Danıştay Kararı 4. Daire 2022/6753 E. 2023/1084 K. 01.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/6753 E.  ,  2023/1084 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/6753
Karar No : 2023/1084

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, ortağı olduğu şirketin 2008 yılı muhtelif dönemlerine ilişkin vergi borçları nedeniyle banka hesaplarına uygulanan e-haciz işleminin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının … tarihinde şirket ortağı olduğu ve … tarihinde şirket ortaklığından ayrılmış iken …. tarihi itibariyle yeniden ortağı olduğu … Gıda Turizm Medikal Ürünleri İnş. Loj. Hizm. Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2008 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin olarak ödenmemiş vergi borçlarının tahsili amacıyla adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ve teliğ edilen ödeme emrine rağmen, herhangi bir ödeme yapılmaması nedeniyle, dava konusu haciz işleminin tesis edildiği, 25/11/2009 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği üzere davacının asıl borçlu şirketin %99 oranındaki hissesini 08/10/2009 tarih ve 14 no’lu ortaklar kurulu kararı ile devraldığı anlaşıldığından; payı devreden ve devralan ortağın ödenmemiş vergi borçları nedeniyle müteselsil sorumluluğu bulunduğu, davacı adına ödeme emri düzenlenebileceği, şirket borçlarının … ve … tarihlerinde yapılandırıldığı , 05/07/2017 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği üzere şirket tüzel kişiliğinin son bulduğu, ticaret şirketlerinin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erdiğinden ve bu tarihten sonra tüzel kişiliği dolayısıyla hak ehliyeti sona eren şirketin hak sahibi olması ve borç altına girmesi mümkün olmadığından şirket adına yeniden ödeme emri düzenlenmesine imkan bulunmamakta olup doğrudan sorumluluğu bulunan kanuni temsilci/ortaklara yönelinmesinde ve davacının banka hesapları üzerinde uygulanan dava konusu haciz işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine, Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından 2008 yılında şirket ortağı ve temsilcisi olmadığı, bu nedenle sorumluluğunun bulunmadığı, borcun tahsil zaman aşımına uğradığı, şirket borcunun 6111 ve 6552 sayılı kanun kapsamında yapılandırıldığı, 2009 sonrası için hissesi oranındaki borçları da yapılandırarak ödediği, 2008 yılına ilişkin borcun neden kaynaklandığını bilmediği, kendisi adına bir ödeme emri düzenlenmediği, şirket adına düzenlenmiş ödeme emri varsa bunun da usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, şirketin 2016 yılında tasfiyeye girdiği, şirket ile ilgili borç varsa bundan tasfiye memurunun sorumlu olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Üye …’ın karşı oyu ve oyçokluğuyla ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 01/03/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 29/07/1998 tarihli ve 23417 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4369 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 35. maddesinde yer alan “Limited şirket ortakları, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar” hükmü, 06/06/2008 tarihli ve 26898 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 3. maddesi ile değiştirilerek mezkûr maddeye, “Ortağın şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur. Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur.” fıkraları eklenmiştir.
Bu düzenlemeden, 06/06/2008 tarihinden sonra doğan borçlar söz konusu olduğunda, şirket ortağı olan kişilerin, ortak olduğu dönemden önceki borçlardan dolayı da müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabileceği ancak mezkur yasa maddesinin yürürlük tarihinden önce doğan borçlar söz konusu olduğunda, şirket borcunun ödenmemesinden sadece ortak olduğu dönemlerle ve hissesi oranıyla sınırlı olarak sorumlu olacağı anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının 24/05/2006 tarihinde şirket ortağı olduğu ve 28/06/2007 tarihinde şirket ortaklığından ayrılmış iken 25/11/2009 tarihi itibariyle yeniden ortağı olduğu … Gıda Turizm Medikal Ürünleri İnş. Loj. Hizm. Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2008 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin olarak ödenmemiş vergi borçları nedeniyle hesaplarına haciz konulduğu, payı devreden ve devralan şahıslar devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu olduklarına ilişkin yasanın 06/06/2008 tarihinde yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, davacının ancak bu tarihten sonra doğan şirket borçlarından şirket ortağı olarak müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulabileceği, 06/06/2008 tarihinden önce doğan borçlardan sorumlu olmadığıi hacze konu borçların bu tarihten önce doğup doğmadığı araştırılmaksızın verilen kararda isabet bulunmadığı, Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.