özetlenen mevzuat hükümlerinin ve dosya içeriğinin birlikte değerlendirilmesinden, davacı şirketin işçi çalıştırmadığı, şube ve deposunun bulunmadığı, adına kayıtlı araç bulunmadığı, alımlarını kanıtlayamadığı, banka hesabına hasılatına göre çok cüz’i bir miktar yatırıldığı, bu durumda anılan hasılatı gerçekleştirebilecek sermaye ve ticari organizasyona sahip olmadığı, dolayısıyla davacı hakkında sahte fatura düzenlediği yönünde yeterli somut tespit bulunduğundan, dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Öte yandan matrahın bulunuş biçimi yönünden ise sahte olarak düzenlenen faturalardan %2 komisyon geliri hesabı yapıldığı açık olduğundan bu kısım yönünden de dava konusu vergi ziyaı cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık, aksi yöndeki Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 28/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.