Danıştay Kararı 4. Daire 2022/4264 E. 2022/9163 K. 26.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/4264 E.  ,  2022/9163 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/4264
Karar No : 2022/9163

İTİRAZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura düzenleyerek komisyon geliri elde ettiğinden bahisle düzenlenen vergi tekniği raporu dayanak alınmak suretiyle takdir komisyonu kararı uyarınca re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı 2011 yılı gelir vergisi, … ila … dönemleri geçici vergi ile … ila … dönemi katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Bölge İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacının ilgili hesap döneminde aslında gerçek bir faaliyeti olmadığı ve sahte belge düzenlediği sonucuna varıldığından, Danıştay içtihatları doğrultusunda dava konusu dönemlerde davacıdan mal veya hizmet aldığını beyan eden mükelleflerce bildirilen tutarların %2’sinin komisyon geliri olduğunun kabulü ile takdir komisyonu tarafından belirlenen matrahlar üzerinden re’sen tarh edilen üç kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisi, gelir geçici vergileri üzerinden bir kat kesilen vergi ziyaı cezaları ile üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında hukuka aykırılık, gelir geçici vergilerine ve de tek katı tutarı aşan vergi ziyaı cezalarına ilişkin ise, mahsup süresi geçen ve mahsup imkanı ortadan kalkan dava konusu gelir geçici vergi asıllarında ve geçici verginin peşin alınan bir vergi olması nedeniyle tek kat vergi ziyaı cezası kesilmesi gerektiği yönünde Danıştay’ın yerleşik içtihadı gereği, vergi ziyaı cezalarının tek katı aşan kısmında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kanul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının vergi ziyaı cezalı gelir vergisi, katma değer vergisi tarhiyatlarıyla aslı aranmayan geçici vergiye bağlı kesilen vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasının oybirliği, geçici vergi aslına ilişkin hüküm fıkrasının ise oyçokluğuyla ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 26/12/2022 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 120/4. maddesinde, yapılan incelemeler sonucunda geçmiş döneme ait geçici verginin %10’unu aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici verginin tarh olunacağı, mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği ancak, gecikme faizi ve geçici vergiye bağlı kesilen cezanın tahsil olunacağı hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu ihbarnamelerde geçici vergi miktarı gösterilmiş ise de, geçici verginin aslının aranmayacağının belirtilmesi karşısında vergi miktarının kesilecek vergi ziyaı cezası tutarının belirlenmesine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde, aslı aranmayacağı hem kanunun ilgili maddesi gereği olması ve hem de idarece tanzim olunan ihbarnamelerde geçici verginin aslının aranmayacağının açıkça belirtilmesi nedeniyle, kararın geçici vergilerin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının hukuki sonuç doğurmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, ihtilafın “geçici vergi asıllarına ilişkin kısım yönünden incelenmeksizin reddine” karar verilmesi gerekirken, davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü ile aksi yöndeki Mahkeme kararının geçici vergi asıllarının kaldırılması yönündeki hüküm fıkrasının belirtilen gerekçelerle bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının buna ilişkin kısmına katılmıyoruz.