Danıştay Kararı 4. Daire 2022/6799 E. 2023/1960 K. 05.04.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/6799 E.  ,  2023/1960 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/6799
Karar No : 2023/1960

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Mühendislik ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle, takdir komisyonu kararına dayanılarak 2010/8, 9, 10 ve 12 dönemleri için tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesince; davacının 2010 dönemine ilişkin matrahının takdiri için 31/12/2015 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği ve sahte fatura kullandığından bahisle 08/08/2016 tarihli takdir komisyonu kararlarıyla matrah takdirinin yapıldığı ve 31/08/2016 tarihinde vergi dairesine tevdi üzerine düzenlenen ihbarnamelerin zamanaşımı süresi içinde aynı gün 31/08/2016 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve 2010 dönemine ilişkin olarak 31/12/2015 tarihinde dolan tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce 31/12/2015 tarihindeki sevk işlemi 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanışımı süresini durduracağından, olayda zamanaşımının söz konusu olmadığı ve uyuşmazlığın esasının incelenerek karar verilmesi gerektiği, davacıya ilgili dönemde düzenlenen faturaların sahte olup olmadığının belirlenmesi için söz konusu firmalar hakkındaki tespitleri içeren raporların irdelenmesinden, davacı adına fatura düzenleyen Beylikdüzü Vergi Dairesi mükellefi … Teknik Mimarlık İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. hakkındaki vergi tekniği raporundaki tespitler, düzenlediği faturaların gerçek bir mal ve hizmet karşılığı olmadığını gösterdiğinden bu mükelleften alınan faturalardan kaynaklanan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı, davacıya fatura düzenleyen Pendik Vergi Dairesi mükellefi … hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler ise düzenlediği faturaların gerçek olmadığını göstermediğinden tarhiyatın bu kısmının hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının ihtilaflı dönemde fatura aldığı Pendik Vergi Dairesi mükellefi … hakkında düzenlenen … tarih … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda, 25/01/2010 tarihinde inşaat enkazlarının temizlenmesi faaliyetinde bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 31/10/2010 tarihi itibariyle mükellefiyetini terk ettiği, defter tasdik bilgilerinin olmadığı ve yasal süre içerisinde ibraz edilmediği, mükellefin sigortalı çalışanı olarak gözüken …’ın 4 ayrı şirketin ortağı olarak gözüktüğü ve bu şirketlerin hepsi hakkında olumsuz tespitlerin bulunduğu, 26/01/2010 tarihinde yapılan yoklamada, iş yerinin yaklaşık 90 m2 olduğu, çalışan işçisinin olmadığı, 16/09/2010 tarihinde yapılan yoklamada, iş yerinin 130 m2 olduğu, iş yerinde muhtelif büro malzemelerinin olduğu, emtia, ambar, şube ve deposunun olmadığı, 2010 yılı KDV matrahını 624.585,00TL olarak beyan ettiği, buna karşılık mükelleften mal ve hizmet alışı bildirimi yapanların bildirimlerine göre 424 adet belge karşılığı 4.978.483,00TL tutarında fatura düzenlediği, mükellefiyetini 30/10/2010 tarihi itibariyle terk etmiş olmasına rağmen hala piyasaya fatura düzenlediği, düzenlediği faturaları kullanan bazı mükellefler nezdinde yapılan karşıt incelemelerde, faturaların elektrik malzemelerinin satışı karşılığında kesildiği, mükellefin faaliyet konusu ile uyumlu olmadığı hususlarına yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bir bütün halinde değerlendirilmesinden; mükellefin yaklaşık 9 ay süre ile faaliyette bulunduğu dönem itibarıyla iş yeri adresinde yapılan yoklamalarda tespit edilen hususlar ile herhangi bir şube, depo ve aracının bulunmadığı ve faaliyet konusu dikkate alındığında, beyan edilen matrahlara ulaşılmasının ticari ve teknik icaplara uymadığı, ilgili yılda toplam 624.585,00TL KDV beyan etmesine rağmen mükelleften 424 adet belge karşılığı 4.978.483,00TL tutarında mal ve hizmet alındığının mükelleflerce beyan edildiği, 30/10/2010 tarihi itibariyle mükellefiyetini terk etmiş olmasına rağmen hala piyasaya fatura düzenlediği, düzenlediği faturaların bazılarının faaliyet konusu ile ilgili olmadığı tespitleri nedeniyle, davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşılmakla, Vergi Dava Dairesi kararının tarhiyatın bu mükelleften alınan faturalardan kaynaklanan kısmında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 05/04/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.