Danıştay Kararı 4. Daire 2022/6800 E. 2023/1775 K. 30.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/6800 E.  ,  2023/1775 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/6800
Karar No : 2023/1775

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrol Akaryakıt Ürünleri Tarım Tekstil Turizm İnşaat Gıda Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, sahte belge kullanma ve düzenleme yönünden düzenlenen vergi tekniği raporunu dayanak alan, vergi inceleme raporuna istinaden 2010/1-3, 4-6, 7-9, 10-12 dönemlerine ilişkin olarak re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; davacı şirket hakkında sahte belge kullanma ve düzenleme yönünden düzenlenen …tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda yer verilen tespitler ve davacının fatura aldığı şirket hakkındaki tespitlerle, dosyadaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, davacının 2010 yılında bazı emtia satış faturaları ile nakliye gelir faturalarını defter kayıtlarına ve beyanlarına dahil etmediği, nakliyeye ilişkin bir kısım faturaları yağ satışı geliri olarak, bir kısım yağ satış faturalarını ise nakliye geliri olarak kaydettiği, bunun yanında bir kısım emtia alış faturalarını ise tutar ve KDV olarak defter kayıtlarına hatalı kaydettiği, defter kayıtlarındaki yurt içi satış tutarı ve KDV’si ile KDV beyannamelerinde bildirilen KDV matrahı ve hesaplanan KDV’nin uyumsuz olduğu hususunun, maddi delillere ve somut verilere dayalı olarak net bir şekilde ortaya konulamadığı, dolayısıyla vergi tekniği raporunun eksik incelemeye dayandığı görüldüğünden ve davacının fatura aldığı …Kimya San. Tic. AŞ ‘nin 2010 hesap dönemi iş ve işlemlerinin sahte belge düzenleme faaliyeti açısından genel olarak değerlendirildiği, uyuşmazlığa konu dönemde anılan şirket tarafından düzenlenen faturaların sahteliğine dair somut tespitlere yer verilmediği, fatura düzenlenen firmalar nezdinde yeterli karşıt tespit yapılmadığı, davacı şirkete fatura düzenleyen … Kimya San. Tic. AŞ hakkında sahte belge düzenlemeden dolayı tanzim edilen vergi tekniği raporuna istinaden yapılan tarhiyatların iptali istemiyle anılan şirket tarafından açılan davada, Mahkemelerinin E:…sayılı dosyasında davanın kabulü ile tarhiyatların kaldırılmasına karar verildiğinden davacı adına yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı, sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davacı şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda şirketin defter, belge, kayıt ve beyanlarına ilişkin olarak tespit edilen hususlar dikkate alındığında, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 2. fıkrasının 4. bendinde belirtilen, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmama hali somut olarak ortaya konulduğundan, dava konusu dönemlere ait geçici vergiler için re’sen tarh yoluna gidilmesinin yerinde olduğu, emtia satış faaliyetiyle ilgili olarak, faaliyet alanıyla ilgili meslek odasının tespit ettiği en düşük karlılık oranı olan %2’nin, nakliye faaliyetine ilişkin olarak, faaliyet alanıyla ilgili meslek odasının tespit ettiği akaryakıt giderlerinin hasılata oranı olarak %60’ın davacı şirket lehine esas alınmasının hakkaniyete uygun olduğu, vergi matrahının gerçek ya da gerçeğe en yakın biçimde belirlendiği sonucuna varıldığından, belirlenen matrah farkı esas alınarak tarh edilen geçici vergiler üzerinden bir kat kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka aykırılık bulunmadığı, mahsup süresi geçtikten sonra kesinleşen geçici vergiler terkin edileceğinden, geçici vergi asıllarında ise hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle, Vergi Mahkemesi kararının, geçici vergilerin aslına ilişkin kısmının iptaline dair hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun yukarıda yazılı gerekçeyle reddine, geçici vergiler üzerinden bir kat kesilen vergi ziyaı cezalarının iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kararın anılan hüküm fıkrasının kaldırılmasına, bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığından, aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın temyize konu hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 30/03/2023 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 120/4. maddesinde, yapılan incelemeler sonucunda geçmiş döneme ait geçici verginin %10’unu aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için resen veya ikmalen geçici verginin tarh olunacağı, mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği ancak, gecikme faizi ve geçici vergiye bağlı kesilen cezanın tahsil olunacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu ihbarnamede geçici vergi miktarı gösterilmiş ise de, geçici verginin aslının aranmayacağının belirtilmesi karşısında vergi miktarının kesilecek vergi ziyaı cezası tutarının belirlenmesine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde, aslı aranmayacağı hem kanunun ilgili maddesi gereği olması ve hem de idarece tanzim olunan ihbarnamede geçici verginin aslının aranmayacağının açıkça belirtilmesi nedeniyle, kararın geçici vergilerin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının hukuki sonuç doğurmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, ihtilafın “geçici vergi aslına ilişkin kısım yönünden incelenmeksizin reddine” karar verilmesi gerekirken, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile aksi yöndeki Vergi Dava Dairesi kararının geçici vergi aslının kaldırılması yönündeki hüküm fıkrasının belirtilen gerekçelerle bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.