Danıştay Kararı 4. Daire 2022/5724 E. 2023/2040 K. 06.04.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/5724 E.  ,  2023/2040 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/5724
Karar No : 2023/2040

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. …
2- …Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek aleyhlerine olan hüküm fıkralarının taraflarca bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı şirket adına tarh edilen 2010/9, 10, 11, 12. dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacının 2010/9, 10, 11. dönemler itibarıyla yevmiye defterinin tasdiksiz olduğunun tartışmasız olduğu, dolayısıyla yevmiye defterinin, 2010/9. aydan itibaren ek tasdikin yapıldığı 07/12/2010 tarihine dek usulüne uygun olarak tutulmuş, yasal defter olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle davacının 2010/9, 10, 11. dönemler itibarıyla katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan cezalı tarhiyatın terkinine hükmeden vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin bu yönden kabulü gerektiği, 2010/12. döneme ilişkin olarak; 23/03/2022 tarihinde yapılan ara kararına cevaben gönderilen 2010 yılı yevmiye defteri incelendiğinde, 07/12/2010 tarihinde ek defter tasdikinin yapıldığı ve 2010/12. dönem kayıtlarının 10/12/2010 tarihinde başladığı anlaşılmakta olup, 2010/12. dönem için olayda resen takdir nedeninin bulunmadığı görüldüğünden, yevmiye defterinin tasdikli olduğu 2010/12. dönem itibarıyla katma değer vergisi indirimlerinin reddinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davalı idarenin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, Mahkeme kararının 2010/9, 10, 11 dönemlerine ilişkin davayı kabul eden hüküm fıkrasının kaldırılarak davanın bu kısmının reddine, 2010/12. döneme ilişkin davayı kabul eden hüküm fıkrasının kaldırılması isteminin yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, Danıştay içtihatları gereğince KDV indirimlerinden faydalanabilmek için defter tasdik işleminin gerekli olmadığı, zira olayda defterlerin tasdikli olduğu, verilen kısmen ret kararın hukuka aykırı olduğu ve aleyhe olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, VUK’nun 221. maddesinin 4. fıkrasında, tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya başlamadan önce tasdik ettirilmesinin gerektiği, Kanuni sürelerin sonundan başlayarak 1 ay içinde tasdik ettirilmeyen defterlerin ise aynı Kanun’un 352/1-8. maddesi uyarınca hiç tasdik ettirilmemiş sayılacağının hüküm altına alındığı, bu nedenle davacı hakkında yapılan iş ve işlemlerin yerinde olduğu, kararın kısmen kabule ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü temyiz nedenleri kararın kabule ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacının temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 134. maddesinde, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hükme bağlanmış, aynı Kanunun “incelemeye yetkililer” başlıklı 135. maddesinde vergi incelemesinin; hesap uzmanları, hesap uzman yardımcıları, ilin en büyük malmemuru, vergi denetmenleri, vergi denetmen yardımcıları veya vergi dairesi müdürleri tarafından yapılacağı, Maliye Müfettişleri, Maliye Müfettiş Muavinleri, Gelirler Kontrolörleri ve Stajyer Gelirler Kontrolörlerinin her hal ve takdirde vergi incelemesine yetkili olduğu belirtilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 134. maddesinin değerlendirilmesi neticesinde, vergi incelemesinin, vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaya yönelik olduğu anlaşılmış, 135. maddesinde ise, söz konusu vergi incelemesini yapmaya yetkili olanlar açık bir şekilde gösterilmiş, ancak, SGK iş müfettişleri veya SGK işyeri denetim elemanları, bu maddede sayılan vergi incelemesi yapmaya yetkili olan kişiler arasında sayılmamıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Şile Sosyal Güvenlik Merkezinin 28/07/2015 tarihli yazısında mükellef kurumun 2010 takvim yılı Yevmiye Defteri tasdik işleminin Ankara 13. Noterliği tarafından … onay tarih ve … onay sayısı ile ek tasdik işleminin yapıldığı fakat Yevmiye Defteri kayıtlarının 173 yevmiye madde numarası ile ilk yevmiye kaydının 10/09/2010 tarihinde başladığı hususunun ilgili vergi dairesine bildirilmesi üzerine, bila tarihli tutanak düzenlendiği ve davacının 13/11/2015 tarihli takdire sevk fişiyle takdire sevk edildiği, bunun üzerine 22/07/2016 tarihli takdir komisyonu kararıyla davacı hakkındaki tutanak dayanak alınarak, davacının yevmiye defterinin 2010 yılının 9. ayından itibaren tasdiksiz şekilde kullanıldığından bahisle yevmiye defterinde yer alan ilgili dönemlerin katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarh edildiği yapıldığı anlaşılmıştır.
Olayda, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Rehberlik ve Teftiş İstanbul 1 no’lu Grup Başkanlığınca davacı şirketin işyeri ile ilgili yapılan inceleme sırasında davacının 2010 takvim yılı Yevmiye Defteri tasdik işleminin Ankara 13. Noterliği tarafından … onay tarih ve … onay sayısı ile ek tasdik işleminin yapıldığı, fakat yevmiye defteri kayıtlarının 173 yevmiye madde numarası ile ilk yevmiye kaydının 10/09/2010 tarihinde başladığı hususunun ilgili vergi dairesine bildirilmesi üzerine, bila tarihli tutanak düzenlendiği ve davacının 13/11/2015 tarihli takdire sevk fişiyle takdire sevk edilerek dava konusu cezalı tarhiyatların yapıldığı anlaşılmakta olup, 213 sayılı Kanun’un sözü edilen madde hükümlerine göre vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlar tarafından bir inceleme yapılmadan, iş müfettişlerince yapılan inceleme sonucu yazılan yazı esas alınarak, dayanağı bulunmayan takdir komisyonu kararı üzerine davacı adına tarh edilen vergi ziyaı cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık, aksi yönde verilen Vergi Dava Dairesi kararının buna ilişkin kısmında isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacı temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2010/12. dönemi cezalı tarhiyata ilişkin kısmının oy birliğiyle ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının, 2010/9,10,11. dönemleri cezalı tarhiyatlara ilişkin kısmının Üye …’in gerekçede farklı karşı oyuyla ve oyçokluğuyla BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 06/04/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Davacı adına, 2010 yılına ait bir Yevmiye Defterinin ek tasdik işleminin kanuni süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmesi nedeniyle söz konusu defterin tasdik ettirilmemiş sayılması üzerine, 2010/9, 10, 11 ve 12. dönemlerine ait indirilen katma değer vergilerinin kabul edilmemesi gerektiğinden bahisle, bu dönemlere ilişkin olarak re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davada 2010/9, 10 ve 11. dönemler için verilen red kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasında, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanun’da aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri, aynı maddenin 3. fıkrasında da, indirim hakkının, vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu takvim yılını takip eden takvim yılı aşılmamak şartıyla, ilgili vesikaların kanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde kullanılabileceği hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun ‘Defterlerin Tasdiki’ başlıklı 220. maddesinde hangi defterlerin tasdik ettirilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiş, ‘Tasdik zamanı’ başlıklı 221. maddesinin 4. fıkrasında, tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya başlamadan önce tasdik ettirilmesinin gerektiği, Kanuni sürelerin sonundan başlayarak 1 ay içinde tasdik ettirilmeyen defterlerin ise aynı Kanun’un 352/1-8. maddesi uyarınca hiç tasdik ettirilmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirketin 2010 takvim yılı Yevmiye Defteri ek tasdik işleminin 07/12/2010 tarihinde yapılması nedeniyle; yevmiye defterinin 2010 yılının 9. ayından itibaren ek tasdik işleminin yapıldığı 07/12/2010 tarihine kadar tasdiksiz şekilde kullanıldığından bahisle 2010/9, 10, 11 ve 12. dönemleri katma değer vergisi indirimleri kabul edilmeyerek re’sen tarh edilen cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmektedir.
Olayda, davacı tarafından yevmiye defterinin tasdik işleminin geç tasdik ettirilmesi nedeniyle ilgili dönem indirimleri kabul edilmeyerek tarhiyat yapılmış ise de, davacı tarafından söz konusu dönemde ilgili vesikaların yevmiye defterine kayıtlarının tam ve doğru bir biçimde yapıldığı, bunun aksinin idarece iddia edilmediği, ayrıca ek defter tasdik işleminin de yıl bitmeden yerine getirildiği bu durumda tasdik işleminin yapıldığı ayda (yıl içerisinde olmak şartıyla) daha önceki dönemlerde indirimi kabul edilmeyen katma değer vergilerinin indirimi mümkün olduğundan Vergi Dava Dairesince bu husus gözetilerek 2010/9, 10 ve 11. dönemlerde ödenecek katma değer vergilerinin asıllarının 2010/12. ayda indirileceği, vergi ziyaı cezaları ile gecikme faizlerinin ise reddedilerek dava konusu tarhiyatın tadil edilmesi gerekirken söz konusu gerekçeyle davanın reddine karar veren Vergi Dava Dairesi kararının belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.