Danıştay Kararı 4. Daire 2022/6885 E. 2023/427 K. 31.01.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/6885 E.  ,  2023/427 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/6885
Karar No : 2023/427

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …Şirketi
VEKİLİ : Av. …
2- …Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2011 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden, sahte fatura kullandığından bahisle 2011/6,8,9,10,11 dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergileri ve üç kat kesilen vergi ziyaı cezaları ile 213 sayılı Kanun’un 353/1 maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; Mahkemelerinin önceki kararının redde ilişkin hüküm fıkrası süresi içinde temyiz edilmeyerek, özel usulsüzlük cezası yönünden davanın kabulüne ilişkin hüküm fıkrası da onanarak kesinleştiğinden, davacının iki mükelleften aldığı faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyata münhasır hale gelen uyuşmazlıkta, bu mükellefler hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporlarında yer alan tespitlere göre, düzenledikleri faturaların gerçek bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı anlaşıldığından, söz konusu faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine, Mahkemelerinin önceki kararında her iki taraf lehine vekalet ücretine hükmedildiğinden bu hususa ilişkin yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu cezalı tarhiyatın dayanağı vergi inceleme raporunun eksik incelemeyle düzenlendiği, yalnızca uyuşmazlık konusu dönemlerden dört yıl sonra düzenlenen raporlara atıf yapılarak mal ve hizmet alımlarının gerçeği yansıtmadığı iddiasında bulunulamayacağı, dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Temyize konu kararda, daha önce vekalet ücretine hükmedildiği belirtilen kararın ve tarifenin 2016 yılına ilişkin olduğu, ancak 2022 yılında yeniden lehlerine karar verildiğinden 2022 yılı için geçerli olan tarife üzerinden de yeniden vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olacağı, temyize konu kararın vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının, öncelikle talepleri doğrultusunda düzeltilmesi, mümkün değilse bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davacının temyiz istemi yönünden;
Mahkeme kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde, Mahkemelerce bozmaya ilişkin kararlar üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları, bozma kararındaki esaslara uyulup uyulmadığı yönünden incelenebilecektir.
Temyiz istemine konu kararın davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının Danıştay Dördüncü Dairesinin 27/04/2021 tarih ve E:2016/19516, K:2021/2523 sayılı kararındaki esaslar doğrultusunda verildiği anlaşıldığından, temyiz konusu kararın anılan hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın buna ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin temyiz istemi yönünden;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz İncelemesi Üzerine Verilecek Kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararın düzeltilerek onanmasına karar verileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 31. maddesinde, yargılama giderleri ile ilgili olarak bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nu yürürlükten kaldıran 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Diğer kanunlardaki yargılama usulü ile ilgili hükümler” başlıklı 447. maddesinde, “mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/06/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır” kuralına yer verilmiştir. Bu madde uyarınca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili 323. maddesine bakıldığında, vekille takip edilen davalarda Kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücretinin yargılama giderleri arasında sayıldığı, 326. maddesinde ise, “Kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” hükmüne yer verildiği görülmüştür.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği, 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, yargılama sürecinde davalı idarenin vekil aracılığıyla temsil edildiği, dolayısıyla, davanın reddine dair temyize konu kararın verildiği 24/05/2022 tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ancak temyize konu kararda Mahkemelerinin önceki kararıyla her iki taraf lehine 1.000,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğinden bu hususa ilişkin yeniden karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği anlaşılmaktadır.
Temyize konu kararın verildiği tarihte yürürlükte olan ve 20/11/2021 tarih ve 31665 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin ikinci kısmının birinci bölümünde vergi mahkemelerinde duruşmasız görülen davalar için vekalet ücreti 2.840,00 TL olarak belirlenmiştir.
Bu durumda, davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık kapsamında olduğu dikkate alındığında, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına “kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 2.840,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye ödenmesine, daha önce 1.000,00 TL ödeme yapılmış ise mahsup edilerek ödenmesine” ibaresi eklenmek suretiyle kararın vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının düzeltilerek onanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının ise 2577 sayılı Kanun’un 49/1-(b) maddesi uyarınca düzeltilerek ONANMASINA,
3.492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
5.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.