Danıştay Kararı 4. Daire 2022/7104 E. 2023/1634 K. 23.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/7104 E.  ,  2023/1634 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/7104
Karar No : 2023/1634

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, tasfiyesi tamamlanmış … Reklam Prodüksiyon Hizmetleri Ltd. Şti’nin ödenmeyen vergi borçlarından dolayı şirket kanuni temsilcisi sıfatıyla düzenlenen … tarih ve …/…, … ve … sayılı ödeme emirlerinin 2008/1-12, 3, 6, 7, 9, 11 ve 12 dönemlerine ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesince; 28/02/2013 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde 15/03/2013 tarihinde ilan edilen asıl borçlu şirketten tahsil edilemediğinden bahisle davacıdan tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin 17/11/2016 tarihinde davacıya tebliği üzerine, ödeme emrinin 2008/3, 6, 6, 7, 9, 11, 11, 12 dönemleri katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, gecikme faizleri ve 2008/11 dönemi ile 2008 yılına ait özel usulsüzlük cezalarına ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, asıl borçlu şirket adına düzenlene ödeme emrinin şirket tasfiyesi kapatıldıktan ve tüzel kişiliği son bulduktan sonra, 26/03/2013 tarihinde, vergi dairesinde kanuni temsilci olduğundan bahisle bir şahsa rızaen tebliğ edildiği, davaya konu borçların bir kısmının tahakkukunun asıl borçlu şirket adına 19/02/2013 ve 25/12/2013 tarihlerinde yapılan tarhiyat öncesi uzlaşmalara dayalı olduğu, bir kısmının ise ihbarnamelerinin 28/12/2010 tarihinde usule uygun bir şekilde tebliği ve ödenmemesi üzerine tahakkuk ettiğinin görüldüğü olayda, 19/02/2013 tarihinde varılan uzlaşma sonucu tahakkuk ettirilen (19/03/2013 vadeli) 2008/6,11,12 dönemleri vergi , ceza ve gecikme faizi borçları yönünden, söz konusu borçlar için şirket tarafından tasfiyesi henüz tamamlanmadan uzlaşma sağlandığı, uzlaşılan tutarların tahakkuk ettiği ve bu haliyle kesinleştiği, ödenmemesi üzerine şirket adına takibat başlatıldığı görülmüş olup her ne kadar şirket adına tanzimli ödeme emrinin tasfiyesi kapatılıp tüzel kişiliği son bulduktan sonra ve bu haliyle şirket adına hukuki bir sonuç doğurmayacak şekilde tebliği sağlanmış ise de uzlaşma tarihini takip eden 2014 yılından itibaren işlemeye başlayan (31/12/2018 tarihinde son bulan) zaman aşımı süresi içerisinde davaya konu ödeme emrinin tebliğ edildiği anlaşılmakla, anılan borçlardan sorumluluğu bulunduğu açık olan şirket kanuni temsilcisi davacının ödeme emri ile takibinde ve ödeme emrinin anılan kısmında hukuka aykırılık görülmediği, dava konusu 25/12/2013 tarihinde varılan uzlaşma sonucu tahakkuk ettirilen (25/01/2014 vadeli) 2008/9,11 dönemleri vergi, ceza ve gecikme faizi borçları, 2008 yılı özel usulsüzlük cezası ile vergi inceleme raporu üzerine tarh edilen ve 28/12/2010 tarihinde şirkete usule uygun olarak tebliğ edilmiş 2008/3,6,7,9,11,12 dönemleri vergi, ceza ve gecikme faizi borçları yönünden ise; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 102 ve 103. maddeleri uyarınca, amme alacağının, vadesinin rastladığı takvimi yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zaman aşımına uğrayacağı, belirli hallerin varlığı halinde tahsil zaman aşımının kesileceğinin hüküm altına alındığı, somut uyuşmazlıkta asıl amme borçlusu şirketin 28/02/2013 tarihinde tüzel kişiliğinin sona erdiği, tüzel kişilik sona erdikten sonra asıl amme borçlusu şirket hakkında zaman aşımını kesen bir işlem tesis edilmesinin hukuken mümkün bulunmadığı gibi yapılan işlemlerin de hukuken sonuç doğurmayacağı, bu haliyle tasfiyesi kapatıldıktan ve tüzel kişiliği son bulduktan sonra varılan (25/12/2013 tarihli) uzlaşma sonrası şirket adına herhangi bir borç tahakkuk ettiği kabul edilemeyeceği ve bu uzlaşma kapsamındaki vergi ve cezaların tahsili için davacı adına ödeme emriyle takibat yapılamayacağından, 2008/9,11 dönemleri vergi, ceza ve gecikme faizi borçları, 2008 yılı özel usulsüzlük cezası yönünden davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uygunluk bulunmadığı, ayrıca, 2010 yılında tebliğ edilen, şirket adına düzenlenen ihbarnameler içeriği vergi ve cezaların en geç 31/12/2015 tarihi itibariyle tahsili yoluna gidilmesi gerektiği ve fakat adına düzenlenen ödeme emrinin davacıya 2016 yılında tebliğ edilebildiği görülmekle, ödeme emri içeriği bu borçların zaman aşımına uğradığı, bu durumda ödeme emirlerinin 28/12/2010 tarihinde şirkete usule uygun olarak tebliğ edilen ihbarnamelerden kaynaklanan 2008/3,6,7,9,11,12 dönemleri vergi, ceza ve gecikme faizi borçları kısmında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin, dava konusu ödeme emirlerinin 28/12/2010 tarihinde şirkete usule uygun olarak tebliğ edilen ihbarnamelerden kaynaklanan 2008/3,6,7,9,11,12 dönemleri vergi, ceza ve gecikme faizi borçlarına ilişkin kısmı yönünden kabulü ile Vergi dava Dairesi kararının bu kısma ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyize konu kararın, dava konusu ödeme emirlerinin 25/12/2013 tarihinde varılan uzlaşma sonucu tahakkuk ettirilen 2008/9,11 dönemleri vergi, ceza ve gecikme faizi borçları ve 2008 yılına ait özel usulsüzlük cezasını içeren kısmına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Kararın dava konusu ödeme emirlerinin 28/12/2010 tarihinde şirkete usule uygun olarak tebliğ edilen ihbarnamelerden kaynaklanan 2008/3,6,7,9,11,12 dönemleri vergi, ceza ve gecikme faizi borçlarına ilişkin kısmına yönelik temyiz istemine gelince;
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un “Tahsil Zamanaşımı” başlıklı 102. maddesinde, “Amme alacağı, vadesinin rasladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ödeme emirlerinin iptali istenilen 2008/3,6,7,9,11,12 dönemlerine ait vergi, ceza ve gecikme faizi borçlarının asıl borçlu … Reklam Prodüksiyon Hizmetleri Ltd. Şti’ne tasfiyesi tamamlanıp ticaret sicilinden silinmeden önce 28/12/2010 tarihinde usule uygun olarak tebliğ edilen ihbarnamelerle tahakkuk ettirilen borçlar olduğu ve söz konusu borçların vade tarihlerinin 2011 yılı olduğu anlaşılmıştır.
6183 sayılı Kanun’un 102. maddesindeki kurala göre, söz konusu alacaklar açısından tahsil zaman aşımı süresinin 31/12/2016 tarihinde son bulduğu ve kanuni temsilci olarak davacı adına düzenlenen bu alacakları içeren tebliğin 17/11/2016 tarihli olduğu göz önüne alındığında olayda zamanaşımı bulunmadığından, diğer hususlar incelenerek karar verilmesi gerektiğinden kararın buna ilişkin kısmında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, ödeme emirleri içeriği dava konusu, 2008/9,11 dönemleri vergi, ceza ve gecikme faizi borçları ve 2008 yılı özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının oybirliğiyle ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının, iptali istenilen 2008/3,6,7,9,11,12 dönemlerine ait vergi, ceza ve gecikme faizi borçlarına ilişkin kısmının Üye …’in karşı oyu ve oyçokluğuyla BOZULMASINA,

4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 23/03/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi dava Dairesi kararının; iptali istenilen 2008/3,6,7,9,11,12 dönemlerine ait vergi, ceza ve gecikme faizi borçlarına ilişkin kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin bu kısım yönünden de reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının bozmaya ilişkin kısmına katılmıyorum.