Danıştay Kararı 4. Daire 2022/4302 E. 2023/1440 K. 15.03.2023 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/4302 E.  ,  2023/1440 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/4302
Karar No : 2023/1440

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Petrokimya Ürünleri Nakliyat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı şirket adına, sahte belge düzenlendiğinden bahisle tanzim edilen vergi tekniği raporuna dayanılarak vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2016/4-6,7-9 dönemlerine ilişkin geçici vergiler ile üç kat kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; uyuşmazlığın, 2016/4-6,7-9 dönemlerine ait geçici vergi asıllarına ilişkin kısmı yönünden; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120. maddesi gereğince, mahsup süresi geçtikten sonra kesinleşen ve mahsup imkanı ortadan kalkan geçici vergi aslının aranmayacağı, geçici vergi aslı üzerinden hesaplanan faiz ve cezanın aranılacağı, bu durumda, mahsup dönemi geçen geçici vergi dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı kurum geçici vergilerine ilişkin ihbarnamelerde geçici vergi aslının tahakkuk ettirilmeyeceği ve gecikme faizinin hesaplanabilmesi için ihbarnamede zorunlu olarak yer aldığı belirtildiğinden, kurum geçici vergisi asıllarının, Kanun’un mükerrer 120. maddesi hükmü uyarınca aranmaması gerektiğinden, davanın kurum geçici vergilerinin asıllarına ilişkin kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, geçici vergi asılları üzerinden üç kat kesilen vergi ziyaı cezalarına ilişkin kısmı yönünden; dava konusu uyuşmazlıkta, kaldırılması istenilen vergi ziyaı cezasının 2016/4-6,7-9 dönemlerine ilişkin geçici vergilerden kaynaklandığı ve kurum geçici vergisinin ise yıllık kurumlar vergisi üzerinden hesaplanarak tarh ve tahakkuk ettirilen bir vergi olduğu göz önüne alındığında; ilgili dönem için tarh edilen kurumlar vergisinin hukuka uygun olup olmadığı hususunun irdelenmesi gerektiği, uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak tarh edilen 2016/1-12 dönemi kurumlar vergisi tarhiyatının … Vergi Mahkemesi’nin E:… sayılı dava dosyasında dava konusu edildiği ve Mahkemenin … tarih ve E:… K:… sayılı kararı ile; ”davacının 2016 yılı kurumlar vergisi beyanında bildirdiği 41.848,09 TL tutarlı ödenmesi gereken kurumlar vergisi mahsup edilmeksizin anılan tutar üzerinden yapılan cezalı tarhiyat yönünden hukuka uygunluk bulunmadığı, komisyon gelirine konu olan faturaların ise sahte faturalar olduğu sonucuna varılarak üç kat vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin, davacının verdiği kurumlar vergisi beyannamesi sonucunda tahakkuk eden ve mahsubu gereken 41.848,09 TL tutarlı ödenecek kurumlar vergisine isabet eden kısmı aşan kısım yönünden ise hukuka aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle “davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine” hükmedildiği, bu durumda, anılan Mahkeme kararı dikkate alınarak, davacının verdiği kurumlar vergisi beyannamesi sonucunda tahakkuk eden ve mahsubu gereken 41.848,09 TL tutarlı ödenecek kurumlar vergisine isabet eden kısımdan kaynaklanan ve geçici vergi asılları üzerinden üç kat kesilen vergi ziyaı cezalarında hukuka uygunluk bulunmadığı, anılan kısmı aşan ve dava konusu geçici vergi dönemlerine isabet eden vergi asılları üzerinden üç kat olarak kesilen vergi ziyaı cezalarında ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; davalı idarenin istinaf başvurusu yönünden; istinaf başvurusuna konu kararın kabule ilişkin kısmında 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde sayılan kaldırma nedenleri bulunmadığı ve istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte olmadığı sonucuna ulaşıldığından, davanın, geçici vergi asıllarına ve … Vergi Mahkemesi’nin … tarih ve E:…,K:… sayılı kararı dikkate alınarak, davacının verdiği kurumlar vergisi beyannamesi sonucunda tahakkuk eden ve mahsubu gereken 41.848,09 TL tutarlı ödenecek kurumlar vergisine isabet eden kısımdan kaynaklanan geçici vergi asılları üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezalarına ilişkin olarak kısmen kabul edilen kısmına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunda yasal isabet görülmediği, davacının, kararın, 41.848,09 TL tutarlı ödenecek kurumlar vergisine ilişkin kısmını aşan geçici vergi dönemlerine isabet eden vergi asılları üzerinden üç kat kesilen vergi ziyaı cezaları yönünden redde ilişkin kısmına yönelik istinaf başvurusuna gelince; uyuşmazlık konusu geçici vergilerin mahsup dönemi geçmiş bulunduğundan ve geçici vergi yıllık vergiye mahsuben peşin alınan bir vergi olduğundan, müstakar hale gelen Danıştay kararlarında da bu tür olaylarda asgari ceza haddinin uygulanmasına işaret edildiğinden, 41.848,09 TL tutarlı ödenecek kurumlar vergisine ilişkin kısmını aşan geçici vergi dönemlerine isabet eden vergi asılları üzerinden üç kat kesilen vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davalı idarenin istinaf isteminin reddine, davacı istinaf isteminin ise kısmen kabulüne, kısmen reddine, Vergi Mahkemesi kararının redde ilişkin kısmının kısmen kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, vergi müfettişinin eksik inceleme ile değerlendirme yaptığı ve buna göre raporunu hazırladığı, müfettiş tarafından sadece defterler üzerinde bir inceleme yapılarak sonuca ulaşıldığı, oysa şirketin; alış satış faturaları, sevk irsaliyeleri, üretimlere dair ekspertiz raporları ve YMM raporları ile sair belgelerin incelenmediği, incelemenin 213 sayılı Kanun’un 3/B ve 134. maddelerine aykırı olduğu, yoklamalarda sürekli iş yeri adresinin değiştirildiğine dair olumsuz tespit yapıldığı, ancak şirketin esas faaliyetinin fabrika adresinde bulunduğu, birtakım vergisel avantajların yakalanması ve vergisel işlemlerin hızlı çözümlenmesi amacıyla adres değişikliğine gidildiği, raporda sadece vergi dairesince yapılan yoklamalara yer verildiği, diğer kurumlarca yapılan yoklamalara ilişkin belgelerin dosyaya ibraz edilmesine rağmen ilk derece mahkemesince dikkate alınmadığı, raporda belirtildiğinin aksine BA BS formlarında herhangi bir uyumsuzluk bulunmadığı, şirketin re’sen terk ettirildiği dönemlerde yaptığı alış ve satışların müfettiş tarafından dikkate alınmadığı, söz konusu re’sen terk işlemine karşı açılan davada kabul kararının verildiği, şirketin alım yaptığı bir kısım mükellefler hakkındaki raporlar ve vergi dairesi tespitlerinden hareketle varsayıma dayalı olarak sonuca ulaşıldığı, alım yapılan firmalar hakkında ne gibi işlemler yapıldığı, işlemlere karşı mükelleflerce dava açılıp açılmadığı vb. hususlarda Mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadığı, üretim tesisinde yapılan tüm yoklamalarda firmanın faal olduğu tespit edildiği hâlde şirket ortağının başka şirketleri ile sözde yapıldığı belirtilen olumsuzluklar araştırılmaksızın doğrudan tarhiyat önerilmesinin açıkça hukuki dayanaktan yoksun olduğu, vergi suçu raporuna istinaden yapılan ceza yargılamasında beraat kararı verildiği ve söz konusu kararın istinaf aşamasında kesinleştiği, … Kimyevi Mad. Ltd. Şti. ile ilgili olarak … İş Mahkemesi’nde işçilik alacaklarına dair davanın derdest olduğu, yine anılan firma hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığı’nca takipsizlik kararı verildiği, öte yandan anılan şirketin vergi dairesinde 1 milyon TL tutarında teminatının bulunduğu, ancak Vergi Mahkemesince söz konusu hususlar irdelenmeden karar verildiği, raporda belirtilen EPDK tarafından verilen idari para cezalarına karşı dava açıldığı ve dosyaların hâlen derdest olduğu, bir kısım beyannamelerin verilmeme sebebinin yukarıda belirtildiği üzere ilgili dönemlerde hakkında tesis edilen re’sen terk işleminden kaynaklandığı, ilgili faaliyetin TOBB tarafından onaylı Manisa Sanayi Odası’nca verilen sanayi sicil belgesi, kapasite raporu ve bunun neticesinde EPDK tarafından verilen üretim izni, TSE standardı ve marka tescil belgesi, iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatı vs. tüm yasal izin ve belgelerin alınması sonucunda gerçekleştirildiği, şirket hakkında daha öncesinde … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu ve bu rapora bağlı olarak muhtelif inceleme raporlarında tespit edildiği belirtilen eksiklikler ve bunlara bağlı yapılan tarhiyatların dava konusu edildiği, Mahkemelerce davaların kabulüne ve cezaların iptaline karar verildiği, keza müfettiş tarafından hazırlanan vergi suçu raporu doğrultusunda … Asliye Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu beraat kararı verildiği, öte yandan faaliyet ile ilgili olarak İstanbul Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesince; ”davacının sahte belge düzenleme fiili nedeniyle komisyon geliri elde ettigi ve bu suretle ithal edilen baz yağların belgesiz olarak satıldığı hususları somut olarak tespit edilemediginden, davacı adına yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı” gerekçesiyle karar verildiği belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı şirket hakkında tanzim edilen raporda düzenlenen faturaların sahte olduğunun somut tespitlerle ortaya konulduğu, vergi ziyaına sebebiyet veren davacı şirket adına re’sen tarhiyat yapılmasının ve üç kat vergi ziyaı cezası kesilmesinin yasal ve yerinde olduğu, geçici vergi asıllarının ihbarnamede aranmayacağının belirtildiği, gecikme faizi hesaplanabilmesi için ihbarnamelerde zorunlu olarak yer verildiği, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının aleyhe olan kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 15/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.