Danıştay Kararı 4. Daire 2022/6018 E. 2023/638 K. 09.02.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/6018 E.  ,  2023/638 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/6018
Karar No : 2023/638

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) :… Sistem Mimarlık Tasarım Mühendislik Taahhüt
Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi Temsilci …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle tanzim edilen vergi tekniği raporuna dayanılarak takdir komisyonu kararına istinaden re’sen tarh edilen 2009/12 dönemi katma değer vergisi ile kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacıya fatura düzenleyen Fırat Vergi Dairesi mükellefi … İnşaat Malzeme Emlak Petrol Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitler, anılan mükellef tarafından düzenlenen faturaların sahte olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığından yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının fatura aldığı … İnşaat Malzeme Emlak Petrol Ürün. Kırt. Orm. Tic. Ltd. Şti. hakkında 2009,2010,2011 ve 2012 dönemlerine ilişkin düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; mükellefin … Mahallesi … , No: … Malatya adresinde faaliyet yürütmekte iken, mükellefiyet kaydının yapılan yoklamalara istinaden 08/02/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere re’sen terkin edildiği, defter tasdik bilgilerine ilişkin veri bulunmadığı, 11/06/2008 tarihli yoklamada; şirketin 09/06/2008 tarihinde işe başladığı, iş yerinin 25 metre kare olduğu, iş yerinde bir masa, dört sandalye bulunduğu, faaliyet konusunun emlakçılık, toptan inşaat malzemesi, petrol ürünleri, orman ürünleri ticareti olduğu, şirketin vergi borcunun 24.240,07 TL olduğu, şirket müdürü … nezdinde yapılan 24/12/2012 tarihli yoklamada; şirketin 20/07/2012 tarihinden itibaren faal olmadığını ifade ettiği, şirketin Malatya olan merkez adresinde 25/07/2012 tarihinde yapılan yoklamada; şirket adresinin 2010 yılından beri boş olduğu şirketin yeni adresinin bilinmediği, şirketin defter ve belgelerine ulaşılamadığından defter ve belge üzerinden mal alış ve satış bilgilerine ilişkin herhangi bir tespit yapılamadığı, şirketin Ba-Bs analizine göre: 2009 yılında Bs formu ile toplam 3.552.241,00 TL satış bildirdiği, Ba formu ile toplam 2.763.730,00 TL alış bildiriminde bulunduğu, 2010 ve takip eden dönemlerde mal teslim edildiğine ya da hizmet ifa edildiğine dair Ba-Bs formu bulunmadığı, 2009 hesap dönemlerine ilişkin kurumlar, geçici ve katma değer vergisi beyannamelerinin verildiği, ödenecek kurum geçici vergisi çıkmadığı, 2010 ve takip eden dönemler için kurumlar vergisi matrahı beyan edilmediği, 2009 hesap döneminden sonra KDV matrahı beyan edilmediği, 09/06/2008 – 21/04/2011 tarihleri arasında …’ın %90, … ‘ın %10 hisse ile şirket ortağı olduğu, 21/04/2011 tarihinden sonra … ve … ’ün %50 hisseli şirket ortağı olduğu, … ’a … İnş. Mlz. Petrol Ltd. Şti.’yle nasıl bir bağı olduğu, şirketin 2009 hesap dönemi faaliyetleriyle ilgili bilgisinin bulunup bulunmadığının sorulduğu, bu konuyla ilgili; “Şirketi … Bulvarında … Sitesinde oturan … ‘la beraber kurduk. Şirketin benim dışımda soy ismini hatırlamadığını … diye bir ortağı daha vardı. … da ben de sadece resmi olarak ortaktık, şirketin asıl sahibi … ‘dır. Benim şirket kuracak, ticaret yapacak param yoktu, şirket için hiç sermaye vermedim, şirketin işleriyle hiçbir ilgim olmadı. Şirketin 2009 yılında ticari faaliyet yürütüp yürütmediğini bilmiyorum. Şirket adına bütün işlemleri … yaptı ve şirketi … idare etti. Çünkü ben … ‘a vekaletname vermiştim. ” şeklinde beyanda bulunduğu , şirketin 2009 ve takip eden dönemlerde düzenlediği tüm faturaların sahte faturalar olduğu sonucuna ulaşıldığı tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin değerlendirilmesinden, söz konusu mükellefin belirtilen ciroları yapacak ticari kapasite ve organizasyonunun bulunmadığı, yoklamalarda yerinde bulunamadığı, adresin boş ve kapalı olduğu, mükellefin ihtilaflı dönemdeki şirket müdürünün ifadesinde şirketin başkası tarafından kurdurulup, vekaletname verilmek suretiyle başkası tarafından idare edildiğini beyan ettiği, Ba-Bs analizlerinin uyumsuz olduğu, yüksek cirolara rağmen tahakkuk eden cüz’i miktarda vergi borçlarının da ödenmediği hususları dikkate alındığında; anılan mükellef tarafından davacıya ilgili dönemde düzenlenen söz konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşıldığından aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.