Danıştay Kararı 4. Daire 2022/6311 E. 2023/889 K. 22.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/6311 E.  ,  2023/889 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/6311
Karar No : 2023/889

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının bir dönem ortağı olduğu … Gıda ve Büro Makinaları Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin vergi borcunun tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca düzenlenen … gün ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; Mahkemelerinin 27/04/2022 tarihli ara kararı üzerine davalı idarece cevaben gönderilen belgelerin incelenmesinden, davacının ortak olduğu 2008/1, 2, 3, 4 ve 2009/1 dönemlerine ilişkin olarak verilen geçici vergi beyannamelerinde zarar beyan edildiği, davacının ortaklıktan ayrıldığı 17/03/2009 tarihinden sonra verilmesi gereken 2008 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin süresinde verilmemesi nedeniyle özel usulsüzlük cezası kesildiği, 2008 yılına ilişkin olarak süresinden sonra, 2009 yılına ilişkin olarak ise süresinde 14/04/2010 tarihinde verilen kurumlar vergisi beyannamelerine ve 14/04/2010 tarihinde verilen beyanların kayıtlarına uygun olmaması nedeniyle 06/10/2010 ve 11/11/2010 tarihlerinde verilen ve zarar gösterilen kurumlar vergisi beyannamelerine istinaden dava konusu ödeme emrinin dayanağı borçların tahakkuk ettirildiği anlaşılmış olup olayda, dava konusu ödeme emri ile davacıdan tahsili istenilen 2008/1-12 ve 2009/1-12 dönemlerine ilişkin vergi ve cezaların davacının ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonra verilen düzeltme beyannameleri üzerine tahakkuk ettirildiği, verginin doğduğu tarihte davacının ortaklık sıfatının bulunmadığı, dolayısıyla bu dönemlere ilişkin olarak asıl borçlu şirketin ödenmeyen borçlarından sorumluluğu bulunmayacağı, dava konusu ödeme emrinin 17/03/2009 tarihinden öncesine isabet eden vergi borçlarına ilişkin kısmında da hukuka uyarlık bulunmadı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarece kararın hukuka aykırı olduğu bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Temyiz başvurusu, davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı, Danıştay Dördüncü Dairesinin bozma kararına uymak suretiyle kabul eden Vergi Mahkemesi kararının bozulması istemine ilişkindir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın bozulması” başlıklı 49. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın, görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi, usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı; (3) numaralı fıkrasında, kararın bozulması halinde dosyanın, Danıştayca kararı veren mahkemeye gönderileceği, mahkemenin, dosyayı diğer öncelikli işlere nazaran daha öncelikle inceleyeceği ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak yeniden karar vereceği; (4) numaralı fıkrasında ise, mahkemenin bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebileceği, ısrar kararının ilgili tarafından temyizi halinde, dava, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca inceleneceği, Danıştay’ın ilgili dava dairesinin kararı uygun görülürse mahkemenin kararının bozulacağı; aksi halde onayacağı, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır.
Yasa kurallarına göre, temyiz incelemesi sonucunda kararı bozulan idari yargı yeri, Danıştay dava dairesi ise, bozma kararına uyulması ve gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunludur. Buna karşılık kararı bozulan idare ve vergi mahkemeleri ise bu durumda iki tür karar verebilirler; kararı bozulan ilk derece mahkemeleri, bozma kararına uyarak, gereklerini yerine getirmek suretiyle kararını verebilir veya bozulan kararında ısrar edebilir. Kararı bozulan mahkemenin, “bozmaya uyma” ya da “ısrar” şeklindeki bu iki tür davranış biçimi dışında, üçüncü bir seçeneği yoktur (CANDAN, Turgut, Açıklamalı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 9. Baskı, Yetkin Yayınları 2022, sh.1480). İdari yargı yerinin bozma kararına uyması, bozma kararı gereğince araştırma ve inceleme yapma ve/veya hüküm verme neticesini doğurur. (Danıştay VDDK, 19/01/2022, E:2020/853, K:2022/17)
Olayda, Danıştay Dördüncü Dairenin 06/10/2020 tarih ve E:2016/10816, K:2020/3507 sayılı kararıyla, Vergi Mahkemesi kararının dava konusu ödeme emri içeriği borcun davacının hisselerini devretttiği 17/03/2009 tarihinden sonrasına isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrası onanmış, bu tarihten öncesine isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrası ise “Dava konusu ödeme emri içeriği vergi borcu ve ferilerinin vergiyi doğuran olayın gerçekleştiği dönem ile tarh, tahakkuk ve ödeme safhaları dikkate alındığında davacının hisse devri tarihi olan 17/03/2009 tarihine kadar sorumlu olduğu, Mahkemece verilecek kararda şirket adına düzenlenen ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, borcun şirketten tahsil edilemeyeceğinin tespit edilip edilmediği, davacı adına düzenlenen ödeme emrinin hissesi oranında düzenlenip düzenlenmediği hususları incelenerek yeniden karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur. Bu bozma kararının, davacının ödeme emri içeriği borcun ortaklıktan ayrılmadan önceki dönemlere ilişkin sorumluluğu bakımından yapılan değerlendirme sonucunda verilen hükmü, nihai kararın hukuka uygunluğu hakkında kesin bir yargıda bulunduğu ve uygulamada “kesin bozma” olarak ifade edilen karar niteliğindedir. Buna rağmen, Mahkemece araştırılması istenilen hususlar yerine, Mahkemenin 27/04/2022 tarihli ara kararı ile, dava konusu ödeme emri içeriği borcun dayanağını oluşturan bilgi ve belgelerin istenildiği, verilen cevaba göre, bozma kararının kesin olan kısmı hakkında davacının sorumluluğunun bulunmadığından bahisle kabul kararı verildiği görülmektedir. Vergi Mahkemesince, bozma kararı doğrultusunda yapacağı şey bu karara uymak ya da ilk verdiği kararında direnmektir. Oysa Vergi Mahkemesi, bu bozma kararına uyma iradesini ortaya koymuş ancak, ilk verdiği karar doğrultusunda bir gerekçeyle ısrar niteliğinde karar vermiştir. Bu bağlamda, ısrarda bulunmadığı halde Mahkemece verilen ilk kararın Danıştay bozma kararı ile bozulan kısım hakkında bozma gerekçesi dikkate alınmadan verilen kararda usul hukuku kurallarına uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.