Danıştay Kararı 4. Daire 2022/5179 E. 2023/1240 K. 07.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/5179 E.  ,  2023/1240 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/5179
Karar No : 2023/1240

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Turizm ve Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2010/5, 6, 7, 8, 9, 11, 12. dönemlerine ilişkin olarak re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçekte yapılmış mal mübayasını ve hizmet ifasını da göstermesi gerektiği, davacıya ilgili dönemde fatura düzenleyen İkitelli Vergi Dairesi mükellefi … Kimya Plastik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, Bornova Vergi Dairesi mükellefi … Tic. Ltd. Şti., Mercan Vergi Dairesi mükellefi … Plastik Tic ve San Ltd. Şti., Bayrampaşa Vergi Dairesi mükellefi … Maddeler San ve Tic. Ltd. Şti. hakkında yapılan tespitlerin değerlendirilmesinden; bu mükelleflerin düzenlediği faturaların gerçek bir mal ve hizmet karşılığı düzenlenmiş belgeler olmayıp sahte faturalar olduğu, bu faturalara isabet eden katma değer vergisi indirimlerinin reddi sonucu davacı şirket adına tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, şirketle bağlantısı kalmayan …’a yapılan tebligatın hüküm ifade etmediği, şirket müdürü …’nün ihbarnameleri ıttıla tarihi 18/07/2016 olduğundan vergi alacağının tarh zaman aşımına uğradığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış olup, bu durumun, mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği; 114. maddesinde ise, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımının mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam edeceği, ancak işlemeyen sürenin her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı düzenlemek suretiyle takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re’sen tarhiyatlarda zamanaşımı olup olmadığının tespiti için, takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi belirlenmek suretiyle takdir komisyonunda geçen sürenin (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) saptanması önem arz etmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 2010 yılına ilişkin katma değer vergisi matrahının 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30/6. fıkrası uyarınca re’sen takdiri için 24/12/2015 tarihinde (zamanaşımı süresinin dolmasına 7 gün kala) takdir komisyonuna sevk edildiği, 09/06/2016 tarihli takdir komisyonu kararıyla matrah takdirinin yapıldığı, Bölge İdare Mahkemesi ara kararına cevaben takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihinin 27/06/2016 olduğunun belirtildiği ve ihbarnamenin davacı şirketin eski ortağı …’a 01/07/2016 tarihinde tebliğ edildiği, şirket müdürü …’nün ıttıla tarihinin ise 18/07/2016 olduğunun beyan edildiği anlaşılmaktadır.
…’ın 05/03/2012 tarihinde hisselerinin tamamını devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı hususunun 18/04/2012 tarih ve 8051 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, 04/07/2014 tarih ve 8605 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ise …’nün beş yıllığına şirket müdürü seçildiği dikkate alındığında, 01/07/2016 tarihinde şirketle herhangi bir ilgisi kalmayan …’a yapılan tebligatın geçerli bir tebligat olmadığı, tebliğ tarihinin …’nün ıttıla tarihi olarak beyan ettiği 18/07/2016 olarak kabul edilmesi gerektiği, dava konusu vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri yönünden, tarh zamanaşımı süresinin, matrah takdiri için 24/12/2015 tarihinde gerçekleştirilen takdir komisyonuna sevkle, dolmasına 7 gün kala durduğu, duran zamanaşımı süresinin, takdir komisyonu kararlarının 27/06/2016 tarihinde vergi dairesine tevdii ile yeniden işlemeye başlayarak, dava konusu cezalı tarhiyatı ihtiva eden ihbarnamelerin davacı şirketin kanuni temsilcisi …’ye tebliğ edildiği (ıttıla tarihi olan) 18/07/2016 tarihinden önce dolduğu, tarh zamanaşımı süresi içerisinde davacıya tebliğ edilemeyen dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığından Bölge İdare Mahkemesi kararınında isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Başkan … ve Üye …’in karşı oyu ve oyçokluğuyla BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 07/03/2023 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dairemizce, davacıya ilgili dönemde fatura düzenleyen firmalar hakkında yapılan tespitler değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.