Danıştay Kararı 4. Daire 2022/4221 E. 2022/8997 K. 22.12.2022 T.

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2022/4221 E.  ,  2022/8997 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/4221
Karar No : 2022/8997

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av…

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : …. Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Türkiye Noterler Birliği Üyelerinin Dayanışma, Yardımlaşma, Emeklilik Sandığı’ndaki birikimleri üzerinden yapılan gelir vergisi kesintisinin yasal faiziyle birlikte iadesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; Noterler Birliği Üyelerinin Dayanışma Yardımlaşma, Emeklilik Sandığı’ndaki birikimlerini bireysel emeklilik sistemine aktardıktan sonra 3 yıldan fazla sistemde kaldığı, ayrıca davacı tarafından, birikimlerinin, bireysel emeklilik sistemine, sistemde belirli bir süre kalma şartı aranmadan gelir vergisinden tam istisna olmak üzere aktarılmasının mümkün bulunduğu dönemde yani 3 yıl sistemde kalma şartını getiren 6456 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce aktarılmış olduğu anlaşıldığından, Noterler Birliği Üyelerinin Dayanışma Yardımlaşma, Emeklilik Sandığı’ndan bireysel emeklilik sistemine aktarılan birikimlerin gelir vergisinden istisna olması nedeniyle yapılan dava konusu kesintide hukuka uyarlık bulunmadığı ve kesintinin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek tecil faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının dava konusu vergilendirme dönemindeki Noterler Birliği Sandığından elde etmiş olduğu getiri üzerinden vergi kesintisi hesaplanmasının yasal bir zorunluluk olduğu, davacının söz konusu sandıktan bireysel emeklilik sistemine aktarılan tutarın sadece erken ayrılma halinde vergilendirilebileceği iddiasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu belirtilerek, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
İdari Yargılama hukukunun yerleşik içtihatlarından biri olan “taleple bağlılık ilkesi” uyarınca, idari yargı merciilerinde açılan davalarda mahkemelerin, davacının istemi ile sınırlı inceleme yapabileceği, istemi genişletecek veya daraltacak biçimde karar veremeyeceği açıktır.
Uyuşmazlıkta davacı tarafından, bireysel emeklilik sistemine aktarılan ve sözleşmenin sonlandırılması nedeniyle Türkiye Noterler Birliği Üyelerinin Dayanışma, Yardımlaşma, Emeklilik Sandığı’ndaki birikimleri üzerindenyapılan gelir vergisi kesintinin yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmektedir. Dava dilekçelerinde talep edilen yasal faizin kanuni dayanağı gösterilmemekle birlikte bu talepten kanuni faize ilişkin özel düzenleme içeren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun’un 1. maddesinde düzenlenen “kanuni faiz”in anlaşılması gerekmektedir.
Dava dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunulması durumunda yargı yerince taleple bağlı kalınmayarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin (4) numaralı fıkrasında belirtilen tecil faizi oranında hesaplanan faize hükmedilmesi hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Bu nedenle, tahsil edilen tutarın kesinti tarihinden itibaren “taleple bağlılık ilkesi” göz önünde bulundurularak yasal faiziyle birlikte davacıya iadesi gerektiğinden temyiz isteminin kabulü ile kararın buna ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği görüşüyle kararın bu kısmına katılmıyorum.